KAN DAMLASI

26 3 0
                                    

*Biraz uzağından bir ses duyuldu... Kurt ulumasıydı hemde birde değildi birsürü ses duyardı . Ne yapacağını şaşırmış korkudan taş kesilmişti. *

Kurda kuşa yem olacağım diyerek bulduğu ilk ağaca tırmandı . Korkudan elleri ayağı titriyordu. Kurtların sesi daha da artmış yaklaşıyor gibiydiler. Ters taraftan bir at sesi geldi . Çıktığı ağacın altında durup bekliyordu .

" Git burdan kurt sürüsü geliyor git!"

Gitmiyordu ses çıkarmaya devam ediyordu . Onu aşağıda kurtların insafına bırakmazdı. Ağaçtan inip atın yanında durdu . At önünde eğilmişti . Binmesini istiyor gibi bekliyordu . Kız etrafına bakıp sahibi var mı diye kontrol etti .

  Hızlıca üstüne bindi . At kalkar kalkmaz dört nala koşturmaya başladı. Nereye gideceğini biliyor gibiydi. Ata daha dikkatli baktı . At gece karası renkliydi . Yeleleri parlıyordu. Çok güzel bir attı. Kız benim saçım da simsiyah diye düşündü ama güneşte sanki rengi açık kahveye dönüyor altın tozu atılmış gibi parlıyordu .

At hiç durmuyordu. Kızın saçı neredeyse kurumuş , rüzgarda aynı atın yelesi gibi savruluyordu . At yavaşlamış neredeyse durmuştu. Mağaraya benzer bir yere gelmişlerdi. Kızın gözüne hiç tekin gözükmüyordu burası bı at neden mağara önünde dururdu? Mağarada bir şey mi vardı .attan indi ve etrafı kolaçan etti. İçi huzursuzdu ama merakı da geri durmuyordu . Ormana doğru yürüdü . Bı hareketlenme vardı . Yere baktı ondan az uzakta olan kalın dal parçasını aldı yerden yavaş adımlarla ilerledi . Bu bı kurttu yerde ölü gibi yatıyordu.  Yavaşca yaklaştı kurda sağ arka ayağı kötü durumdaydı. Kurt varlığından rahatsız olmuş hirlamaya baslamıştı ama kalkıp onu kaçıracak gücü de yoktu. Çantasından babasının matarasini cikardı. Kurt genç gözükmüyordu belliki bayadir da burada kimildayamadan yatıyordu. Mağaranın geniş kabına su doldurup yere koydu. Korkuyordu elbet karşısındaki kurt epey büyük ve yaşlıydı . üstelik türünü ve neler yapabilicegini çok iyi biliyordu ama burda ölmeye de terk edemezdi. Suyu hafifçe ona doğru iteledi. Kurtla kısa bı an göz göze geldiler. Kurt sudan içmeye başlayınca içi rahatladı. Yarasına baktı. Eli yavaşça ayağına gitti. Dokununca bian dönüp hirladı . Ellerini yukarı kaldırıp

-sakin ol sadece yarana bakacağım başka kötü bir niyetim yok gerçekten

Üzerindeki tişörttu yırtıp takımlardan yassı dal parçaları buldu. Kurt kızın yaptıklarını dikkatlice izliyordu. Tekrar elini ayağına uzatınca hirlama duyunca

- bak sadece yardım edeceğim...

Yaptıklarına inanamiyordu . Bı kurdu ikna etmek için onunla konuşmaya çalışıyordu . İyice delirmişti...

Dalları ve bezi gözeterek

- bu dalları bacağına bağlayacağım.. tekrar kalkabilmen için bunu yapmam lazım...

Kurt kıza bakmayı kesmiş burnunun ucuyla matara kabini iteklemisti. Resmen su doldur demeye getirmişti..

- tanrım bı kurtla nasıl anlaştığıma şaşıramayacak kadar yorgunum sonra şaşıracağım buna....

Matarada kalan son suyu da kaba boşaltıp bacağına yöneldim. Bu sefer dokunabilmiş ve bı tepki almamıştım. Hızla aldığım dalları bağlayıp dikkatle bacağından elimi çekmiştim. Ona baktığımda sardigim bacağına bakıyordu . Kabı önünden alırken beklemediği bir anda kurt kızın eline burnunu sürttü. Sanki teşekkür edermis gibi bakıyordu. Kız eli titreyerek başına koydu ve hafifçe okşadı

- ben teşekkür ederim beni yanına yaklaştırdığın için

Matara kabini alıp çantaya attı . Arkasını dönüp gitmek istemese de gitmek zorundaydı yağmur yağmaya başlamıştı ve hızlanacağa benziyordu...

Tengri'nin Tamgası Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon