11.Bölüm: Kanlı Gün

2.2K 196 208
                                    

Selamlar,

Sevgili okuyucularım öncelikle bildirmek isterim ki ben orduda asker falan değilim araştırıyorum, görüyorum ve yazıyorum. Bazen hatalı yazıyor olmam gayet normal hata görürseniz bana insta DM den yazın, ben not alayım. Sezon finalin de düzenlemeye aldığım da hatalarımı düzeltirim.

Başlamadan önce ve belirtmek isterim ki bu bölümü kırık baş parmağımla yazıyorum, ağrım olduğu için yanlış yazımlar olabilir. kusuruma bakmayınn.

Tam kesin olmamakla beraber 20. bölümümüz sezon finali olacaktır. Bu ara boyunca öylesine ''zaten okunmaz, sevilmez'' diye başladığım bu kurgunun eksik ve hatalarını düzenleyerek sizlere güzel, düzenlenmiş haliyle sunacağım ve tabiki bölüm biriktireceğim böyle çok bekliyorsunuz.

Ben gerçekten yetişemiyorum, o kadar yoğunum ki.. artık hiçbir şeye söz vermeyeceğim dkdjak


Geçmiş (28 Ay)
Yazar Anlatımıyla

Katliam başlıyor..
Adı Alya.. Adı Ateş Ata

Geri sayım başlıyor..
Zaman Atlas.. Zaman Aria..

Kartlar yeniden dağıtılıyor.. Dengeler değişiyor..
Kart Yaman.. Denge Lara..

Kader değil, planma.
Tesadüf değil, zorundalık.
Zorundalık değil, teslimiyet.

Geçmişin getirdiği, gelecek..

Sana yaptıklarından haberleri yokken, pişman değillerdi. Şimdiki pişmanlıklarından etkilenme!

Alya oturduğu yerden kalktı, hemen karşısında oturan Ata'nın yanına ilerlerken onun aklından geçenleri anlamak istercesine yüzünü inceliyordu.

Anlayamazdı, Ata istemediği sürece onu anlayamazdı. Ata kontrol ederdi, duyguları.. hisleri.. hatta kalp atışını bile..

Ata'nın hükmü vardı. Kalp atışlarında, düşüncelerde, duygularda.. sadece bir an kontrolü kaybettiğin de Alya'ya aşık olmuştu. İstediği için aşık olmuştu. Kendine izin verdiği için. Cesaret değildi, teslim olmuştu. Alya'nın geçmişine ve geleceğine teslim olmuştu.

Ata kontrolle büyümüş bir çocuktu. O bir tasarımdı. O bir markaydı. Küçüklüğünden beri aldığı nefesin sesini bile kontrol edebilmek için eğitilmiş bir adamdı. İsterse dünyayı yakardı ve öyle soğuk kanlı olurdu ki, onun yaktığını anlamazdınız. Atlas ve Lara onun gibi büyütülmemişti çünkü sıra onlara geldiğinde annesi cesur olmuştu. Annesi sıra kardeşlerine geldiğin de onları bir tasarım olmaktan kurtaracak kadar cesur olup, onları da alıp ortadan kaybolmuştu. Babasıyla onu baş başa bırakmış. Hayatının tasarlanmasına, programlanmasına razı gelmişti. Lara hep korkmuştu abisinden. Ona babasından daha çok babalık yapıp, onları her daim koruyan adamdan korkardı çünkü anlamazdı. Gerçek miydi? Değil miydi?

Atlas, o korkmazdı abisinden çünkü Lara'nın görmediklerini görmüştü. Abisinin defalarca onların işlediği suçları üstlenip, dayak yediğini, aldığı cezaları görmüştü çünkü Atlas'a izletmişlerdi. Bunlar neydi ki? Abisinin onlar için aç kaldığını görmüştü. Onlar için sustuğu çok fazla sözcük vardı. Biliyordu. Annesi Lara ve kendisini alıp götürdüğü gün, Ata'yı abisini kaderine terk etmişti. Şimdi dizlerinin üstüne çökmüş annesinin yanında ağlayan Lara'nın yanına çökmüş öylece bekliyordu. Annesinin son nefesini vermesini bekliyordu. Dolu gözlerinin ardında saklanan bakışları abisini buldu.

Kanlar içindeydi ama kendi kanı değil az önce buraya gelebilmek için öldürdüğü 32 kişinin kanıydı. Şimdi orada oturmuş. Annesinin ölmesini bekliyordu. Kurtarmayacaktı çünkü annesi onu kurtarmamıştı. Öfkeliydi annesine, sinirliydi. Sevgi anlamında hiçbir şey yoktu içinde.

HÜMA (ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin