11.❝Kalp, iki kişiliktir❞

851 76 61
                                    

Hıçkırıklarımın arasından koşarak geçiyordum sanki koridorları. Kolumdan yakaladı kurtardı beni karanlığımdan Salvatore. "Tony?" Dedim morarmış, bitmiş gözlerle bakarken.

"Bu halin ne?" Dedi dehşet içerisinde. "Gel, gel odama." Beni hemen yanda ki odaya çekti. Bir şey üzerinde çalışıyordu. "Ne oldu? Steve mi bir şey yaptı yoksa? Duygularına karşılık vermedi mi?"

Burnumu çekerek yanağımda ki yaşları sildim, "Hayır, Tony. Ben onu sevmiyorum, yani aşk olarak. O benim kan bağım, böyle bir şeyi düşünmek bile rahatsız edici."

Pat diye söyledim, neyim kaldı ki artık?

"Ne?" Dedi şaşkına dönerken. "Bi-bir dakika bir dakika." Perişan halde baktım ona. "Bana neler olduğunu hemen anlatıyorsun. Yoksa şuracıkta bir zaman makinesi yapar her şeyi öğrenirim Bayan Hayloft!"

"Rogers."

Omuzları düştü. Yavaşça gülümsedi, "Steve... Senin baban?" Dedi kaşlarını kaldırarak. Onay bekliyordu.

Titrek aldığım nefes, derindi. Kafamı salladım hızlıca. "Aramızda kalacak, Tony. Sana anlattığım her şeyi, sana anlatma sebebim bil ki, sana güveniyorum."

"Tanrım..." Beni dinlemiyor gibi gözüküyordu.

"Lütfen güvenimi boşa çıkartma."

Dolan gözleriyle, elimi eline aldı. Ve kalbinin üzerine koydu. Atmıyordu. Ama yine de bir kalbi vardı. "Sırrın bu ölü kalbimde. Ve buradan çıkaracak tek şey bir ölüm meleği."

Gülümsedim.

"Ve ben ölüm meleğini, şunu icat ederek alt ettim." Dedi reaktörü göstererek. Güldüm, o da benimle güldü. "Ha şöyle, gül birazcık. Sonuçta, bir aya kalmaz, gidersin bu zamandan." Diye düşürdü moralini.

"Anlamadım?" Burnumu çektim. "Zaman makinem kırıldı."

Ellerimi elleri arasına alıp ısıttı, "Peki, makineyi icat eden kimdi? Benim, öyle değil mi? Hayatını kurtarmak için yeniden yaparım o halde bende."

Gözlerim arkasında ki havada teknolojik ekranda süzülen bir yapı geldi. "Evet, bu zaman makinesinin bir taslağı."

"Yapmayacağım diyordun?"

"Ben umursamaz egoist biri değilim, yani egoist kısmı maalesef doğru ama boşver. Umursamaz değilim, ve oldukça dikkatliyimdir. Yaranı gördüğümde, kalbimin ne kadar acıdığını sana kanıtlayamam."

Hızla doğrulup sarıldım, sıcacık ve bana göre büyük kalan bedenine. Ayrıldığımızda ise gözlerime bakmaya devam etti, "beni nasıl anlamak istiyorsan anla, Violet."

"Tony?"

"Anlatmama izin ver." Kafamı salladım. "Yıllar önce, bir aküye bağlı uyandım. Resmen bir aküyle. Kalbimi hissedemiyordum, sanki orada kapkara bir şey vardı. Kalbimden ölümcül bir ısırık almışlardı sanki."

Gözleri doldu. Gülümsedim.

"Orada ki damarlar artık kapkaranlıktı. Ama, sen gelince o damarlar kıpkırmızı oldu. Yeniden, hayata döndüm sanki."

"Tony..."

"Artık nasıl anlamak istediğin umrumda değil, Bayan Rogers. Sadece, söylemek istedim. Öyle, bu kadar."

Buruk bir gülümseme sundum, "Beni seviyor musun, Tony?" Diye sordum cılızca.

Omuzlarını silkti, "Ölü kalbi yeniden hayata bağlayan birine bunları söylemem normal gelmedi mi?" Diye güldü.

"Benden hoşlanıyor musun?" Diye sordum tekrardan. Gözlerinde bir ışık vardı, ve ben ona ulaşmaya çalışıyordum.

"Bu seni üzecek mi? Seni sevmem canımı yakacak mı?"

Gülümsedim, hayatı ilk defa bu kadar renkli ve yavaş görüyordum. Ağır çekimde olan bu sahnede, yavaş yavaş, ama hızla yaklaştım ona. Dudaklarımı dudaklarıyla birleştirdim.

O an, hayatım tekrardan hızını artırmıştı. Geriye çekildim. Ellerimi tuttu ve tekrar avuçlarının içine hapsederek öptü. "Seni seviyorum Violet. Ve bu Tony Stark'ın bir kalbi olduğunun kanıtı."

Hiçbir zaman evim değilken,

Ben şimdi evimdeydim.

BÖLÜM SONU

ağlayacağım şimdi assiri iyiler yaa

Normalde bu bölümde Wanda ile bir sohbetleri olacaktı, o da çok önemli bir sohbetti ancak bu bölümde, bir itiraf yazayım dedim.

Bir sonraki bölümde görüşürüz Kalbini sevdiklerim❤️‍🩹

Bu kitap, sizin kalbinizin olduğunun kanıtıdır.

Kitaplarım ile ilgili editler, kolajlar ve mizahlar için instagram: mccalll2ee (yakında post paylaşılacak)

𝐒𝐀𝐋𝐕𝐀𝐓𝐎𝐑𝐄, tony starkWhere stories live. Discover now