Hallo !

34 17 4
                                    

Yavuz: bela
: Yavuz burdayım
Yavuz: ich komme
: beeil dich nicht
Yavuz: ok
Koşarak yanıma geldi
Yavuz : Geht es dir gut?
:Mir geht es gut
Yavuz bana sarıldı
Yavuz: sana bir şey olacak diye çok korktum
: mir passiert nichts
Yavuz kahkaha attı
Yavuz : Ich hoffe
Him : hey sizi anlamıyorum
Yavuz la beraber kahkaha attık
Yavuz: merhaba iyi misin Him
Him : iyiyim de sen benim adımı nerden biliyorsun
Yavuz: iki gündür belayı ve seni arıyorum
: Acele etmeseydin ya yavaş yavaş beni arasaydın
Yavuz: bir dahakine aklımda bulunsun o zaman bela
: Ellerimi çöz Yavuz
Yavuz önce benim sonra Him in ellerini çözdü beraber eve gittik babam beni görür görmez hemen sarıldı
Babam : prensesim sana bir şey olacak diye çok korktum delirecektim
: Merak etme baba bana bir şey olmaz dedim tam babamdan ayrılmıştım ki Rüzgar üstüme atladı
Rüzgar: bela sana bir şey olacak diye çok korktum
: Merak etme Rüzgar bana bir şey olmaz dedim ve Rüzgar dan ayrıldım bu sefer de kızlar üstüme atladı aynı anda
Kızlar: sana bir şey olacak diye çok korktuk bela dediler
: Tamam artık sarılmayı sevmem bunu biliyorsunuz dedim ve geri çekildim
Babam : prensesim sana hemen bir doktor çağırayım dedi
: Tamam baba ben odamdayım
Babam : tamam prensesim
:stirb nicht Yavuz
Yavuz: ok bela
Odama çıktım banyoya girdim üstümü değiştirip yatağa yattım o an kapım çalındı
: Gir
Gelen doktordu
Doktor: Naz hanım gelebilir miyim
: Gel doktor
Doktor yaralarıma müdahale edip gitti birkaç saat uyudum uyanınca giyinip aşağıya indim
Babam: prensesim yarın çok önemli bir parti var bütün mafya liderleri orda olacak seninde orda olman lazım
: Tamam babacığım
Babam: yarına kadar çok güzel dinlen
: Tamam
Yemeğimizi yedik ve ben uyumaya çıktım
Sabah uyanınca ne giyecegime karar verdim biraz bakım yaptım sonra bodruma indim orda benim spor odam var orda antrenman yaptım sonra yukarıya çıktım  banyo yaptım sonra da giyindim
Bordo bir abiye

Yavuz: bela: Yavuz burdayımYavuz: ich komme: beeil dich nichtYavuz: okKoşarak yanıma geldiYavuz : Geht es dir gut?:Mir geht es gutYavuz bana sarıldıYavuz: sana bir şey olacak diye çok korktum: mir passiert nichtsYavuz kahkaha attıYavuz : Ich hoffe...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Altına bordo topuklu ayakkabı giydim

Giyinip ve silahımla bıçaklarımı alıp  aşağıya indim herkes hazırlanmış beni bekliyorlardıHim : çok güzel olmuşsunRüzgar: Naz hanım çok güzelsinizGül: prenses gibi olmuşsun belaSu: tanrı gibi olmuş ölüm tanrısı: AbartmayınSu : abartmıyoruz belaHim...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Giyinip ve silahımla bıçaklarımı alıp  aşağıya indim herkes hazırlanmış beni bekliyorlardı
Him : çok güzel olmuşsun
Rüzgar: Naz hanım çok güzelsiniz
Gül: prenses gibi olmuşsun bela
Su: tanrı gibi olmuş ölüm tanrısı
: Abartmayın
Su : abartmıyoruz bela
Him : evet çok güzelsin
: Tamam hadi geç kalmayalım
Ben ve Him bir arabaya kızlar ve Rüzgar başka bir arabaya babam başka bir arabaya bindi 4 arabada koruma almıştık toplam 7 araba Parti'nin olduğu mekana gittik
Mekana girince bütün gözler bize çevrildi onlara hiç aldırmadan bizim için hazırlanmış olan masaya geçtik
Yanımıza hemen bir garson geldi
Garson : ne alırsınız efendim
: Viski
Him : aynı
Rüzgar: aynı
Yavuz: hepimize viski getir
Garson: emredersiniz efendim
Garson yanımızdan ayrıldıktan sonra yanımıza Yiğit geldi
Yiğit: ooooo bela hanım hoşgeldiniz
: Hoşbulduk dedim soğuk ve sert bir sesle
Yiğit: her zamanki gibi çok güzelsiniz
: Biliyorum dedim yine  soğuk ve sert çıkan sesimle
Yiğit: kaçırıldığınızı duydum iyi misiniz
: Ben hep iyiyim
Yiğit: iyi olduğunuza sevindim
Sadece kafa salladım
Yiğit : oturabilir miyim
: Hayır
Yiğit: eee tamam o zaman ben gideyim birazdan tekrar gelirim
: Umrumda değil
Yiğit: tamam size iyi eğlenceler
Ona hiç bakmadım bile ve sonunda gitti Yiğit gider gitmez
Him : o kim diye sordu
: Önemli biri değil dedim ve ayağa kalktım ben kalkınca gözler bana çevrildi
Babam: bir sorun mu var prensesim
: Hayır babacığım sadece makyajımı tazeleyeceğim
Babam anladım anlamında kafasını salladı
Rüzgar: gelmemi ister misin
: Yok artık Rüzgar ben çocuk muyum
Rüzgar: hayır bela adın gibi belalı birisin resmen üstüne bela çekiyorsun
Kahkaha attım ve lavaboya doğru yürüdüm yalan söylemiştim makyaj tazelemeyecektim şimdi bana soracaksınız niye yalan söyledin diye çünkü Kurt u gördüm ve onunla konuşmak istedim nedenini bilmiyorum ama onun yanından ayrılmak istemiyorum hemen Kurt a gel diye işaret yaptım balkona çıktım ardımdan Kurt geldi
Kurt : beni mi özledin
: Burda ne işin var
Kurt : ben de bir mafyayım
: Burası tehlikeli seni aşacak kadar tehlikeli
Kurt : merak etme ben sandığın kadar güçsüz değilim
: Umarım öylesindir
Kurt : beni bunun için mi çağırdın bende beni özledin sandım
: Saçmalamayı kes yoksa ben senin boğazını keseceğim
Kurt : her zaman bu kadar sert misin
: Evet
Kurt : ve kaba
: Bana bak eleştirilmekten nefret ederim ve beni eleştirenlere acı çektirmeyi severim
Kurt : sert kızsın korkusuzsun
: Yani
Kurt : hoşuma gitti
: Umrumda değil
Kurt : umrunda olduğunu biliyorum
: Yanlış düşünüyorsun
Kurt : bu bir düşünce değil gerçek
: Gece yeni başladı ve sen sarhoş musun
Kurt : aklım başımda daha bir bardak bile içmedim
: Kokudan mı sarhoş oldun yoksa
Kurt : sarhoş değilim Naz
: Neyse ben kaçtım sıkıldım da
Kurt : gitme
Durdum
: Neden
Kurt : konuşalım
: Zamanım yok
Kurt : orda erkeklerin arasında bu kıyafetle oturacağına yanımda dur
: Pardon
Kurt : özür dilemeni sevdim bir daha böyle açık giyinme
: Bana kimse karışamaz karışanın kafasına sıkarım
Kurt : bana bir şey yapmazsın
: Emin olma
Kurt: eminim
: Ben bir sinirlenirsem kendim dahil herkese zarar verebilirim
Kurt : ama bana zarar vermezsin
: Şuan seni depoma götürüp
Sözümü kesti
Kurt: yapma ben depo yerine bir odayı tercih ederim
: Siktir git Kurt
Kurt : aaa ama lütfen kalbimi kırıyorsun
: Kurt kalbini bin parçaya ayırırım o zaman kalbini kırmak neymiş görürsün
Kurt : tamam bu kadar acımasız olma
: Bende acıma yok
Kurt : her insanda vardır önemli olan o sesi dinleyip dinlememen
: Bende yok
Kurt : var
: Seninle uğraşamam işlerim var
Diyip balkondan çıkarken Kurt kolumu tuttu
Kurt : bu akşam dans edelim
: Sen bana emir mi veriyorsun yoksa ben yanlış mı duydum
Kurt : abartma
Kolumu hızlıca çektim
: Neyi abartmayayım ya
Kurt : bak kızım böyle küçük detaylara takılma
Kurt a doğru yürüyüp
: Bana bak anladım ölmek istiyorsun ama en acı şekilde ölmene az kaldı bence en iyisi git kendi kafana sık beni de yorma
Kurt bir kahkaha attı
Kurt : beni öldürmeyeceğine eminim
: Emin olma
Kurt : ama eminim
: Yeter ya benim işlerim var burda seninle zamanımı öldüremem
Kurt : insanları öldürmek daha kolay değil mi
: Evet
Kurt : bana uzun cevaplar ver
: İsteklilerin umrumda değil
Kurt : Naz sinirleniyorum
: Umrumda değil
Kurt : Naz sinirleniyorum dedim uzun cevaplar ver ve soğuk davranma
Derin bir nefes aldım çünkü asıl sinirlenen bendim ona bir şey söylemeden içeriye geçtim bizimkilerin yanına gittim

Bela Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin