Arabasını çalıştırdıktan sonra telefonundan Minho'nun numarasını kaydetti ve 'ara' tuşuna bastı. Telefon bir süre çaldıktan sonra açıldı.
"Alo?"
Jisung, boğazını temizledi ve doğrudan konuya girdi.
-"Neden gelmedin?"
Karşı taraftan bir süre ses gelmedi. Jisung kendini tekrar ettiğinde nihayet cevap alabilmişti.
-"Neden gelmedin diye sordum?"
"İşim vardı Komiserim."
-İşin Amirinin doğum gününe gelmeyecek kadar önemli miydi?"
"Öyleydi."
-"Neydi bu önemli işin?"
"Pardon da size ne ki bundan?"
-"Cevap veremeyecek kadar korkak mısın?"
"Ne alaka? İşim vardı işte."
Jisung telefonu kapattı ve arabasını tespit ettiği konuma doğru sürmeye başladı. Yaklaşık on dakikanın ardından, sonunda konumun gösterdiği yere varmıştı.
"Veteriner?" dedi arabayı durdurmuşken. Kaşlarını çatıp bir süre veterinerin önündeki bankta oturan sarı saçlı çocuğu izledi. Oldukça dalgın görünüyordu. Uykulu olmalıydı.
Jisung, arabanın kapısını açıp genç çocuğa doğru adımlamaya başladı. Veterinerin önündeki bankta oturan genç çocuğun yanına geldiğinde, sarı saçlı olan kafasını kaldırdı ve tepesinde dikilen adama baktı. Kaşlarını çatıp onu izlemeye başladığında, kahverengi saçlı adam, onun hemen yanına oturdu ve ellerini önünde birleştirdi. Kafasını hafifçe Minho'ya çevirdiğinde, genç çocukla göz göze geldi. Derin bir nefes aldı birbirine kenetlediği ellerini çözdü. Daha sonra arkasına yaslandı ve ayak ayak üstüne attı.
"Neden geldiniz?"
Duyduğu soruyla beraber hafif tebessüm etti. Daha sonra kendine gelmek istercesine öksürdü. "Bilmem." dedi sigara paketini cebinden çıkarırken. "Gelmek istedim ve geldim.". Çıkardığı sigarayı yakmak için, sigaranın etrafını eliyle siper ettiğinde çakmağı yaktı. Kirli dumanı içine çektiğinde sarı saçlı olan söze girdi.
"Gelmenizi söylediğimi hatırlamıyorum."
Kahverengi saçlı olan, ciğerlerine dolan kirli dumanı dışarı üflerken ufak bir sırıtış sundu sarı oğlana.
"Gelmek istediğim için geldim. Sen söylediğin için değil."
Sigarasını tekrar ağzına götürdüğü sırada Minho, sigarayı kavradığı gibi yere attı ve ayakkabısının tabanı ile ezdi. Daha sonra kafasını yerden kaldırdı ve yanında oturmuş şaşkınlıkla ona bakan adama baktı.
"İçmeyin şu pisliği."
Jisung'un yüzüne tekrar yerleşen sırıtış, gülümsemeye dönüşürken lafa atladı.
"Beni önemsiyorsun."
Minho duyduğu şeyle beraber kafasını geriye attı ve ofladı. Yıldızları izlerken sessiz fakat duyulabilir bir ses tonuyla, "Kim olsa aynısını yapardım." dedi. Jisung kafasını salladığında Minho da kafasını kaldırdı ve yanında oturan adama baktı. "İçmeyin, kendinize yazık etmeyin.". Jisung tekrar kafasını salladı ve sarı saçlı çocuğun gözlerinin içine baktı. "İçmem." dedi ve kafasını geriye attı. Bir süre yıldızları izledikten sonra çalan telefonuyla beraber elini cebine attı.
"Buna bakmam gerekiyor." dedi ve oturduğu yerden kalktı. Bir süre Minho'dan uzakta telefonla konuştuktan sonra tekrar sarı saçlı çocuğun yanına geldi.
"Gitmem gerekiyor." dediğinde Minho yalnızca kafa salladı. Jisung, elini ensesine attı ve hafifçe kaşıdı. "İyi geceler.". Minho duyduğu şeye karşılık olarak ister istemez gülümsedi. Somurtmak olmazdı zaten.
"İyi geceler." dedi. Sesini neşeli tutmaya çalışırken.
"Gecen senin kadar güzel olsun Lee."
***
salak mal esek
offff jisung cok enayisin seni cok uzerler (uzerim)
kizlar bi de sey diyicem, bi mantik hatasi vb bi sey gordugunuzde soyleyin kendimi dhzeltwyim tm mi sonra yine ayni hatayi yapiyorum sikinti yani
oyle iste okuyan herkese tesekkur ederimm
surekli sari sacli kahverengi sacli cocuk dioz alin bunlar iste=>
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
boyle iste sizin hayal gucunuze kalmis ama sari sacli dedigim minhoyu da gidip mor sacli fln dusunmeyin yni
