1.0

65 8 0
                                    

Win iyileşmek üzereyken aldığı darbeler onu yine birkaç gün yataklık etmesine sebep olmuştu. Eve doktor gelmiş ve burnunda ciddi bir sorun olmadığını söylemişti. Susan gözleri dolu dolu ama bunu çaktırmamak adına buruk bir gülümseme ile yüzündeki yaralara pansuman yapıyordu. Burnunu çekmesiyle Win'in bakışları ona doğru döndü. Susan'ın ona bakmasıyla birkaç saniye birbirlerine doğru baktılar.

"Bir şey istiyorsan merak ediyorsan bana sor sadece. Olur mu? Burası normal bir malikane değil. Ben bile sürekli izleniyorum. Sana hiç acımazlar bile genç patrona yakalandığın için şanslı saymalısın kendini korumalar anında öldürme emrindeler." Win tepkisiz bir şekilde onu dinledi. Bakışlarını tekrar pencereye çevirdi. Kar yağıyordu. Gülümsedi.

Win'in olayından ötürü Rue'nun gelişi de birkaç gün ertelenmişti. Bugün gelecekti. İstemsizce nasıl göründüğünü merak etti.
"Bana bir ayna verebilir misin?" Kadının sanki onun her isteği mutluluğu oluyor gibiydi. 40-45 yaşlarında olduğu var saydığı kadın, ellerini Win'in yanaklarına koyup anlına bir öpücük bırakmıştı. Bu Win için oldukça garip bir andı birincisi bunun geleceğini hiç farketmemişti, ikincisi bunun ayna vermekle nasıl bir alakası vardı. Attığı bakışları da düşüncelerini destekliyor olmalıydı ki kadın ona bakıp gülümsedi.

"Sadece sanki yıllardır tanıyormuşum gibi hissediyorum. Sana bu denli alışmam hiç iyi değil. Gittiğinde kendimi çok yalnız hissedeceğim." Win bir şey söylemedi ve kadının yüzüne bakmaya devam etti. Daha sonra odadan çıkıp birkaç dakika sonra elinde ayna ile geri döndü. Nani olsa "Dostum işte bu garipti" derdi. Win korkmalı mıyım diye düşünmeden edemedi.

Yüzüne baktığında düşündüğünden çok daha iyi olduğunu farketti. Susan pansumanlarını ve ilaçlarını hiç aksatmamıştı. Çok temiz ve özenli yapmıştı her birini. Getirdiği tüm yemekler de oldukça lezzetliydi. Kadın sağ elini Win'in saçlarına geçirip taradı ve düzeltmeye çalıştı. Win ise kafasını sola eğerek bunu yapmasını durdurmaya çalıştı. Bu hareketi ile kadının yüzündeki gülümsemenin daha da genişlemesine sebep oldu.

"Ne diye güldün?" Onunla konuşması mutlu etmiş gibiydi. Yanına oturarak olabildiğince şefkatli ses tonuyla "Aynu şeyi eve ilk geldiğin zamanda yapmıştım. Elimi ittirmiştin. Şimdi ise sadece kafanı çevirdin. Bu değişim mutlu etti beni." Win boş gözlerle kadına bakmaya devam ediyordu. "En başında uyarmışım niye yapmaya devam ediyorsun?" Kadın gergince gülümsedi ve gözlerini kaçırdı.

"Ah üzgünüm sadece artık o kadar da nefret etmiyorsun diye düşünmüş olmalıyım." Ellerini kucağında birleştirdi ve konuşmaya devam etti. "Bu akşam arkadaşın gelecek olmalı. Onu endişelendirmekten korkuyor olmalısın. Bu yüzden aynayla yaralarının durumuna baktın değil mi? Saçların da yatmaktan biraz dağılmış gibiydi bu yüzden düzletmek istedim."

Win'in duvarları sanki bu sözleri beklermişçesine yavaş yavaş yıkılıyordu ve bu Win'in hiç hoşuna gitmiyordu. Burada biri ile duygusal bağ kurmak onu olumlu etkilemeyecekti.

"Doktor gelecek birazdan ayağındaki alçı çıkacak mükemmel zamanlama değil mi arkadaşını değneklerle karşılamak zorunda kalmayacaksın." Win kadının yüzünü incelemeye başladı ellerini saçlarına geçirip geriye doğru taradı.

"Senin bu tavrın veya yakınlık kurmaya çalışman başını derde sokmayacak mı?" Kadın kucağındaki elleri Win'in elinin üstüne koydu. "Bunun için endişelenmene gerek yok. Yemek için istediğin bir şeyler var mı?"

"Ramen fena olmaz" heyecanla ayağa kalkan kadın, "Doktor randevundan sonra hemen yapacağım" dedi.

Odadan çıkmasının ardından 15-20 dakika kadar sonra doktor odasına girmişti. Susan da onunla beraber girmiş. Dikkatle doktoru inceliyordu. Sanki ayağından alçısı çıkartılacak oydu ağladı ağlayacak duruyordu. Win'den daha endişeli gözüküyordu. Win'in yanına gelip ozmunu tuttu. Bir alet yardımıyla kesilen alçı dikkatlice çıkartıldı. Ardından doktor ayağına bazı kremler sürüp masaja benzer birkaç hareket yaptı.

Korkusuz|BrightWinWhere stories live. Discover now