Episode 1

680 34 66
                                    

Cipsimi yerken biraz sonra varacağımız konuma bakıyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Cipsimi yerken biraz sonra varacağımız konuma bakıyordum. Aşırı sıkılmıştım. Neredeyse 1 saattir burada oturuyordum. Birkaç dakika önce yeni boyadığım tırnaklarıma baktım. Sonra derin bir iç çekerek arkama geri yaslandım ve Koruyuculara bakış attım.

"Daha ne kadar yolumuz var?" Dedim ağzıma cips atarken.

"Şikayet etmeyi bırak Alyssa. Mantis oynatma listemi aç." dedi Quill, bir yandan da gemiyi kullanıyordu.

Mantis Peter'a tamam anlamında bir bakış attı ve bunun üzerine gözümü devirmeme engel olamadım. Sadece orada olmamıza ne kadar kaldığını bilmek istemiştim.

Quill'in müziği geminin her yerinde çalmaya başladı. Şarkıyı söylemeye başlarken, Gamora da sözleri kendi kendine mırıldanarak söylemeye başladı. Bu şarkıyı birkaç kez duymuştum ve bu da karşılığında iç çekmeme neden oldu.

"Söyle Drax!" Quill ona doğru seslendi.

Drax'tan ses gelmeyince başımı çevirerek sandalyesinde uyuyan Drax'a baktım.

"Uyuyor aptal!" dedim Quill'e, cips paketimi karıştırırken. Paketin boş olduğunu görünce kaşlarımı çattım. Elimdeki boş cips paketini küçük bir top haline getirmeye başladım.

Quill bana bakmak icin arkasını döndüğünde, dediklerimin üzerine tepkisini görünce sırıttım. Top şeklindeki paketi Quill'in kafasına fırlattım ve bu da gülmeme neden oldu.

"Öncelikle, birbirimize bir şeyler atmamak konusunda anlaştığımızı düşünmüştüm."

Omzumu silktim. "O konuda ciddi değildim."

"İkinci olarak, Alyssa, konuşmana dikkat et. Gamora destek versene!" Peter, Gamora'ya bakarak.

"Alyssa, lütfen, bak böyle davranarak Groot'a kötü örnek oluyorsun."

Bunun üzerine gözümü pörtlettim. "Ben mi? Ağzını bozmadan bir saatini bile geçiremeyen bir rakunumuz var bizim!"

Quill "Haklı aslında."

Saçlarımı gözümün önünden çektim ve koltuğuna geri yaslandım. Gözüm parmağımdaki yüzüğe takıldı. Yüzüğe dokunduğum anda tüylerim diken diken oldu. Thanos'un beni ailemden ayırmadan önce onlardan bana kalan tek şey.

Hiç kimsenin daha önce görmediği kadar üst düzey telekinezi gücüne sahibim. Galaksideki bazı insanlar içimdeki bu gücün beni öldürebileceğini söyledi, fakat maalesef hâlâ buradayım.

Thanos benim ne kadar güçlü olduğumu fark ettiğinde Nebula ve Gamora'yı beni almaları için gönderdi. Nebula ve Gamora ailemi öldürmeye cesaret edemediler bu yüzden ablalarım onlara bir anlaşma teklif etti. Eğer hiç kimseye bundan bahsetmezlerse onların yaşamalarına izin vereceklerini ve benim de güvenle geri döneceğimi söylediler. Yoksa benimki de dahil olmak üzere hepimizin hayatı riske girecekti.

Ailem de bu teklifi kabul etti.

Bazen ailem benim için savaşsaydı ne olurdu diye merak ediyorum. Hâlâ hayatta olur muydum ya da ablalarım onları öldürür ve beni götürürler miydi? Her iki yol da aynı sebepten dolayı gerçekleşecekti.

Ama Thanos beni yanına aldığından beri her gün durmadan antrenman yapıyordum ve güçlerimin yanı sıra dövüş becerilerimi de geliştiriyordum. Güçlerimi kullanmaktan hoşlanmıyorum çünkü o kadar fazla ki bazen kontrol edemiyorum. Güçlerim yüzünden sevdiğim kimseyi incitmek istemem tabii ki.

Gamora güç taşını almak için gönderildiğinde ve sonrasında geri dönmediği için Thanos beni onu bulmam için gönderdi. Gamora'yı bulduğumda babama asla geri dönmek istemedim. Çünkü takımın diğer üyeleri ile tanıştım ve onları ailem gibi görmeye başladım. O aile sıcaklığını bırakmak istemedim. Thanos'tan alamadığım o sıcaklığı... ve sonunda evimi bulduğumu fark ettim.

Rocket esnedi. "Bunu neden tekrar yapıyoruz?"

"Bu bir imdat sinyali Rocket. Biri ölüyor olabilir," dedi Gamora rakuna doğru.

"Anlıyorum ama bunu neden yapıyoruz?"

"Çünkü biz iyiyiz ve ayrıca çabamızın karşılığında bize biraz çedar peyniri verirler." dedi Quill.

"Konu bu değil," diye işaret etti Gamora onlara.

"Konu bu değil," diye tekrarladı Quill, Gamora'nın sözlerini, "ama eğer para vermezse..." Quill sustu.

"Gemisini alacağız," dedi Drax uykusundan tamamen uyanarak.

"Kesinlikle!" Roket haykırdı.

"Aynen öyle!" diye bağırdı Quill.

Gamora ve ben Quill'e baktık ve Quill bize sadece şaka yaptığını söyleyerek başını salladı.

"İşte geliyoruz," diye bağırdı  Mantis.

"Pekala koruyucular, tehlikeli olabilir, bu yüzden ciddi yüzlerimizi takınmayı unutmayalım."

Saçımı atkuyruğu yapmaya başladım ve Mantis'e döndüm, o da ciddi yüzünü yapmaya çalıştı ve beni güldürmeye yetti. Ne kadar da masumdu.

"Groot, şimdi elindeki o şeyi bırak sana bir daha söylemek istemiyorum," dedi Quill Groot'a doğru bakarak.

"Adım Groot!" Groot'un bu dediği gemideki herkesin ağzının beş karış açılmasına sebep oldu.

"Yok artık-"

"Diline dikkat et."

"Ağzına acı biber sürüceğim ufaklık."

"Hey!"

"Bu ağır oldu."

"Biraz can suyu aldığından beri tam bir baş belası oldun. Hey! Böyle devam edersen o elindeki şeyi paramparça edeceğim!" Rocket bağırdı.

Sonunda varış noktamıza gelmiştik. Bir sürü ölü bedenler uzayın her yerinde süzülüyordu. Midem alt üst oldu, bunu asla beklemiyordum. Kimse tek kelime etmedi, etraf çok sessizdi.

"Buraya ne olmuş böyle?" Mantis'in sesindeki hüzünü derinden hissetmiştim. Burada her ne olduysa bunu yapan kişiyi biliyordum sanırım.

Hepimiz şoktaydık. Hiç böyle bir katliam görmemiştim. Uzayda süzülen ölü çocuklar, yaşlılar...

"Aman Tanrım," dedi Quill kendi kendine.

Gamora ve ben birbirimize ufak bir bakış attık. İkimizde bunu yapanın kim olduğunu biliyorduk. Derin bir nefes aldım ve önümüzdeki katliama baktım.

Rocket, "Anlaşılan bize para mara yok," dedi, kaşlarımı çatarak ona baktım.

Pencereye çarpan bir adamı görünce gemideki herkes tiksindi.

"Bu çok iğrenç!" dedim elimi ağzıma kapatarak.

"Silecekler! Silecekler! Çekin şunu!" Roket kolunu sallayarak söyledi.

Adam bir gözünü açtı ve hepimizin midesi bulandı.

"Onu silmeyecek misin?" Dedi Rocket.

"Yaşıyor Rocket! Drax, hadi gidip onu yakalayalım," dedi Gamora, gemiden çıkmak için ayağa kalkarken.


Sanırım hepimiz camdaki kişiyi tanıyoruz skvdkdvdkdhdkd

Groot'a bayılıyorum yaaa msbdkdbdmdbdkd

Bu bölümlük bu kadar. Buralar bildiğimiz yerler zaten. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere canlarım. Hoşçakalınnnn 🫶👋

Querencia | Peter ParkerWhere stories live. Discover now