23.Bölüm

351 26 8
                                    

Evet yine ben ve uzun zaman sonra bölüm attım.Nedeni çok zor zamanlar geçirdim nedenini söylemek istemiyorum ama şuanda birazdaha iyiyim o yüzden bölümü yazmaya devam edeyim dedim.O zamn hazırsanız başlıyorum.

Gece'nin dediği şeyle afallasamda ne anlama geldiğini anlamadım.Ne hastalığına yakalanmıştım ben?

"Gece o hastalık nasıl bir hastalik?"

"Bebegim bu hastalık biraz tehlikeli ama biz bunu beraber atlaticaz"korkmaya başlamıştım.Ne hastalığıydı bu hastalık?

"Gece net bir şekilde konusurmusun"sesim oldukça kısık ve korkak çıkmıştı.Gece'nin korktugumu anlamasıyla yüzüme baygın bakışlar attı.

"Bebeğim bu hastalık yüzünden böbreğini kaybedebilirsin."gözlerim dolmuştu.Böbreğimimi kaybedicektim.

Gözümden yaş gelmesiyle Gece bana sıkı sıkı sarıldı.

"Ağlama bebeğim,dayanamıyorum senin gözyaşlarına"

"G-Gece...Çok mu tehlikeli bu hastalık?"korkuyordum evet çok korkuyordum.

Tişörtümün ıslanmasiyla hafif geriye gidip Gece'ye baktım.Oda benim gibi ağlıyordu.

"G-Gece..."konuşamıyordum ağlamaktan.

"Bebeğim sus konuşma biliyorum her şey benim yüzümden oldu.Her şeyin suçlusu benim..."Gece'yi kesinlikle suçlamıyordum ama o kendini suçlu hissediyordu.

Burnumu çekip"Tamam bak aglamiycam ama sende kendini suçlama senin bir suçun yokki"yüzünü ellerimin arasina aldım.Yuzu kocamandı ellerim kuçük kaliyodu ama buna bu haberi almadan önce yapsaydım kahkahalar atardım ama yapamıyorum.

Ellerimle gözyaşlarını siliyordum ama halen ağlıyordu.Aglamam azalmıştı ama Gece agladikca artık dayanamıyordum ve ben yine ağlamaya başladım.

"Gece ben ölücek miyim?"dediğim soruyla afalladi ve yüzümü ellerinin arasına alıp"Işık tabikide ölmiyceksin bunu senle birlikte atlaticaz bebeğim"

Gece'nin ağzından

Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama Işık omzumda uyuya kalmıştı.Onu kucağıma alıp merdivenlerden yukarıya çıktım.Bugun onun için çok zor geçmişti hele ben geldikten sonra daha da berbat ettim.

Yatağa yavaşça koyup üzerini örttüm.Alnina öptükten sonra odadn dışarı çıktım.Bugun ışık ağlaması beni bitirmişti.Kendimi bir bosluktaymis gibi hissediyordum.

Bahçe çıkıp korumalardan birine"Gökhan nerde?"diye sordum.

"Bilmiyorum patron"

Yakasından tutup"Siktirtme belanı, şimdi gidip Gokhani bulup benim yanıma getiriyorsun."dedim.Zaten sinirliydim birde bunlarla ugrasamazdım.

Üçüncü kata çıkıp terasa çıktım.Bugun içmeye çok ihtiyacım vardı.O yüzden icicektim.Bir yandanda dertleşmek istiyordum ama Gökhan beyefendi ortalarda yoktu.

Yarım saattir içiyordum ama beyefendi halen yoklardi.İcim içimi yerken artık ne yapacağımı düşünüyordum.

Terasın kapısı açılmasıyla oraya döndüm ve şükür beyefendi gelmişti.

Gökhan'ın yakasından tuttuğum gibi duvara yapıştırmış tüm.Ne olduğunu anlamayan Gökhan gözlerini büyütüp bakıyordu.

"Nerdesin lan piç!Kaç saattir seni bekliyorum burda."

"Abi sakin ol ya.Ne bu sinir,biraz relax ya."siritip siritip söylemesi iyice sinirimi bozmuştu.

"Ne relaxindan bahsediyorsun sen?Gel şuraya da biraz içelim."gokhanla icemeye başlamıştık.

Aradan bir buçuk saat geçmişti.Bizim Gökhan çoktan sarhoş olmuştu.Mal mal konuşuyordu.Birde bu salakla ugrasicaktik.Ben ondan çok içmeme rağmen sarhoş olmamıştım.Bunyem alışıktı.

"Yaaa Gececim bugün nasılsın?"ağzıni yaya yaya konuşuyordu.Agzinin ortasına çakmamamk için zor duruyordum.

"Ya ama Gececim cevap versene."dudaklarını büzüp yuzume bakıyordu.

"Gökhan ben seni kovmadan ya şimdi gidersin yada ben seni kovmasını bilirim?"basım ağrıyordu zaten birde bunun konuşmasıyla beynim zonkliyordu.

"Offf tamam ya"...

Şükür Gökhan gitmişti bende ışık'ın yanına gidip uzandım.

Bölümü burda bitiriyorum.Sizi çok seviyorum.

Gece'nin IşığıWhere stories live. Discover now