Kötü hissetmek mi daha kötüydü, yoksa birine kötü hissettiriyor olmak mı?

Hayatımın son yıllarında, zaman zaman kötü hissettiğim anlar çoktu. Deneyimlediğim bu duygu sayesinde, empati yeteneğim fazlasıyla artmıştı. Bunda, yaptığım işinde katkısı vardı elbette.

Sinirden gözüm döndüğünde neler diyebileceğimi bildiğimden karşımdakini nasıl üzebileceğimi de biliyordum.

Empati, bazen çok yorucuydu.

" Zeytininde kendine göre has bir tadı var, bence. Değil mi, abla? "

Kafamı çevirerek Pamir'e boş boş baktım. Miraç ve ikisi bana baktıktan sonra güldüğünde göz devirerek hazırladığım kahvaltı tabaklarını önlerine bıraktım.

" Çok konuşmayında yemeklerinizi yiyin. Birazdan annen gelecek, Miraç. " dedikten sonra kahvemden büyük bir yudum aldım. Telefonumu kavrarken Miraç ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra bana döndü.

" İşe mi gideceksin, Pelin abla? " onayladığımda, " Pamir abi... Bizimle gelsin mi? Bugün herkesin işi olduğu için, annem ile tekiz evde. Pamir abi gelirse, çok eğleniriz! " diyerek heyecanla Pamir'e bakmıştı.

Pamir ile bakıtığımızda, kararsız bakışlarını gördüm. Bensiz bir eve gitmeyi sevmezdi, önce benim götürmemi isterdi.

Nefes vererek telefonuma döndüm ve Serkan'a geç geleceğime dair bir mesaj attım. Onayladığında kahvemi bitirir bitirmez ayaklandım.

" Yanında götürmek istediğinde bir şey var mı, bi'tanem? "

İkisi heyecanla bakıştığında gülümsedim. Çocukları mutlu etmek, kolaydı. Ve ben, Pamir'i mutlu etmeyi severdim.

Sıra, diğer kardeşlerimi mutlu etmekteydi.

Küçük bir çanta hazırladıktan sonra, Pamir'in üzerini değişmesine yardımcı olmuştum. Heyecanla Miraç'ı sevdiğini, Polat'la karşılaşırsa nasıl davranması gerektiğini bilmediğini anlatırken ilgiyle onu dinlemiştim.

Kapı çaldığında, Miraç aşağıda beklediklerini söylemişti. İkimizde evden çıktığımızda, kısa sürede aşağıya inmiştik.

" Nasılsın, Pelin? "

Ahsen Hanım ile gülümseyerek el sıkıştık.

" İyiyim, siz nasılsınız? "

" Çok mutluyum. " dediğinde gülerek başımı salladım. Arabalara dağıldığımızda, Pamir heyecanla bir şarkı açmıştı.

" Bizim de sınırımız, bir sabrımız var! Çizgiyi geçene, müsademiz yokkk! Bizimde bir farkımız, sabrımız varr! Sınavı geçenee, bir tek sözümüz yokk! "

Bangır bangır bağırarak şarkıyı söylerken, arkadan gelen eşlik etme sesiyle dikiz aynasından baktım. Gördüğüm manzara ile kahkaha attım. Miraç, kafasını camdan çıkarmış Pamir'e aynı tizlikle eşlik ediyordu.

Kısa sürede Çağlayan malikanesine vardığımızda şarkıları kapattık. Peş peşe bahçeye girdiğimiz gibi arabaları arka arkaya park ettik. Ahsen Hanım ile göz göze gelince kendimizi tutamayarak kısaca güldük.

Eğlenceliydi.

Pamir'e yardımcı olarak arabadan indirdiğimde yanıma gelen güvenlik ile anahtarı teslim ettim. Pamir tedirgince etrafa bakarak kısık sesle bana seslendi. Çantayı koluma takarken ona doğru eğildim.

" Bu adamlar kim? Neden bu kadar çoklar? " diye sorduğunda sıkıntıyla iç çektim.

" Bilmiyorum. "

155 imdat - Ailem - Where stories live. Discover now