1.Bölüm

11.4K 483 32
                                    

Kendini fazlasıyla belli eden göbeğimi okşarken yaşla dolan gözlerimi
kırpıştırdım.

Lanet olsun ağlamamam gerekiyordu ama kendimi tutamıyordum.

Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Elimin altında hissettiğim tekme ile gülümsedim. Burnumu çekip göz yaşlarımı sildim. Mutlu olmam gerekiyordu, üzülmem saçmaydı.

Biraz olsun sakinleşince oturduğum banktan kalktım. Hastaneye girip asansöre yöneldim. Asansördeki insanlarla göz teması kurmadan çıkmak istediğim katın düğmesine bastım.

Kalbim şimdiden heyecanla çarpmaya başlarken derin bir nefes aldım.
Birkaç gün önce annem aramış ve kendisini hastaneden birkaç kişinin aradığını söylemişti, ilk başta anlamasam da hastaneye gittiğimde her şeyi net bir şekilde anlamıştım.
Ben doğduğum zaman ölü bir bebekle karıştırılmışım. Bunun yirmi bir yıl sonra ortaya çıkması ise bambaşka bir saçmalıktı.

Birkaç gün önce gelip DNA testi vermiştim bu gün ise testin sonuçlarını alacaktım. Büyük ihtimalle bebekler gerçekten karıştırılmıştı, öz anne ve öz babam olabilecek insanları görmüştüm benziyorduk hem de çok.

Üvey annem benimle bu gün gelmemişti. Umurunda bile değildim.

Babam yoktu bildiğim kadarıyla ben altı yaşındayken ölmüştü, annem ise benimle sadece on yaşıma kadar ilgilenmişti. On dokuz yaşımda annemin zoruyla evlenmiştim, sahte olan bu evlilik zamanla gerçek bir evliliğe dönmüştü. Altı ay önce de kocamın beni aldattığını öğrenip boşanmıştım. Şu an ise altı aylık hamileydim. Garip bir şekilde aldatılma durumunu çabuk kabullenmiştim.

Eşimi severdim ama aşık değildim ya da öyle delicesine sevmiyordum. Bu yüzden o kadar kahrolmamıştım.
Sadece bebeğim için üzülmüştüm, ona iyi bir anne olamamaktan korkuyordum. Anne sevgisiyle büyümemiştim, nasıl anne olunacağını bilmiyordum. Zamanla öğrenecektim ama öğrenirken onun canını acıtmaktan korkuyordum.
Cinsiyetini henüz öğrenememiştim, bir türlü kendisini göstermiyordu.
Asansörün birden sallanarak durmasıyla telaşla asansörün duvarına tutundum. Telaşla etrafıma bakarken asansörün ışıkları birkaç kere yanıp söndü.

Harika asansör bozulmuştu.

Telefonumu çıkardığımda çekmediğini gördüm.

“Sakin olun birazdan düzelir, sık sık bozuluyor bu aralar. “

Konuşan kişiye baktım, uzun boylu esmer bir adamdı. Üzerinde beyaz bir önlük vardı, büyük ihtimalle doktordu. Siması tanıdık geliyordu ama çıkaramamıştım.

“Sık sık bozuluyor ama yaptırmadınız mı? “Diye sordu Doktor ’un yanındaki adam.

“Üstlere sürekli bildiriyoruz ama henüz dönüş alamadık. “ Dedi doktor.

Bu sırada fark ettiğin şeyle gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Dört tane adamla asansörde kapana kalmıştım. Harika!

Var mı benden şanslısı.

Ve hepsi birbirine benziyordu. Akraba ya da kardeşlerdi sanırım.

Kalbim kısa bir an korkuyla çarptı.

Ya bana birşey yaparlarsa? Normalde kendimi koruyabilirdim ama karşımda dört tane adam vardı ve ben hamileydim.

Sıkıntıyla derin bir nefes alıp karnımı okşadım. Gün içinde sürekli hareketsiz olan bebeğimin şimdi hareketlenmesi ise hayatın bana götüyle gülmesiydi sanırım. Karnımı okşarken dört adamın da beni dikkatle incelediğini fark ettim.

Ne bakıyon yapraam dememek için kendimi zor tutarken kaşlarımı çattım.

Bok yoluna gitmeyiz umarım.

CeylinTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon