Bir Küçük Gezi

320 52 33
                                    

Harry Poppy'nin ona ilerleyip kucağına bıraktığı tepsideki yiyeceklere baktı. Uzun zamandır isteyerek yemek yemiyordu. Genelde acıktığını fark etmiyordu. Revirdeyse Poppy, başka bir yerdeyse mutfaktaki görevlendirilmiş cinler ona yemek getiriyordu. Ama getiren olmazsa Harry acıktığını hissetmiyor, yemeden içmeden çalışıyordu.

Ancak şuan acıktığını hissedebiliyordu, fazlasıyla. O kadar çok iksir içmişti ki, boş midesinde iksir çalkalanıyordu. Zehirlenmemesi mucizeydi. Muhtemelen bu iksirleri içmeden önce Poppy'i aç olduğu konusunda bilgilendirmesi gerekirdi ama umursamamıştı.

Okuduğu kitabı kapattı, dün getirdiği çantasından almıştı, revire giren ve listedeki iksirlerin tamamladığı kısmını getiren iksir ustasına bir bakış atıp yemeğe başladı. O çorbasını yudumlarken Severus iksir takımlarını Poppy'nin ofisine bırakmış ve tekrar Revire girmişti. Ofisine gitmek üzere Hastane Kanadından çıkacakken çocuğun alnındaki kumaş şerit dikkatini çekti. Ona doğru ilerlerken tereddüt etti ama durmadı.

"Neden bu kumaşı takıyorsun?"

Harry ona baktı bir süre. Yeşil gözlerin üstüne dikildiği her saniye Severus'un sinirleri geriliyordu. Harry gözerini adamın obsidyenlerinden ayırmadan elini yanındaki sehpada duran defter ve kalemine götürdü. Kısaca yazdı.

Yara izi kaşınıyor. Kaşımamak için kendime bir hatırlatıcı olarak bağladım kumaşı. Elim kumaşa gidince kaşınan şeyin kafam değil yara izim olduğunu hatırlayıp kaşımıyorum.

Mantıklı, diye geçirdi içinden iksir ustası. Ardından tekrar sordu.

"Bileğini kırmayı nasıl başardın?"

Üstüne düştüm, iki kez.

"Süpürgeye mi bindin de bu kadar sert düştün?"

Hayır, havaya yükselmiştim sadece. Dengemi koruyamayınca da düştüm. Birinci düşüşümde sadece incindi, ağrısı artınca tekrar revire gelmek istedim. Buraya gelirken üstüne basamayınca kendimi yerden yükselttim ve süzülerek geldim. Ama dengemi koruyamadım ve revirin önünde tekrar üstüne düştüm. Sonra da size not kağıdını gönderdim.

Yalan söylemek basit bir işti. Yalanı söylemek yerine yazmak ise çok çok daha kolaydı. Zihinsel Occlumensy kalkanlarının tamamen yerinde olduğundan emindi Harry.

Karşısındaki adam da bu paragrafı okuduktan sonra zihnine girmek istemişti. Çocuk zaten arada sırada müdüre gidip kalkanlarını test ettiriyordu. Kendisi de bir kez test etse sorun olmazdı.

Kendini simsiyah, kapkaranlık bir yerde bulan Severus önce ne yapacağını bilemeden durdu. Sonra bu bilindik koruma şeklini hatırladı ve zayıf bir nokta aradı.

Buldu da.

Ancak oraya saldıramadan önce yoğun bir itiş gücü hissetti. Zihinsel kalkanlar devreye girmiş, karanlık odada zayıf noktaya ilerlemeye çalışan adamı bağlayıp atmaya çalışıyordu. Oraya gitmesini önlemeye çabalıyordu.

Severus fiziksel olarak değil, zihinsel olarak bağlandığının ve itildiğinin farkındaydı ancak yine de garip bir deneyimdi. Kendini birden revirde bulduğunda nefes nefese kalmıştı iksir ustası.

Kafasını kaldırıp Harry'e baktığında çocuğun suratında ince ve alaycı bir sırıtış olduğunu fark etti. Harry sırıtışını düşürmeden yazdı.

Hep zayıf kalmamı mı beklerdiniz? Nasıl, yeterince iyi mi?

"Yeterince çalışır durumda." derken nefes nefese kalmış olduğunu belli etmiyordu Severus. Gerçek bir zihnebend ustası ve casus olarak nefeslerini ve yüz ifadesini dümdüz tutma konusunda fazlasıyla iyiydi.

Dili Lâl Olanın Zihni GürültülüdürWhere stories live. Discover now