"sanki paranın önemi var, aptal. gitmelisin." soobin, yeonjun'u yolladıktan sonra yeonjun hızlı adımlarla kafeden çıktı. beomgyu dalga mı geçiyordu yoksa gerçek anlamda ona ihtiyacı mı vardı? bu kadar önemli ne olmuş olabilirdi ki? yeonjun bunları düşünerek hızlı bir şekilde yürüyordu. beomgyu'ya güvenerek acele etti.
kampüse girdi. neredeyse koşmuştu. yurt binasına girdi. kendi odasına hızlı bir şekilde girdi. odaya birkaç adım attı. beomgyu ortalıkta yoktu. yeonjun gözlerini devirdi. "harika, beomgyu. sana inanmak gibi bir hata yaptım. çok komik." diye söyleniyordu ki beomgyu'nun sesi onu kesmişti.
"ben buradayım." sesi çok acı çekiyordu. yeonjun arkasına döndü. ses beomgyu'nun banyosundan geliyordu. soyunma odasına girdikten sonra beomgyu'nun etrafının kanla dolu olduğunu gördü. gözlerini büyüttü.
"ne oldu burada?"
"yaralandım." beomgyu elleriyle bacağını tutuyordu. acıdan suratını buruşturmuştu. "bana yardım et."
yeonjun gözlerindeki korkuyu beomgyu ile paylaştı. ne yapacağını bilememişti. eğildi. beomgyu'nun ellerini çekti ve yaraya baktı. sanki bir şey beomgyu'nun bacağına pençe atmış gibiydi. durmaksızın kan akıyordu.
"ben nasıl yapacağımı bilmiyorum. bayan reina'ya gitmeliyiz. ben anlamıyorum böyle şeylerden."
"yeonjun, olmaz." beomgyu acı içinde inledi. "bana tek yardım edecek kişi sensin. lütfen bir şeyler yap. canım çok yanıyor."
ve o an yeonjun'un kalbi sızladı. sihir yapabilirdi ama büyü yapamazdı. büyü daha güçlü bir sihir türüydü. büyü yapılması yasaktı. büyücüler sürgün edilmişti. üstüne bir arkadaşının üzerinde kullanılması kesinlikle yasaktı. ki yeonjun'un yaptığı sihirler o kadar da iyi değildi. henüz birinci sınıftı. ama beomgyu'nun acı çekmesine izin veremezdi. beomgyu'nun canı yandıkça onun da canı yanıyordu.
"yapacağım. sana ne yapmamı söyle."
"büyülerinden kullan."
"ama bu çok tehlikeli." yeonjun korkarak konuştu. beomgyu'yu kurtarayım derken onu öldürmek istemiyordu. kötü bir şey yapmak istemiyordu. kalbi çok hızlı atıyordu. beyni durmuş gibiydi.
beomgyu'nun kanlı elleri yeonjun'un ellerini tuttu. "yaparsın. ben sana inanıyorum."
yeonjun güçlendiğini hissetti. beomgyu'nun ona verdiği bir enerji vardı. evet, evet, yeonjun tam olarak beomgyu'dan güç alıyordu. kararlı bir şekilde baktı. üstünün kan olmasını hiç umursamadı. "büyü kitabını alacağım. bu tarz şeyler olması lazımdı."
"acele et." beomgyu ellerini yeonjun'un ellerinden sıyırdı. suratından ne kadar acı çektiği belliydi. beomgyu neden sır saklıyordu? ona ne zarar vermişti? neden başka birilerinin öğrenmesini istememişti? bunlar ayrı bir konuydu. ama sonuç olarak beomgyu yeonjun'a güvenmişti. ona güveniyordu. bu sebepsizce yeonjun'u mutlu etti. ama hızlıca unutmaya çalıştı. bulması gereken bir büyü vardı.
büyü kitabını aldı. periler genelde minik bir asayla büyü yaparlardı. büyü kitabını almışken asasını arıyordu. bu asa sadece belirli sürede kullanılacaktı. yeonjun birinci sınıftan mezun olduktan sonra kendi asasına sahip olacaktı. bu periler için çok büyük bir şeydi. bir kraliçenin kendisine ait tacı alması gibi.
asasını kaptı. büyü kitabıyla beraber banyoya girdi. büyüyü arıyordu. yara iyileştirme. basit bir büyüydü. diğer büyülere kıyasla. ama normal olarak bakarsak, büyü kolay bir şey değildi. bir yarayı iyileştirmek yeonjun gibi bir amatör için fazlasıyla zordu.
bir süre yeonjun oyalandı. beomgyu'ya yanında olduğunu hissettirebilmek için bir elini tuttu. ona sıcaklığını paylaştı. beomgyu ise banyo mermerinde acı çekiyordu. yeonjun hızlıca sayfaları karıştırarak arıyordu büyüyü. sonunda bulmuştu.
"işte burada. yani, sanırım bu işe yarar." yeonjun kendisinden pek emin değildi. sadece işe yarayacağını düşünmüştü. yerde yatan beomgyu'ya baktı. "dayanabilir misin? canını acıtabilir."
"dayanırım."
yeonjun kitabı yere koydu. eline asasını aldı. beomgyu'nun ellerini yaranın üzerinden çekti. "acıtmamaya çalışacağım." diye beomgyu'yu rahatlatmaya çalıştı.
"sana güveniyorum."
ona güveniyordu.
yeonjun büyüyü okudu. uzun bir satırdı. sözleri bastırarak söyleyip hızlıca asasını salladı. beomgyu'ya elektrik etkisi oluşmuştu. birden acıyla bağırdı. büyü işe yaramamıştı.
yeonjun pes etmedi. tekrardan büyüyü okudu ve asasını salladı. fakat bir boka yaradığı söylenemezdi. boka batmıştı. bok. sıçtık.
"bu siktiğimin asası bir işe yaramıyor." yeonjun hızlıca asayı fırlattı. asa duvara çarpıp kırılmıştı. ellerini beomgyu'nun yarasının üstüne koydu. mırıldanarak büyüyü söyledi. o kadar fazla odaklanmıştı ki artık kan akışının durduğunu hissedememişti bile.
beomgyu suratını ekşitirken aslında hiç acımadığını ve iyileştiğini fark etti.
rainy için yb!!!!
YOU ARE READING
freak. yeongyu
Fanfictionkural bir: asla vampirlerle yakınlaşma. kural iki: asla choi beomgyu'ya güvenme. perijun & vampirgyu au !
