Bolum 5: KORSAN SALDIRISI

13 4 11
                                    

BÖLÜM 5: KORSAN SALDIRISI


Durgun denizler yetenekli denizciler yetiştirmez.


Kaptan Aleksandro ve İzzet köşkten ayrıldıktan sonra doğruca kaldıkları otele vardılar ve fayton sürücüsüne teşekkür edip eline zorla da olsa bahşiş tutuşturdular. Otele girdiklerinde hiç konuşmadan pijamalarını giyip yataklarına uzanıp birbirlerine "İyi geceler" dilediler ve ikisi de derin bir uykuya daldılar. İzzet bugün yaşadıklarını düşünerek uyumakta biraz zorlansa da çok geçmeden rüya bile görmeye başladı.

Rabia ve ablaları ise gece yarısından çok sonraya kadar uyumadılar ve birbirlerine neşeli şarkılar söyleyerek eğlenmeye devam ettiler. Kaptan Aleksandro'nun anlattığı birbirinden ilginç hikâyeleri tartışarak zamanın nasıl geçtiğini unuttular ve Rabia'ya da İzzet hakkında sorular sordular. Rabia bu genç delikanlıyı çok sevmiş ve gece boyunca neredeyse gözlerini ondan alamamıştı ve hepsi de bunun farkındaydı. O da hiç inkâr etmeden aklından geçenleri söyledi ama denizci olması elbette onun için bir engeldi. Hepsi de ona hak verdiler ve yine de fazla bağlanmaması, gönlünü kaptırmaması gerektiği konusunda Rabia'yı uyardılar.

Ertesi gün güneş doğduktan hemen sonra uyanan Kaptan Aleksandro ve İzzet ellerini, yüzlerini yıkayıp giyindiler ve valizlerini alarak otel parasını ödeyip limana doğru yola çıktılar. Birkaç dakikalık yürüyüşten sonra gemiye valizlerini koydular ve son yüklemeler hakkında gemi süvarisinden bilgi aldılar. Bir saat sonra bütün evrakları liman görevlilerine ve askeri birlik komutanına imzalatarak yola çıkabileceklerini öğrendiler. Bu süreyi limana yakın bir yerde kahvaltılarını yaparak geçirmek istediklerini söyleyen Kaptan Aleksandro, İzzet'le birlikte hemen arka sokaktaki bir pastaneye giderek bir masaya oturdular ve siparişlerini verdiler. Kahve ile birlikte gelen sıcak çöreklerle güzelce karınlarını doyurduktan sonra gemide yemek üzere bir de paket yaptırdılar.

Geminin kalkmasına yarım saat kala uzaktan bir fayton göründü. İzzet sanki uzun süredir görmediği bir akrabasını görmüş gibi sevindi, gözlerini faytona dikti. Kaptan Aleksandro da İzzet'e bakınca durumu anladı. Akşam misafir oldukları kızların geleceklerini beklemiyordu ve o da şaşkınlıkla faytona bakmaya başladı. Tam yanlarında duran faytondan inen genç ve güzel kızların hepsi de peçeliydi. En büyükleri olan Vahide yanlarına gelerek:

"Sizi uğurlamaya geldik. Hayırlı yolculuklar dileriz. Bir dahaki gelişinizde gene bekleriz" dedi.

Kaptan Aleksandro da onlara gülümseyerek:

"Zahmet buyurmuşsunuz hanımlar. Yine geleceğiz, merak etmeyiniz. Tam bir ay sonra yine İskenderiye'de olacağız" diye karşılık verdi. İzzet de hepsinin peçeli yüzüne ayrı ayrı bakarak konuştu:

"Mutlaka geleceğiz, yine görüşeceğiz. Dün geceki konukseverliğiniz için bir kez daha teşekkürler. Hepinize Allahaısmarladık."

Gemi kalkmaya hazırdı ve tüm mürettebat yerlerini almıştı. Gemi süvarisi ve muhasebecisi de evrakları imzalatarak binmişler ve onları bekliyorlardı. Kaptan Aleksandro ve İzzet de gemiye binerek kızlara el salladılar. Kızlar da onlara el sallayarak uğurladılar. Rabia ise bir eliyle mendilini sallıyor, diğer eliyle de tutamadığı gözyaşlarını silmeye çalışıyordu. İzzet geminin dümenine geçti ve az sonra Kaptan Aleksandro'nun gür sesi bütün limanda yankılandı:

"İskele alabandaaaa, yelkenler maynaaaa!.."

Geminin yelkenleri açıldı, kürekçiler de kürek çekerek gemiyi hareket ettirdiler. Kısa bir süre sonra hızlanan gemi gözden kayboluncaya kadar izleyen kızlar birbirlerine sarılarak faytona bindiler ve köşke doğru yola çıktılar.

Her Limanda Bir SevgiliOn viuen les histories. Descobreix ara