20.

334 23 0
                                    

Kaç saat geçti bilmiyorum, bi yanımda babam bi yanımda Kenan abi, cam duvardan içerdeki annemi izliyoruz birlikte. Hepimizin dilinde aynı dua hepimizin kalbinde aynı korku. Yanımdaki iki adam da annemi sevdi. Biri geçmişte biri şuan. Babam hâlâ annemi seviyor mu bilmem ama Kenan abi anneme kopmaz bi bağ ile bağlı bunu çok iyi biliyorum.

Geçen zaman bana acıdan başka bi şey sunmadı, zira annemin uyuyan bedeni beni germekten başka bi şeye de yaramadı.

Annem uykuyu sevmez.

Ama annem saatlerdir uyuyo ve makinadan çıkan düzenli ritim sesi olmasa onun hayatta olduğuna beni kimse inandıramaz. Maviyi Kenan abi eve göndermişti ve ben dedeme haber verdiğim için dedem gelmişti. Ama dedemi de göndermişti Kenan abi. Koridorda sadece üçümüz vardık çünkü Kenan abi herkesi gönderdi.

Bana gitmiceğimi bildiği için hiçbir şey söylemedi ve babamla da muhattap olmak istemediği için.

"Melek, sen de geç otur biraz. Mahfoldun kaç saattir"

"Yok Kenan abi. Ben iyiyim böyle" dedim ağlamaktan kısılmak üzere olan sesimle.

Koridorda ayak sesleri yayılınca başımı çevirip baktım ve Burak'la Savaş'ın geldiğini gördüm. Babamla tokalaşıp bana döndüler ama ben savaşa bakmadım. Ona kırgınım.

"Geçmiş olsun Melek. Apar topar yurt dışına çıkmamız gerekti ve biz çok geç öğrendik. Kusurumuza bakma" dedi Burak bana sarılmadan hemen önce.

"Sorun değil. Gelmeseniz de olurdu" dedim ve tekrar önüme dönüp annemi izlemeye kaldığım yerden devam ettim.

"Gel biz seninle bi kahve içelim " dedi Burak ve kolumdan tutup beni yürüttü. Üzerimde Leyla'nın getirdiği tayt ve bol tişörtten başka bi şey yoktu. Berbat bi haldeydim.

Birlikte kantine indik ve Burak bize iki kahve aldı. Tekrar karşıma oturduğunda bana uzgunce baktı.

"Savaş çok korktu. Apar topar geldik " diye girdi söze.

"Korkmasına gerek yok" dedim dalgınca

"Melek sen iyi değilsin. Bi doktora görünmek ister misin?"

"Yok. Burak teşekkür ederim ama ben annemi yanlız bırakmak istemiyorum. Daha sonra içeriz kahveyi " dedim ve ayağa kalkıp geldiğimiz yolu tekrar çıktım. Savaş hâlâ burdaydi ama bana bi şey demedi. Ben de ona bi daha bakmadan cama doğru yürüdüm ve anneme baktım.

Yine aynıydı.

****

Rahatsız bi yerde yattığımı biliyorum ama başım sürekli okşandığı için rahatça yatıyorum.

Uyandım ama saçlarımda gezen parmaklar o kadar huzur veriyo ki bana, gözlerimi açtığımda neyle karşılaşacağımı bilmediğimden ses çıkarmadan yatmaya devam ettim.  Annem bi an önce uyansın ve bi an önce iyileşsin istiyorum. Ve bunlar bi an önce olsun istiyorum. Hemen.

Ama işte insanın her istediği olmuyo.

"Uyumadığını biliyorum" diyen savaş gözlerimi açmama neden oldu. Koridorda bizden başka kimseyi göremeyince sırt üstü dönüp gözlerine baktım

Ama o okşadığı saçlarımdan çekmedi şefkatli gözlerini.

"Niye gitmedin sen?"

"Gitmemi mı isterdin?"

"Evet" ...hayır.

"Ama ben seni burda böyle bırakıp gidemem"

"Gittin ama dün gece?"

MutsuzWhere stories live. Discover now