Haftanın Son Günü

Começar do início
                                    

Chay içinden nolur Kim ile olmayayım diye dua etmeye başlamıştı bile.

"İlk üçlü odamız... Payu, Rain ve Macau."

"Hiç şaşırmadım." demişti Payu sinirle iç çekerek. Rain o sırada Macau'ya çak yapınca sinirleri daha da tepesine çıkmıştı.

"İkinci odamız... Raphael, Sebastian ve Tankhun."

"Ben o odada kanser olurum." demişti Tankhun sinirle konuşup. "Oda oda değil şeytan yuvası resmen."

"Ben sana çok meraklıyım sanki." demişti Sebastian ona bakıp.

"Kes."

Son iki oda kalmıştı ve gidişat Kim ve Chay'ın aynı odada olacağına işaret ediyordu. Acaba yanlarına kim gelecekti.

"Üçüncü odamızı söyleyince dördüncü de belli olacak zaten. Üçüncü odamız... Phai, Sky ve Simon. Bu durumda Kim, Chay ve Time aynı odaya düşüyorlar."

"Bu nasıl oda be! Tüm sapıklar kardeşimin odasında."

"Ne sapıklığı be?" demişti Time sinirle. "Chay'a bir şey yapacak değilim herhalde."

"Sana belli olmaz." demişti Porsche ona sinirle bakarak.

"Ne demeye çalışıyorsun sen? Şu ana kadar neyimi gördün acaba?"

"Porsche abartma." demişti Kinn sevgilisine bakarak. "Ayrıca onlardan birisi kardeşim, diğeri en yakın arkadaşım."

"Birisi de benim kardeşim."

"Porsche, bence de biraz saçmaladın." demişti Tay bir an dayanamayıp konuşarak. "Time pis bir yavşak olabilir ama sapık olarak tanımlaman cidden hoş değil. Onu savunmak istemem ama sapıklığına şahit olmadım ben."

"Sen niye şimdi durduk yere onu savunuyorsun?" demişti Jace bir anda sinirlenip. "Senin meselen mi?"

"Değil ama ortada bir haksızlık varsa konuşurum elbette."

"Yeter be!" deyip bir anda ayaklanmıştı Chay. "Sizden bıktım artık. Ayrıca Time bana karşı en ufak bir saygısızlık yapmadı şu ana kadar, her zaman mesafeli oldu. Asıl ben onunla aynı odada kalmak istemiyorum." 

Chay bunu derken Kim'i işaret etmişti. 

"Sapık olduğu için de değil, insan olmadığı için kalmak istemiyorum ama sanırım seçeneğim yok."

Chay hızlıca bahçeye yönelirken Rain de onun peşinden gitmişti. O sırada ortamda hala tartışmalar dönüyordu ve Öykü neredeyse çekirdek alıp bu olayları izleyecekti.

"Tamam arkadaşlar, yeterli. Bu muhabbetlerinize sonra devam edersiniz." demişti Öykü en sonunda müdahale ederek. "Bu geceden itibaren herkes belirlenen odalarda kalmaya başlayacaklar, haberiniz olsun."

....

Şu an evdeki herkesin arası gergindi. Başta Kinn ve Porsche olmak üzere.. 

Jace de Tay'a trip atıyordu ve Tay bunun çocukça olduğunu düşünüyordu. 

Chay zaten kafayı yemek üzereydi. Kim'den uzak durmayı ne kadar çok isterse aynı hızda kendini onun dibinde buluyordu. Bir hafta da değil birkaç hafta onunla kalmak zorundaydı ve bu onu daha da delirtiyordu.

Yine en rahat Magnus ve Alec'ti. Hatta ilk hafta kimse tahmin edemezdi ama onlarda sonraki en rahat çift Vegas ve Pete'di şu an. Öyleki iki çift de etrafındakilerle uğraşmaya çalışıyorlardı.

"Senle ne konuşmuştuk küçük tavşan, hani Kim'i elde etmek için her şeyi yapacaktın?" demişti Magnus Chay'ın saçını karıştırırken.

"Ona sen karar verdin, ben henüz onaylamadım."

"Eline mükemmel bir şans geçti. Haftaya Kim'i tatile götür işte. Sen bu işi hiç bilmiyorsun."

"Haklı Magnus." demişti Rain. "Hem hani elde edecektik Payu ve Kim'i?"

"İstemiyorum, vazgeçtim. Onu düşünmek sadece canımı yakıyor benim. Nasıl onunla sağlıklı bir ilişkim olabilir ki?" demişti Chay önüne bakarak. "Olanları nasıl unutacağım. Ağlamalarımı, acı çekmemi... bunları bana unutturacak mı onunla yaşadığım ilişki?"

Magnus'un da Rain'in de buna cevabı yoktu işte.

"Sen de onu kullan o zaman. Aşık et kendine ve sonra seninle oynadım deyip bir kenara at."

"Sence ben öyle birisine mi benziyorum Magnus?" demişti Chay gülerek. "Neyse, boşverin beni. Ben mutlu olmaya alışık değilim zaten, iyi oldu bana."

Chay bunu dediğinde Rain ona sıkıca sarılmıştı.

"Böyle söyleme ama, beni de üzüyorsun."

"Boşver, senin şu aralar Payu ile aran da iyi. Siz mutlu olun, benim mutlu olmak gibi bir derdim yok artık. Ben daha fazla mutsuz olmamaya oynuyorum şu aralar."

Magnus da Rain de diyecek başka bir şey bulamamışlardı o an.

...

"Lan mal, bu yüzden trip mi atılır?" demişti Alec Jace'in kafasına vurarak. "Tay haksız bir şey görüp konuştu sadece."

"Eski sevgilisini korumak zorunda mıydı?"

"O an zorunda hissetti demek ki?"

"Neden yani? Koruyacak başka insanlar var sonuçta. Konuşmasın Time hakkında. Varlığı beni yeterince rahatsız ediyor zaten, bir de Tay'ın onu koruması... delirdim anlıyor musun?"

"Bu durum Tay'ın ne kadar saf bir kalbi olduğunu gösterir bence. Böylesi de zor bulunur, kıymetini bil."

"Bilemem kardeşim, savunmasın Time'ı kimseye."

"Lan at kafası!" deyip bir tane daha vurmuştu Alec ona. "Hani nerde senin medeniyetin? "

"Sikerim medeniyetini!"

"Sesini yükseltme bana, ağlatırım oğlum seni."

"Asıl sana ne oldu lan? Magnus'a aşk çiçeği olup bana dikenini sokuyorsun. Ayrıca Magnus yapsa aynısını, sen ne düşünürdün?"

"Umursamazdım." demişti Alec arkasına yaslanıp. "Sonuçta yanında ben varım ve beni ilgilendiren tek şey de bu. Ayrıca buna genişlik değil güven diyoruz. Senin yaptığına da moronluk. Bu adam ilk günden beri seninleydi, ne oldu Jace bey? Sevgili olunca mı kabalaşasın geldi? 2 gün öncesine kadar sen de çiçektin ya hani?"

Alec haklıydı. Jace gereksiz tepki vermişti cidden.

"Haklı olmandan nefret ediyorum."

"Ama haklı olmaya da devam edeceğim."

....

Vegas ve Pete tüm kaostan sıkılmışlardı. Pete her ne kadar müdahale etmek istese de Vegas bana dokunmayan kaos bin yaşasın kafasında olduğundan Pete'i köşeye çekmişti.

"Tatile gideceğiz sonunda." demişti Pete Vegas'a sarılıp. "İlk tatilde içimde kalan çok şey oldu."

"Benim de." demişti Vegas onun kokusunu içine çekip. "Bu sefer daha ileriye gider miyiz?"

"Utandırma beni." demişti Pete yüzünü saklayıp.

"O zamanlar çok iddialı konuşuyordun. Hem belki... zamanında giydiğin şu eteği de yanına alırsın. Ben tam göremedim de o an, bir daha giyersin bence."

"Vegas! Yapamam öyle bir şeyi."

"Sevgilini kıracaksın yani, öyle mi?" demişti Vegas kırılmış bir ses tonuyla konuşup. 

"Kafanı bile kırabilirim." 

"Hmm... öyle mi?"

"Öyle." demişti Pete onun yüzüne bakıp. Vegas bir anda onun dudağına bir öpücük bırakınca Pete hızlıca geriye çekilmişti.

"Ne yapıyorsun?"

"Dayanamadım, üzgünüm. Dudaklarına kim dayanabilir gerçi, o kadar tatlı duruyorlar ki... onları yemek istiyorum."

"Gerçekten inanılmazsın." demişti Pete başını tekrar onun omzuna koyarken. Gerçi Vegas'ı suçlayamazdı, özellikle kendisi de ona karşı benzer hislere sahipken...

...

Alın bakalım geldi yeni bölüm sdsakjdhskad

Nasipte Varsa OlurOnde histórias criam vida. Descubra agora