21. BÖLÜM

39 1 2
                                    

Büyükannem uyuduktan sonra odamda tavana bakarak sessizce yatıyordum. Bütün hafta boyunca izleniyormuşum hissinden kurtulamamıştım. Seminer derslerimin sunumlarını dosya halinde teslim etmiştim ve onun dışında kalan derslerimin sınavı da iyi geçmişti. Yarın olacak bahara girişi kutlayacağımız ve Nicholas'ın da davetli olduğu parti dışında toplulukta bir etkinlik olmayacaktı. Bir haftalık tatilim başlamış sayılırdı.

Nicholas'la bu hafta hiç görüşememiştik. Mesajlaşmalar veya aramalar yetmiyordu. Onu çok özlemiştim. Bu tatilimi onunla geçirmek istiyordum. Evinde onun işten gelmesini beklemek bile bu karanlık odamda yalnızlığımla baş başa olmaktan daha iyiydi. Bu yüzden üzerimdeki göğüs kısmı ve askıları tüylü siyah kısa geceliği çıkarmadan takımı olan kolları tüylü sabahlığımı geçirdim üstüme. Giysi odamdan yarınki parti için seçtiğim çiçekli Marchesa elbiseyi, elbisenin iç astarının renginde Stuart Weitzman tek bantlı saten ayakkabıyı ve eski sezon Fendi şeffaf el çantasını yanımda götürmek üzere hazırladım. Üzerimdeki geceliği ve sabahlığı örtecek kadar uzun siyah kalın kürkümü giyip pastel renklerde bir başka kürkü de yarın için yanıma aldım. Siyah Louboutin Halte ayakkabımı giyip bir haftadır kullandığım klasik Chanel çantamla birlikte diğer eşyalarımı da aldıktan sonra evden çıktım. Dışarısı soğuk olduğu için garaja kadar çok mesafe olmamasına sevindim. Bentley'ye eşyalarımı yerleştirdikten sonra yola çıktım.

Bir saatten daha kısa sürede Tribeca'daki evinin otoparkına giriş yapmıştım. Asansöre bindikten sonra hiç durmadan onun evine çıkması için işe yarayan kartı panele okuttum. Uyuyup uyumadığından emin değildim en son ben Graceffa evine gelince haberleşmiştik. Bu belirsizlik dakikalar sonra asansörün kapıları açılınca heyecanlanmama neden oldu. Evde topuklularımın sesi yankılanırken Nicholas mutfaktan çıktı ve şaşkınlıkla bana baktı.

"Meleğim?"

"Selam," dedim onu sonunda görmüş olmanın beni mutlu ettiğini gizleme gereği duymadan. Üzerinde bol bir beyaz tişört ve siyah eşofman vardı. Yalınayak olması da çok hoşuma gitmişti. Onu daha önce bu şekilde görmüştüm ama yine de her seferinde böyle beni büyülüyordu. "Bu hafta görüşemedik. O yüzden geldim hemen."

"Çok sevindim gelmene. Hoş geldin." Yanıma gelip dudaklarıma bir öpücük kondurduktan sonra elimdeki eşyalarımı aldı. Salona doğru ilerlediğinde ben de peşinden gittim. Eşyalarımı koltuğa bıraktıktan sonra beni baştan aşağı süzdü. "Üşümedin mi böyle?"

"Evden arabaya yürüdüm sadece. Dışarda geçirdiğim bir vakit olmadı." Çantam elimdeyken kürkümü çıkardım.

"Gerçekten hemen gelmişsin." Sabahlığımı görünce gülümsedi.

"Zaman kaybetmek istemedim." Elimden çantamı ve kürkümü alıp eşyalarımın yanına bıraktı. Mutfakta ne yaptığını merak ettiğim için ayakkabılarımı olduğum yere çıkarıp mutfağa yöneldim.

Mutfakta ilk dikkatimi çeken dev blenderın içindeki mavi görüntü oldu. Çevresindeki dağınıklığa bakıp blenderdakinin ne olduğunu anlamaya çalıştım. Fakat herhangi bir fikrim yoktu.

"Dondurma gibi smoothie yapıyordum kendime." Dolaplardan güzel bir cam kâse çıkarıp blenderın içindekini kâseye döktü. Smoothie gerçekten dondurmaya benziyordu. Buzdolabından acai üzümü, kesilmiş kivi ve bütün çilekler çıkarıp üzümü ve kiviyi kâsenin üstüne gelişi güzel bıraktı. Bir kaşıkla bana smoothieyi tattırdı. O soğuk tat ağzımda eriyip yavaşça mideme giderken garip bir şekilde libidomun yükseldiğini hissettim. Benim problemim neydi? Bir araya geleli sadece dakikalar olmuştu ve ben onu arzulamaya başlamıştım bile.

Bana ve kendine kâsenin yarısını yedirdiğinde yükselen libidomdan haberdar olduğunun farkındaydım. Buna rağmen sakin duruşunu her zamanki gibi koruyordu. Temiz çileklere uzanıp smoothieye sosmuş gibi daldırdım. Gözünün içine bakarak çileği yavaşça yedim. Çileğin bu kadar fetiş gibi olmasına ilk kim neden olmuştu bilmiyordum ama birisini tahrik etmek istediğinde işe yarayan bir yöntemdi kesinlikle. Sakin duruşunun bozulmasından keyif alarak gülümsedi bana. Gülümsemesi beni daha da cesaretlendirdiğinde üstümdeki sabahlığımı çıkarıp ada tezgâha bıraktım. Sonra smoothie kasesinin yanına tezgâha oturdum. Bir çileği daha smoothieye daldırdım. Bu sefer ona uzattım. Çileği ağzına verirken özellikle smoothienin dudağının kenarına bulaştırdım.

İTAAT (Değişim #1)Where stories live. Discover now