5

1K 75 41
                                    

5 Ağustos 2004

Küçük kız paytaklar adımlarla yürüyordu koridorda babasının iş yemeklerinden nefret ediyordu. Abisinin yanına gitmişti onunla oynaması için ama abisi arkadaşlarının yanında kızla ilgilenmiyordu. Kapalı kapının ardında bir bağırış duydu "Ben sana öğretemeyecek miyim? Yüz karası." tokat sesiyle irkilen küçük kız korkuyla kapının arkasına saklandı. Annesinin özenle yaptığı bukleleri dağılmış kurdelesi saçından düşmek üzereydi adam odadan çıktığında kenarda ağlayan çocuğa baktı. Ne olmuştu? On adamı babası vazosunu kırdığı için kızmıştı.

 Koşarak hemen çocuğun yanına gitti yüzünü göremiyordu merakla "Ne oldu?" diye sordu "Sanada mı baban vazosunu kırdığın için kızdı?" çocuk küçük kızın şaşkın ifadesine gülümsemişti başını kaldırdığında küçük kız korkuyla uzaklaştı. Küçük çocuğun dudağı patlamış, kaşı açılmıştı, yüzü gözü kan içindeydi kirpiklerinden kanlar dökülüyordu gözleri şişmişti. Gözyaşları gözlerinden düşüyordu bir çocuğa göre fazla şey yaşadığı belliydi küçük kız masadan bir peçete alıp çocuğa verdi çocuk şaşkınlıkla peçeteye bakıyordu. "Bir ara babamın arkadaşına da böyle olmuştu ama annem onun kaşını iğneyle dikmişti ben iğneden korkarım sen bunu dudağına tut olur mu?" sonra düşünüyor gibi elini çenesine götürdü.

Annesinin ona eli kanayınca hep yara bandı verirdi dün düşmüştü annesi ona bir sürü yara bandı vermişti. "Bak bu elimdeki yara bandını çıkarıp sana vereceğim." dedi küçük kız yarasını üzerindeki yara bandını çıkarıp çocuğun kaşına yapıştırdı. Ardından cebinden bir yara bandı daha çıkardı "Bunu dudağına koy daha hızlı iyileşir bide tentürdiyot sür olur mu? Bende annem gibi doktor olmak istiyorum ama kandan çok korkuyorum sence olur muyum? Olursam sana bir sürü yara bandı veririm." küçük kız ellerini çırparak konuştu tekrardan "Sende benim hastam olur musun?" küçük çocuk ona heyecanla soru soran kıza baktı. "Olurum." diye fısıldadı.

Ardından elindeki yara bandına baktı. "Sende söz ver olur mu? İlerde doktor olduğunda bütün yara bantlarını bana vereceksin."

 "Olur."

dedi. Küçük kız "Ama o zaman yara bandına ihtiyacın olacak mı ki? O zamana kadar iyileşir yaraların yoksa sende benim gibi sakar mısın? Biliyor musun? Ben hep düşüyorum dizlerim hep yara oluyor sende mi hep düşüyorsun yoksa?"  diye devam etti küçük çocuk kızın bu hallerini çok sevmişti. "Olsun sen yine de bana ver olur mu? Söz mü?" "Söz." diye bağırdı kız "Lavin sözü." adı Lavindi Lavin ne demekti Lavi ay demekti, Lavin temiz demekti, Lavin saf demekti, Lavin güzel kokulu demekti, Lavin birçok şeydi. O gün küçük çocuk Allaha dua etti yollarının tekrar kesişmesi adına...

Günümüz

"Mehlika." diye fısıldadı kulağıma

Mehlika neydi? Bir saattir başımdan gitmesini beklediğim adam beni izliyordu. Dünden beri hiç konuşmamıştık duşumu alıp onun getirdiği kıyafetleri giymiştim şimdi ise başımda dikilmişti.  

Bir saatin sonunda pes ederek gözlerimi yavaşça açtım "Sende mi buradaydın." diye sordum uykulu bir sesle "Ne zaman geldin?" daha "Şimdi geldim." dedi düz bir sesle

Yalancı sesi o kadar düzdü ki hayal gördüğümü düşündüm ay saçmalama Lavin hayal görsen bu meymenetsizi mi görürsün? 

"Emin misin?" diye sordum şüpheli bir sesle "Eminim tabiki sana yalan borcum mu var? Kızım hem gitmemiz gerek hadi hazırlan." Nereye gidecekti ki "Nereye gideceğiz." diye sordum merakla meraklı sesim onu güldürmüştü.

Akrep KralWhere stories live. Discover now