35. BÖLÜM 1. PART

4.7K 547 37
                                    

Bazı yanlışlar beraberinde kıyameti getirir derdi annem. Hiç inanmazdım o lafına bir yanlış nasıl kıyamet etkisi yapabilecek kadar güçlü olabilirdi mesela? Olabileceğini en ince detayına kadar yasayarak öğrendiğim gün o sözün devamını anımsadım. Önemli olan kıyameti yaşamak değil, insan yanlış yapar önemli olan o kıyametten sonra yaşamayı öğrenmek. Ben öğrenmiş miydim yaşamayı, başımı alıp gittiğim bilinmez beni karanlığına katmış küçük kızım bana minik bir gün ışığı olmuş o kuyudan sadece onun ışıltısıyla çıkabilmeyi başarmıştım. Ruhumdaki derin yaraların izi hala vardı üzerimde yaşamayı onun için devam ettirirken yaralar sık sık kanadı. Uykularımı kaçıran korkularımla yaşamayı öğrenmek için her seferinde kendimi zorlasam da başaramadığım gerçeği hep ortadaydı. Gözlerim kapanmıyor, aldığım onca ilacın etkisi zamanla azalmaya başlıyordu. Biz insanlar her şeye zamanla bağışıklık kazanabilirdik. Avuç avuç ilacın etkisi bile bu bağışıklık yüzünden azalmamış mıydı?

"Songül bugün çıkacakmış, bebekler de iyiymiş" dedi teyzem bana doğru. Bambaşka alemlerde olduğumu hissetmiş gibi önünde duran fasulyeleri bırakıp bana döndü.

"Akşama zeytinyağlı fasulye yapayım diyorum, yanına salata-"

"Teyze?" dedim donuk bir sesle, sonunda konuşmayı tercih ettiğim için rahatlamış bir ifadeyle beni süzdü.

"Söyle yavrucum?"

"Mahir bir ev aldı, bahçeli"

"Öyle mi?" bana çaktırmamaya özen gösterse de dili zor tutup merakından ee dememek için kendisini tutuyordu.

"Öyle" dedim ve derin bir nefes alıp verdim. "Hayırlı olsun" dedi sadece.

"Ben artık neyin hayırlı neyin hayırsız olduğunu bilemiyorum" dedim yorgunca.

"Bilemeyecek ne var canım, oğlan düzenini kurmak için ev almış ne güzel sana da göstermiş evi sanırım"

"Gösterdi, yani biz Çiçek'le beraber gittik" Teyzem elindeki fasulye dolu kaseyi bir kenara bırakıp yakın gözlüklerini çıkardı. "Güzel mi bare?"

"Kim?" dedim şaşkınlıkla, dudakları kıvrıldı. "Ev canım, ev"

"Güzel, bahçeli işte"

"Eski evi de sattım demişti geçen demek ondanmış"

"Teyze ben tekrar yanlış yapmak istemiyorum"

"Yapma kuzum" dedi gülümseyerek. "Ya Mahir'le eskisinden daha kötü olursak?" dedim pat diye.

"He o mesele, seni korkutan şey mu?" Başımı hızlıca salladım dudakları bu kez daha çok kıvrılıp dişleri göründü. "Güzel"

"Nesi güzel teyze, ben yanlış yapmak istemiyorum ben gerçekten yaşayıp mutlu olmak istiyorum"

"İşte bu yüzden güzel ya kuzucum, sen hiçbir zaman Mahir'le ilgili endişe duymadın. Onunla kötü olmak istemiyorsun çünkü değer verdiğini hissediyorsun. Onun senin gözünde değeri değişti."

Zorlukla yutkundum ve gözlerimi kaçırdım.

"Kaçırma o maviş gözlerini, bildim değil mi?"

"Peki ne yapacağım?"

"Su akar yolunu bulur, bak kızında sende nasıl güzel aile oldunuz bırak Mahir de o evin çatısı olsun"

"Çatıdan sular sızıyor teyze" dedim sessizce.

"Tamir edersiniz kuzucum, kalbin tamiri zordur ama imkansız değildir ki.." teyzem önündeki kaseye uzanıp tekrar kendi kendine konuşmaya başladı.

UNUTULMAZWhere stories live. Discover now