ZEMBİLFİROŞ

124 9 17
                                    

Multimedya: Dara Zahra

Kahvaltımı yapıp çarşıya çıktım. İran için hazırlık yapacaktım. Çarşıya gittiğimde bir grup gencin şarkı söylediklerini duydum içlerine girince sesleri kesildi. "Halaya devam!" Diye bağırdım. Halay devam etti. İçlerinde gezdirdim gözümü. Ona takıldı gözlerim. Hızlı halay çektikleri için görmedi beni. Şıwan Dara. Bende halaya katılacaktım. Nispet olsun diye onun eline girince bana baktı. Gülümsedim. Gözlerinin içine baktım. O an öyle bir şey oldu ki sanki ellerim boşaldı. İkimiz kalmıştık. Destmala mın açmışlardı. Grani halaya başladılar. Halayı çektik. Herkesin gözü benim üzerimdeydi.

Destmala min,
(Mendilim,)

Şarka şin e.
(Mavi renklidir.)

Lawik hatiye min bibni.
(Delikanlı beni görmeye geldi.)

Ew destmali te ra binım,
(Bu mendili sana getireyim,)

Bejna balü te bibi nim.
(Endamını göreyim.)

Şarkı devam etti. Beklediğim oldu. Şıwanın elindeki kız hemen önüne mavi mendil attı. Şıwan bana baktı ve hemen ardından kundurasının ucu ile mendili attı. Bana bakmasına izin vermeden kafamı eğip ayaklarıma baktım. Yanaklarım kızarmış, dudağımda tatlı bir tebessüm yer almıştı bile. Halaydan çıktım ve alışverişe başladım. Orada peçe takmak zorunluydu. Bolca renkli ama en çok siyahın bulunduğu peçeleri aldım terziden ve meydan da gezmeye başladım. En son arabaya atladım. Torpido dan Zembilfiroş kasetini alıp teyipe taktım. 

Zembilfiroş lawike derwiş e.
(Sepet satıcısı derviş oğludur.)

Kerem ke tu were peşe,
(Buyur sen gel önüme,)

Heqe zembilen xwe bibije, (Sepetlerinin hakkını söyle,)

Lawıko ez evindarım.
(Çocuk ben sevdalıyım.)

Çave mın  mina eynan e,
( Gözlerim ayna gibidir,)

Bisk a mın mina qeytan e, (Kahküllerim pamuk gibidir,)

Dırani mın mina mercan e,
(Dişlerim mercan gibidir,)

Eniya mın mina ferşan e,
(Alnım oval gibidir,)

Beri mın mina fincan e,
(Önüm fincan gibidir,)

Fincani mın mir ü paşan e.
(Fincanım beylerin, paşalarındır.)

Singe mın mina zozan e,
(Göğsüm yayla gibidir,)

Zozanen  haft aşiran e.
( Yedi aşiretin yaylasıdır.)

Şarkı bitince eve ulaşmıştım. İçeri girdim. Şok oldum. Mersa bizim evimizdeydi! 

"Mersa!" Koşup sarıldım.  "ىثيثى لاعقشيشسهى!زخن وئمثيطة سثىط ةثثقسش. (Çok özledim seni Mersa! Ne oldu? Neden buradasın?)"

"Tıştek ne bu delala mın.  Gel we herim İran'e. (Bir şey olmadı güzelim. Sizinle gideceğim İran'a.)"

"Temam xuşke." Dedim gülümserken.

"  Ki te ani?(Seni kim getirdi?)" Dedim heyecandan gülümserken. "Aslan." Dedi abime olan o güzel bakışlarıyla. "Bavi te destur da? (Baban izin verdi mi?)" Dedim kaşlarım çatılırken. "Haberi yok." Deyince bağırdım. "Siz canınıza mı susadınız! Mir sizi yaşatmaz abi!"

"Sus Dılba! Bu akşam dönüyor zaten! Annesi söyledi onu oyalayacaklar." Dedi ağabeyim gözleri dolarken. Abim ayağa kalktı ve odasına girdi. Mersa bana sarılıp öptükten sonra abim  arkasından gitti. Annemin yanına gittim. "Dâye!(Anne!)"

BA (RÜZGAR)Where stories live. Discover now