"Hiçbir şeye bakmadım yemin ederim. Zaten kapıyı açtığım gibi sen geldin hiçbir şey görmedim." İki eli genç patronun bileklerini tutmuş erkekliğini kurtarmak amacıyla var gücüyle çekmeye çalışıyordu. Ani bir hareketle bileğini tutmaya çalışan ellerini çenesinin altına yerleştirdiği elle tuttu.

"Canımı o kadar sıkıyorsun ki. O siktiğimin burnunu her yere sokmaya çalışıyorsun.Senin en başından işini bitirmem gerekiyordu." Tutmuş olduğu elleri Win'in başının arkasında yere sabitledi. Bu yaptığı hareketle yere doğru sertçe düşmüş elleri yukarda bağlanmış sırt üstü uzanır bir hale gelmişti.

Ne olduğunu kavrayamadan genç patronun üstüne oturduğunu farketti. "Sana gerçeği söyledim. Bırak artık ha eğer  öldüreceksen de  öldür o zaman, benimle oynama" genç patron bu sözlerle kendini biraz daha altındaki bedene bastırdı. Öne doğru eğilip yüzlerinin arasında milim kalmayacak bie pozisyonda durdu. Win kafasını sağa sola çevirmeye çalışınca diğer eli ile çenesini tutup yüzünü sabitledi.

"Kalk artık, yeter oyun oynadığın. Ne yapmaya çalışıyorsun?" Win sesinin titremesine engel olamamıştı. Kendisini çok savunmasız hissediyordu. Geçmişin gözlerinin önüne geldi bir an. Sağlam bacağı ile sırtına tekme atmaya çalıştı.

Genç patron üstünden kalktı. Win bir eliyle destek alıp sağlam bacağı ile göğsünün kenarına geçirdi. Sürünerek yerden bastonlarını almaya çalıştığı bir anda ayak bileklerinden geriye doğru çekildi. Neyseki hızlı davranıp bir tanesine ulaşmıştı. Genç patronun yüzüne geçirdiği yumrukla kafası sola doğru çevrildi. Ağzına gelen kan tadından dudağının patladığını anladı. Sersemliğinden faydalanıp tekrardan erkekliğinin üstüne sert bir şekilde oturdu. Win bu hareketle boğazından boğuk bir inilti kaçırdı. Boğazını sıkan ellerden baston yardımıyla kurtulmaya çalışıyordu. Bastonu elinden bırakıp boğazına kenetlenen elleri tuttu. Ellerini mengene gibi sarmış boğazından var gücüyle çekmeye çalışıyordu.

Genç patron direnmesinden hoşlanmamış olacakki bir elini bırakıp tekrardan yüzüne bir yumruk geçirdi.

"Seni gebertmeden bana rahat yok" Aynı yerden aldığı darbenin etkisiyle kenara bıraktığı bastonu farketti ancak görüşü bulanıklaşıyor her saniye akciğerlerine gitmeyen oksijen onu öldürüyordu. Odaya giren korumalardan biri elindeki telefonu üstündeki adama göstererek, "Patron temizlikçi kız arıyor" dedi.  Adam çok normal bir görüntüymüş gibi hiçbir tepki vermemişti karşısındakilere.

"Aç." Adam telefonu Win'in kafasının yanına yaklaştırarak görüntülü aramayı cevapladı. Tutuşunu gevşetmişti artık nefes alabiliyordu. Birkaç kez öksürerek nefesini düzenli hale getirmeye çalıştı birkaç saniye.

"Aman Tanrım Winnie, lütfen ona zarar gelmeyeceğine söz vermiştiniz."  Sesin sahibine baktığında arayanın Rue olduğunu anladı.
"Benimle pazarlık yapma sürtük. Çok değerli arkadaşınız uslu dursaydı bunların hiçbiri başına gelmeyecekti. Uzatma da ne için aradığını söyle.
" Tamam tamam lütfen sakinleşelim önce. Eve geri döndüğümüzde Win'in kayıp olduğunu öğrenen Boss ortalığı darma duman etti. Birkaç gündür eve uğramıyor bile her yerde onu arıyor. Bu sayede odasına temizleme bahanesi ile girmeyi başardım. Aradığımız adamın adı Nick. Gerçi asıl adının bu olduğunda bile şüpheliyim. Kendisini eve gelirken ben karşıladım telefonda konuştuğu kişi ona Ben diye hitap etmişti. Farklı kimlik kullanıyor olabilir."

Genç patron ellerini boğazından tamamen çekip Rue'yu dikkatle dinlemeye başladı ama sorun şuydu ki hala Win'in aletinin üstünde oturmaya devam ediyordu. Telefonu tutan dingil bile olayı yadırgamamıştı.

"Devam et." Rue derin bir nefes alıp ekrana doğru kararsızca baktı. "Boss düzenli bir adamdır her olayı belgelemeyi sever. Nick kod adlı adamla yaptığı belgeleri buldum. Aslında sizin de bildiğiniz bilgiler ancak belgenin içerisinde başka isimler de vardı. İnternet üzerinden göndermem tehlikeli olur. İzin verirseniz bizzat getirmek istiyorum aynı zamanda Win'i de görmüş olurum lütfen." Genç patron isminin duyulması ile altında olan çocuğa baktı. Bakışlarında saf nefret vardı. Siyah harelere bakıp gülümsedi. Gülümserken "kapat" dedi.

Aldığı yeni bilgiler keyfini yerine getirmişti. Dizlerinin üstüne ayağa kalkarak Win'i ters çevirdi. Saçlarını çekerek yüzüne bakmasını sağlamaya çalıştı. Kulağına yaklaşarak fısıldadı. "Ucuz kurtuldun Metawin" saçındaki elleri sertçe bıraktı. Ani hareket burnunun yere çarpmasına sebep olmuştu. Üzerinden tamamen kalkıp odadan dışarı çıktı. Koruma ona doğru bakmaya devam ediyordu.Burnundan akan kana bakarken korumanın belindeki silahı kesti.

Yanındaki değneği tuttuğu gibi korumanın bacaklarına vurdu. Yere düşen korumanın silahını aldı. Ona tekrardan saldırmak isteyen korumanın yüzüne birkaç kez bastonu geçirdi. Alçıdaki bacağının izin verdiği kadar tek bastonu ile zıplayarak ilerledi.

"Vachirawit piçi buraya bak. Benimle oynamaya kalkma sakın. Duydun mu beni? Küçük bir lokma sanma beni boğazında kalırım canın yanar."  Genç patron koridorda umursamadan ilerlemeye devam ediyordu. Win kafasının hemen üstünden gelecek şekilde nişan aldı. Ateş alan mermi koridorun sonundaki aynaya denk gelmişti. Devasa ayna tozla buz olmuştu. Win aynadaki yansımasından gülümsediğini görebiliyordu. Bakışları kırık aynada birleşmişti. Göz kırpıp öpücük attı. Merdivenlerden inmeye başladı.

"Senin gibi bir parçayı tek lokmada yutmaya çalışmak yazık olur."

"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Korkusuz|BrightWinWhere stories live. Discover now