Fala , nicholas ve kalessa saraydan ayrılır ve şehire giderler.
Rose : Of keşke falayla birlikte gitseydim bin pişman oldum şimdi. Neyse bende kahvaltı etmeye gideyim.
Rose odadan çıkar ve Hawk ' la karşılaşır.
Hawk : Sarı kedi.
Rose : Bana sarı kedi demeyi keser misin ?
Hawk : Niye ? Öyle değil misin ?
Rose : Hayır değilim öküz !
Hawk : Hey sözlerine dikkat et !
Rose : Dikkat etmezsem ne olur ?
Hawk : Seni köpekbalıklarına yem ederim !
Rose : Ayyy çok korktum !
Hawk : Hey dalga geçme ! Yoksa seni bin pişman ederim.
Rose : Hiçbir şey yapamazsın bana !
Rose ordan uzaklaşır ve hawk ' ta kendi kendine konuşur.
Hawk : Ne kadar da şımarık birisi ama ben sana göstereceğim gününü !
Hawk ' ta ordan uzaklaşır ve odasına gider. Yarım saat sonra rose bağırmaya başlar.
Rose : Aaaaaaaaa !!!!!
O sıra hawk rose ' un sesini duyar.
Hawk : Ne oluyor ?
Hawk odadan hızlıca çıkar ve rose ' un yanına gider.
Hawk : Ne oldu ? Niye bağırıyorsun ?
Rose : Fa...fare var !!
Hawk : Fare mi ? Nerde ?
Rose eliyle fareyi gösterir.
Hawk : Küçücük bir fareden mi korktun ?
Rose : Herhalde korkucam baksana tüylü tüylü , kısa kuyruğu !
Hawk : Tamam.
Hawk o sıra hizmetlerinden birisini çağırır.
Hizmetli : Evet majesteler bir sorunuz mu var ?
Hawk : Evet şuradaki fareyi alıp dışarıya götürür müsün ?
Hizmetli : Emredersiniz majesteleri.
Hizmetli ordan uzaklaşır ve elinde bir küçük kutu getirir ve fareyi kutuya sokar. Sonrada hizmetli fareyi dışarıya çıkartır.
Hawk : Tamam fare gitti artık.
Rose : Teşekkür ederim.
Hawk : Rica ederim.
Hawk ordan tam gidecekken durar ve konuşmaya başlar.
Hawk : Bu arada bir daha bağırmazsan sevinirim.
Hawk oradan gider ve rose ' da kendi kendine konuşur.
Rose : Şımarık ne olacak !!