"Barışalım mı?" diye sordum düz bir heyecanla, kedi gibi ona sırnaşıp ona bakıyordum.

Baran umursamaz bir tavırla gözlerini kapattı. Barışmamış hatta cevap bile vermemişti.

"Niye böyle yapıyorsun?" diye sordum üzüldüğümü açıkça belli ederek.

Baran doğrulup karşımda oturdu benim gibi. "Ne yapıyorum ben Allah aşkına? Sen beni dinlemiyorsun, 8 aydır işkence ediyorsun bana bildiğin. Her dakika ağlıyorsun ve ben de seni alttan almaya çalıyorum. Ama bak olmuyor Evin. Bugün o Merve olmasaydı ölmüştün belki de."

"Peki artık hiç konuşmam öyleyse. Görmezden gel beni." dedim ciddi bir tavırla.

"Bunu mu istiyorsun gerçekten? Seni görmezden gelmemi mi?" diye sordu Baran şaşkın bir tavırla. Sanki yap desem inadıma yapacaktı. Yapardı biliyordum.

"İstediğini yap. Ya görmezden gel beni ya da çek çilemi. Hormonlar bu hâle getirdi beni."

"Sen hamile olmadan önce de böyleydin Evin. İlişki terapisine tekrar randevu alalım. Ve bu sefer sıkılıp bırakmak yok. O terapi ilişkimizi düzeltiyor." dedi Baran ciddi bir tavırla.

"İs te mi yor um. İstemiyorum ya gitmeyeceğim. Lanet olsun dediğim güne. Kadın her gün aynı şeyleri sorup durdu. Boşa masraf yaptık. Gitmeyeceğim ben, sen git. Tek başına terapi al. "

"Sen başımıza çıkardın canım o yüzden benimle gelmeye mecbursun. Bak terapiyi bıraktığımız günden bu güne tartışıyoruz."

"Bana göre hava hoş umurumda bile değil. Git kendin terapini al. Zaten o kadını da sevmedim."

"Evin yeter cidden. Herkesi kendi aşağında görmeyi bırak. Ve gör artık bazı şeyleri. Sen gerçekten hastasın, yemin ederim bıktım artık. Ulan ailenin yanına gitmiyorsun neredeyse 8 aydır Civan yanına geliyor ve sen adamı kapı dışarı ediyorsun."

Yüzüm ciddi bir hâl aldı. Kaşlarımı çattım. "İyi yapıyorum. Bütün herkesten nefret ediyorum, beni üzen birini sevecek değilim." dedim kin dolu bir sesle.

"Tamam o hâlde Evin. Ben bugün Rojhat'ın yanına gidiyorum sen de tek başına kal. Umurumda değil." deyip hızla yataktan kalktığında dolaptan bir şeyler aldı sonra odadan çıktı ben şok geçirdim gideceğini hiç hesaba katmamıştım. Birkaç dakika sonra dış kapının sertçe kapatılma sesini duydum.

Gitmişti.

Ben haklıydım. Baran triplenip evi terk etmişti bildiğin! Keşke biz yapsaydık daha havalı olurdu be Evin.

KES!

Acaba peşinden mi gitseydim? Hah git sonra Türk dizilerinde olduğu gibi dudaklarına yapış da kusayım ortalığa!

Yanaklarımı şişirip ofladım, gitsin o zaman ne kadar acı verebilir ki gitmesi?

Gitsin ve bir daha o lanet yüzünü görmeyeyim.

Gitsin de yüzüme hasret kalsın.

Hayır gidebilirdi. Herkes gibi o da gidebilirdi. Ama o herkes değildi...

Sertçe yutkundum. Ağlamayacaktım. Ağlamayacaktım. Ağlamayacaktım.

Karnımı ve belimi tutup ayaklandım. Hızlıca mutfağa gidip camdan gitmiş mi diye baktığımda gitmişti. Yani sanırım...

Umursamadan gülümsedim, kurabiye yapmaya karar verdim. Uykum kaçmıştı, kurabiye yapacaktım.

Hızlıca gerekli malzemeleri çıkarıp masaya koydum, çok fazla ayakta duramıyordum o yüzden oturarak yapacaktım.

YÜREĞİM DAVACI | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now