"Şimdi sen bana yabancıysan bende sana yabancı oluyorum değil mi Nico?"savsak adımlar attığımı farkedince beni kolumdan tutup kendine çekti. "Yani biz iki yabancı oluyoruz."
"İçince çok saçmalıyorsun. Sana alkol yaramıyor."
Kollarımı boynunda birleş...
Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.
٩꒰ˊ⚈•̫⚈ˋ꒱۶
Başımın ağrısıyla yavaşça gözlerimi araladım. Elimi şakaklarıma götürüp ovmaya başladım. Dün gece normalden fazla içmiş olmalıyım ki fena çarpmıştı.
Geceden kesik kesik bir şeyler hatırlıyordum. Hâlâ teknede olmalıydım.
"Günaydın."Nicolo yarı çıplak bir şekilde kapıda göründüğünde kendi üstümü kontrol etme ihtiyacında bulundum. Neyse ki deri ceketim dışında her şey normal görünüyordu. Onu da Nicolo rahat yatayım diye çıkarmış olmalıydı.
"Günaydın."yataktan kalkıp tekrar postallarımı giydim. Onunla teknede baş başa kalkmak beni biraz rahatsız etmişti. Dünkü sarmaş dolaş hallerimleAltay'a ihanet etmiş gibi hissediyordum.
Benden ayrılmış olmasına rağmen hâlâ aptal gibi Altay'ı düşünüyordum.
"Nasıl hissediyorsun?"pekte iyi hissettiğim söylenemezdi. Kafam bomboştu. "Kötü, sen?"o da elini yarı yarıya şeklinde sallayıp geçiştirmişti.
Teknenin banyosuna gidip elimi yüzümü yıkadım. Tahmin ettiğim gibi göz altlarımsimsiyahtı. Altay Bayındır, beni soktuğun hale bir bak!
Yüzümü kuruladıktan sonra banyodan çıkıp güverteye geçtim. Hâlâ kıyıya bağlı bir şekilde duruyorduk. En azından açılmayı aklından geçirmemişti.
Deri ceketimin cebinden sigara paketimi çıkarıp bir dal aldım. "Aç karnına içme bence."üstüne bir tişört giymemişti. Delirmiş miydi bu çocuk, hiç mi üşümüyordu? Dudaklarımın arasından bir duman onun yüzüne doğru süzülmüştü. Verdiği tepki gözlerini kapatmak olurken tekrar midemde bir hareketlenme gerçekleşmişti. "Bir şey olmaz bana."
"Bizimkiler de buranın pisliğini bana bıraktı ama uğraşamayacağım. Temizlemeye birilerini gönderteceğim."onlara yeterince yük olmuştum sanırım. Masanın üstünde her yer her yerdeydi. İçki şişeleri bir yanda, pizza paketleri bir yanda, mezelerin yarısı boş, yemişlerin yarısı da masanın üstüne ve yere dökülmüştü.
"İstersen toplarım."garip bir şekilde yüzüme bakıp gülümsedi. "Yorulma."onaylarcasına kafamı sallayıp sigaramı içmeye devam ettim.
"Antrenmana geçerken seni de evine bırakırım."
"Gerek yok. Şuradan bir taksi durdururum ben."yanıma yaklaşıp dağınık saçlarını düzeltti. "İtiraz yok."buna da okey vermiştim. Telefonumu cebimden çıkarıp bir umut kontrol ettiğimde birkaç cevapsız çağrı olduğunu ama hiçbirinin Altay'dan olmadığını görünce yine moralim bozulmuştu.
