Onun adı bela kalpsiz duygusuz vicdansız duyguları bilmeyen bela bütün ilklerini yaşayacak
33. Bölümden sonra ise
O İris anlamı kötülüklerden koruyan tanrıça Bela nın kızı Bela öldürüldüğünde karnında İris vardı o gün Bela öldü ama Bela nın kızı İri...
Yavuz: bela : Yavuz burdayım Yavuz: ich komme : beeil dich nicht Yavuz: ok Koşarak yanıma geldi Yavuz : Geht es dir gut? :Mir geht es gut Yavuz bana sarıldı Yavuz: sana bir şey olacak diye çok korktum : mir passiert nichts Yavuz kahkaha attı Yavuz : Ich hoffe Him : hey sizi anlamıyorum Yavuz la beraber kahkaha attık Yavuz: merhaba iyi misin Him Him : iyiyim de sen benim adımı nerden biliyorsun Yavuz: iki gündür belayı ve seni arıyorum : Acele etmeseydin ya yavaş yavaş beni arasaydın Yavuz: bir dahakine aklımda bulunsun o zaman bela : Ellerimi çöz Yavuz Yavuz önce benim sonra Him in ellerini çözdü beraber eve gittik babam beni görür görmez hemen sarıldı Babam : prensesim sana bir şey olacak diye çok korktum delirecektim : Merak etme baba bana bir şey olmaz dedim tam babamdan ayrılmıştım ki Rüzgar üstüme atladı Rüzgar: bela sana bir şey olacak diye çok korktum : Merak etme Rüzgar bana bir şey olmaz dedim ve Rüzgar dan ayrıldım bu sefer de kızlar üstüme atladı aynı anda Kızlar: sana bir şey olacak diye çok korktuk bela dediler : Tamam artık sarılmayı sevmem bunu biliyorsunuz dedim ve geri çekildim Babam : prensesim sana hemen bir doktor çağırayım dedi : Tamam baba ben odamdayım Babam : tamam prensesim :stirb nicht Yavuz Yavuz: ok bela Odama çıktım banyoya girdim üstümü değiştirip yatağa yattım o an kapım çalındı : Gir Gelen doktordu Doktor: Naz hanım gelebilir miyim : Gel doktor Doktor yaralarıma müdahale edip gitti birkaç saat uyudum uyanınca giyinip aşağıya indim Babam: prensesim yarın çok önemli bir parti var bütün mafya liderleri orda olacak seninde orda olman lazım : Tamam babacığım Babam: yarına kadar çok güzel dinlen : Tamam Yemeğimizi yedik ve ben uyumaya çıktım Sabah uyanınca ne giyecegime karar verdim biraz bakım yaptım sonra bodruma indim orda benim spor odam var orda antrenman yaptım sonra yukarıya çıktım banyo yaptım sonra da giyindim Bordo bir abiye
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Altına bordo topuklu ayakkabı giydim
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Giyinip ve silahımla bıçaklarımı alıp aşağıya indim herkes hazırlanmış beni bekliyorlardı Him : çok güzel olmuşsun Rüzgar: Naz hanım çok güzelsiniz Gül: prenses gibi olmuşsun bela Su: tanrı gibi olmuş ölüm tanrısı : Abartmayın Su : abartmıyoruz bela Him : evet çok güzelsin : Tamam hadi geç kalmayalım Ben ve Him bir arabaya kızlar ve Rüzgar başka bir arabaya babam başka bir arabaya bindi 4 arabada koruma almıştık toplam 7 araba Parti'nin olduğu mekana gittik Mekana girince bütün gözler bize çevrildi onlara hiç aldırmadan bizim için hazırlanmış olan masaya geçtik Yanımıza hemen bir garson geldi Garson : ne alırsınız efendim : Viski Him : aynı Rüzgar: aynı Yavuz: hepimize viski getir Garson: emredersiniz efendim Garson yanımızdan ayrıldıktan sonra yanımıza Yiğit geldi Yiğit: ooooo bela hanım hoşgeldiniz : Hoşbulduk dedim soğuk ve sert bir sesle Yiğit: her zamanki gibi çok güzelsiniz : Biliyorum dedim yine soğuk ve sert çıkan sesimle Yiğit: kaçırıldığınızı duydum iyi misiniz : Ben hep iyiyim Yiğit: iyi olduğunuza sevindim Sadece kafa salladım Yiğit : oturabilir miyim : Hayır Yiğit: eee tamam o zaman ben gideyim birazdan tekrar gelirim : Umrumda değil Yiğit: tamam size iyi eğlenceler Ona hiç bakmadım bile ve sonunda gitti Yiğit gider gitmez Him : o kim diye sordu : Önemli biri değil dedim ve ayağa kalktım ben kalkınca gözler bana çevrildi Babam: bir sorun mu var prensesim : Hayır babacığım sadece makyajımı tazeleyeceğim Babam anladım anlamında kafasını salladı Rüzgar: gelmemi ister misin : Yok artık Rüzgar ben çocuk muyum Rüzgar: hayır bela adın gibi belalı birisin resmen üstüne bela çekiyorsun Kahkaha attım ve lavaboya doğru yürüdüm yalan söylemiştim makyaj tazelemeyecektim şimdi bana soracaksınız niye yalan söyledin diye çünkü Kurt u gördüm ve onunla konuşmak istedim nedenini bilmiyorum ama onun yanından ayrılmak istemiyorum hemen Kurt a gel diye işaret yaptım balkona çıktım ardımdan Kurt geldi Kurt : beni mi özledin : Burda ne işin var Kurt : ben de bir mafyayım : Burası tehlikeli seni aşacak kadar tehlikeli Kurt : merak etme ben sandığın kadar güçsüz değilim : Umarım öylesindir Kurt : beni bunun için mi çağırdın bende beni özledin sandım : Saçmalamayı kes yoksa ben senin boğazını keseceğim Kurt : her zaman bu kadar sert misin : Evet Kurt : ve kaba : Bana bak eleştirilmekten nefret ederim ve beni eleştirenlere acı çektirmeyi severim Kurt : sert kızsın korkusuzsun : Yani Kurt : hoşuma gitti : Umrumda değil Kurt : umrunda olduğunu biliyorum : Yanlış düşünüyorsun Kurt : bu bir düşünce değil gerçek : Gece yeni başladı ve sen sarhoş musun Kurt : aklım başımda daha bir bardak bile içmedim : Kokudan mı sarhoş oldun yoksa Kurt : sarhoş değilim Naz : Neyse ben kaçtım sıkıldım da Kurt : gitme Durdum : Neden Kurt : konuşalım : Zamanım yok Kurt : orda erkeklerin arasında bu kıyafetle oturacağına yanımda dur : Pardon Kurt : özür dilemeni sevdim bir daha böyle açık giyinme : Bana kimse karışamaz karışanın kafasına sıkarım Kurt : bana bir şey yapmazsın : Emin olma Kurt: eminim : Ben bir sinirlenirsem kendim dahil herkese zarar verebilirim Kurt : ama bana zarar vermezsin : Şuan seni depoma götürüp Sözümü kesti Kurt: yapma ben depo yerine bir odayı tercih ederim : Siktir git Kurt Kurt : aaa ama lütfen kalbimi kırıyorsun : Kurt kalbini bin parçaya ayırırım o zaman kalbini kırmak neymiş görürsün Kurt : tamam bu kadar acımasız olma : Bende acıma yok Kurt : her insanda vardır önemli olan o sesi dinleyip dinlememen : Bende yok Kurt : var : Seninle uğraşamam işlerim var Diyip balkondan çıkarken Kurt kolumu tuttu Kurt : bu akşam dans edelim : Sen bana emir mi veriyorsun yoksa ben yanlış mı duydum Kurt : abartma Kolumu hızlıca çektim : Neyi abartmayayım ya Kurt : bak kızım böyle küçük detaylara takılma Kurt a doğru yürüyüp : Bana bak anladım ölmek istiyorsun ama en acı şekilde ölmene az kaldı bence en iyisi git kendi kafana sık beni de yorma Kurt bir kahkaha attı Kurt : beni öldürmeyeceğine eminim : Emin olma Kurt : ama eminim : Yeter ya benim işlerim var burda seninle zamanımı öldüremem Kurt : insanları öldürmek daha kolay değil mi : Evet Kurt : bana uzun cevaplar ver : İsteklilerin umrumda değil Kurt : Naz sinirleniyorum : Umrumda değil Kurt : Naz sinirleniyorum dedim uzun cevaplar ver ve soğuk davranma Derin bir nefes aldım çünkü asıl sinirlenen bendim ona bir şey söylemeden içeriye geçtim bizimkilerin yanına gittim