17. Dad

1.7K 127 42
                                    

Bölüm şarkısı:
Mockingbird - Eminem

No more crying, wipe them tears
Daddy's here, no more nightmares
Daha fazla ağlamak yok, gözyaşlarını sil
Baban burada, artık kabuslar yok





Mauro ile birkaç gün önce paylaştığımız fotoğraflara bakıyordum.

Aslında sadece birbirimizin fotoğraflarını atsak da futbol camiası buna hazır değildi galiba. Günlerdir ne Türkiye'de ne de dünyada manşetlerden düşmüyorduk.

Galatasaray taraftarı ise çok mutluydu. Bu birlikteliğin Mauro'yu takımda tutmak için bir fırsat olduğunu düşünüyorlardı. Üzerimden pazarlık yapılıyor resmen!

En az iyiler kadar kötü tepkiler de fazla olsa bile ben oldukça mutluydum çünkü üslerim herhangi olumsuz bir şey söylememişlerdi. Başkan 'biz seni bunun için mi takıma aldık?' diye karşısına alıp kızsa haklıydı ama o sadece gülüp omzumu pat patlamıştı. Bunda bana her daim kefil olan Fatih Terim'e duyduğu saygı ve aynı zamanda bana duyduğu güvenin etkisi vardı tabii.

Takıma gelecek olursak... Takımdakiler oldukça mutluydu. Benim haberim olmasa da Mauro'nun onların başını sık sık şişirdiğini anlattılar, sonunda birbirimize açıldığımız için sevindiklerini söylediler.

Şimdi ise uzun zamandır görüşmediğim için deli gibi özlediğim yeğenlerimi almaya gideceğim. Onlarla vakit geçireceğimi öğrenen Mauro hemen kendini de plana dahil etmişti. Günlerdir Ada ve Aras ile o kadar iyi anlaşmıştı ki çocuklar beni gördüklerinde ilk iş Mauro'yu soruyordu.

Yeğenlerimin gönlünü çalarak abimin onu sevmesini sağlayacağını düşünüyorsa çok doğru düşünüyordu. Onların yanındayken abim Mauro'yu tersleyemiyor, bu durum bizimkini keyiflendiriyordu.

Çantamı ve anahtarlarımı almış dışarı çıkıyorken kapı çaldı. Elinde bir buket çiçekle kargocu karşımda duruyordu. Teşekkür ederek çiçekleri aldım.

Açıkçası oldukça şaşkındım. Hem zaten buluşacak olmamıza rağmen çiçek göndermesine hem de kırmızı gül göndermesine.

Mauro bana çoğunlukla pembe güller gönderirdi. Pembe gül olmazsa da mutlaka içinde bolca pembe çiçekler olan bir buket yaptırırdı.

Çok fazla irdelemeyerek gülleri bir vazoya koydum ve arasından çıkan nota baktım.

'Senin yanında olduğum her an sana daha fazla aşık oluyorum.'

Gülümseyerek notu çantama koydum ve yeğenlerimi almak üzere yola çıktım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Mauro, Ada, Aras, Isi, Fran ve ben beraber öğle yemeği yiyorduk. Dünyanın en tuhaf altılısı olsak da çocukların konuşmalarına gülmekten karnım ağrımıştı.

Fran ve Isi beni Ada ve Aras'tan kıskanıp beraber vakit geçirdiğimiz anları anlatıyordu. Tabi sıra Arslan ikizlerin Mauro ile ne kadar anlaştıklarına gelince bu sefer kızlar iyice sinirlenmişti.

Yaşları yakın, birbirlerine arkadaş olurlar dediğimiz çocuklar bizim için birbirlerine düşmüşlerdi!

Mauro "Artık tartışmayı bırakıp yemeğimize dönebilir miyiz? Biz dördünüzü de çok seviyoruz. Değil mi Meva?" dediğinde ben gözümdeki yaşları siliyordum.

Hala ufak ufak gülerken "Tabii ki öyle çocuklar. Hadi yemeğimizi bitirelim de sahile inelim artık." dedim. Çocuklar kavgayı unutup sanki 10 saniye önce kavga edenler onlar değilmiş gibi güle oynaya yemeğe döndüler.

Onsra | Mauro IcardiWhere stories live. Discover now