Hiowa Zirvesi / 1. bölüm

106 14 312
                                    

Yer: Orman sakinleri'nin baş kenti [Hiowa]

[738 kelime]

Uzun bir aradan sonra bütün krallıklardan temsilciler bir aradaydı. Son zamanlarda bütün krallıklar arasında dolaşan gerginlik için kurulmuş bir zirveydi.

Barışçıllığı ile bilinen Orman sakinleri ev sahibi olma fırsatını kaçırmamaştı tabii.

Başkentte ki sarayın ortasında büyük bir odada yapılmıştı hazırlıklar. Mumların güzel ışıklandırması ve hoş bitki kokuları ile doluydu salon. Büyük hoş masalar ve rahat koltuklar da cabasıydı.

Buna rağmen Elflerin temsilcileri pek memnun görünmüyorlardı. Alaezer sürekli sinirli davranıyordu. General Arwen ne kadar sakinleştirmeye çalışsada.

Vampirlerin temsilcisi olarak sadece General Asari gelmişti. O da sessiz bir şekilde elfleri izliyordu.

Deniz Hükümdarları'ndan kraliçe Emilla buradaydı. Keyfi pek yerinde değil gibiydi. Sürekli suya girmek istediğini söylüyordu.

Kral Kai ve kraliçe Konton ise sevecen bir şekilde gelenleri karşılıyorlardı. Aldıkları tepki pek sevecen olmasa da.

Herkes ortada ki büyük masaya oturdu. General Arwen hala kral Alaezer'ı sakinleştirmeye çalışıyordu. Diğerleri ise sessizdi. kraliçe Konton ve Kral Kai masanın en ön köşesinde oturdular. General Abigail ise hemen arkalarındaydı.

Konton gözlerini etrafta gezdirdikten sonra sessizce Kai'nin kulağına eğildi.

Konton: Neden bu kadar az kişi var? davetli listemiz çok kalabalıktı...

Kai: Şuradaki mum neden yanmı-! ah... Şey..? açıkçası bilmiyorum. Sadece şu zirveyi başlatsan?

Konton: Tamam.

Konton ayağa kalktı ve konuşmaya başladı;

Konton: Sevgili konuklarımız, hepiniz tekrardan hoş geldiniz! Orman sakinleri'nin kraliçesi olarak ırkları tekrardan yakınlaştırması umut edilen zirvede ev sahipliği yapmaktan gurur duyduğumuzu belirtip, başlamak istiyorum!

General Asari dışında herkes alkışladı.

Konton'un sinirlendiği her halinden belliydi.

Kai: Sen otur Konton. Sakin ol, ben hallederim.

Kai: Şimdi asıl amacımıza gelelim. Son zamanlarda oluşan sıkıntılarınızı sırayla belirtin. Bir çözüm bulabiliriz belki...

Asari: İzniniz verirseniz ben vampirler adına konuşmak istiyorum.

Kai: Sizi Dinliyoruz, Bayan Asari.

Asari: Son zamanlarda Güney Batı tarafında ki şehirlerimizin limanları istila altında. Oradan herhangi bir şekilde gemi çıkaramıyoruz. Bu bize ticari yönden büyük bir darbe vuruyor. Bunu yapabilecek tek ırk Deniz Hükümdarları. Biz Vampirler olarak gereğinin yapılmasını talep ediyoruz.

Alaezer: Bu durum bize de sıkıntı çıkartıyor. Vampirlerden tahsil ettiğimiz bir çok ürün var. Ne diyorsunuz "Kraliçe" Emilla, Yoksa inkâr mı edeceksiniz?

Emilla: Hayır, doğruları söyleceğim. Bizim halkımızdan oldukları doğru olabilir. Tabii Orman sakinleri'nin bir açıklaması yoksa. Sonuçta onlar da karma ırklar.

Abigail: Bizim olmamız imkansız. Bunu general olarak söyleyebilirim ki; yaklaşık 4 aydır vampirlerle ilgili -özellikle Güney Batı bölgesinde- hiç bir ticari iletişime geçmedik.

Emilla: Doğru mu söylüyorlar, Bayan Asari?

Asari: Evet, son zamanlarda limanlarımıza gelen hiç bir gemi onlara ait değil. İtiraf edin, Kraliçe Emilla. Bunları yapan sizin ırkınız.

Emilla: Benim ırkımdan olması ihtimal. Ancak benim ile hiç bir alakası olmadığını size temin edebilirim. Fakat madem bu kadar eminsiniz, bir araştırma yapacağım.

Konton: Ne kadar güzel, bir sorun çözüldü gibi duruyor.

Asari: Umarım.

Alaezer: Sıra bende o zaman.

Kai: Sizi dinliyoruz, efendim.

Alaezer: Topraklarınızda hâlâ peri ırkına sahip kimseler yaşıyor, yanlış mı biliyorum?

Kai: Evet efendim, öyle.

Alaezer: Atalarınızın ırkçılığını siz de göremedim efendim? Perilerin soylarının tükenmesin de en büyük etkenlerden biriydiniz. Şimdi ırkçılığınız sadece Elfler'e mi söküyor?

(Bilgilendirme: Periler soyları tükenmiş bir ırktır. Sadece periler ile ufak bağlantısı olanlar yaşamaktadırlar. Soylarının tükenmesinin nedenleri tüm ırkların onlardan nefret etmesi diyebiliriz.)

Kai: Efendim, öncelikle herkesin aynı olmadığını söylemeliyim. Maalesef ırkçılıkta sizin ötenize çıkamıyoruz. Ayrıca bizim Elfler ve Periler ile herhangi bir problemimiz yok. Sevgili karım Konton'da Peri soyundan gelmekte.

Konton: Evet. Ben de Peri soyundan geliyorum ve sizi temin ederim ki ne Elfler ne de Periler arasında ırkçılık yapmıyoruz.

Alaezer: PFFT- Kendimi gülmemek için zor tutuyorum! Bir de Peri soyundan gelen birine taht mı verdiniz? *Yüksek sesle güler*

Konton: Evet, Ben kraliçeyim.

Arwen: Alaezer, efendim. Lütfen sakin olun. Bunlara hiç gerek yo-

Alaezer: *Hah! öyle mi diyorsun sevgili general? Senin aileni kimin öldürdüğünü hatırlatayım istersen!

Arwen: ...

Konton: Üzgünüm, midem bulanıyor. Çıkmam gerek...

Kraliçe Konton sinirli bir şekilde ayağa kalktı ve masadan ayrıldı.

Konton: Göreceksiniz...

Kai: Konton bekle!

Alaezer: Eh, benimde daha fazla durasım yok burada! Hazırlan general, gidiyoruz.

Arwen: Efendim, siz gidin. Benim ufak bir işim var.

Alaezer: Yarım saat sonra aşağıda ol ben gidiyorum.

Alaezer kalktı ve çıkışa doğru yürüdü. Arwen ise sadece kendinden emin adımlarla geniş salondan çıktı.

Asari: Görünüşe göre Bay Kai ve zirve başarısızlık abidesi. Kraliçe Emilla, limanlarımızı rahat bırakın. Ben gidiyorum!

Emilla: YETER ARTIK BU KADAR SAYGISIZLIK, DAYANAMIYACAĞIM BEN DE GİDİYORUM!

Kai: Hayır, bekleyin! Bu zirvenin aranızı toparlaması gerekiyor, dağıtması değil!

Kral Kai gidenlerin arkasında koştu, ancak nafile. Herkes çoktan işine bakmıştı bile.

[Irkların arasındaki sorunları çözmesi gereken zirve büyük bir savaşı ateşlemiş gibi...] 

Burada gelen temsilcileri bir sorum var, olanları açıkça anlatacak mısınız ırkınıza yoksa yalan mı söyleyeceksiniz? 

Unutmayın, her cevap kaderinizi belirler...



Krallıklar'ın savaşı |-Katılımlı Kitap-|Where stories live. Discover now