YENİDEN DOĞUŞ

17 3 0
                                    

Summertime Sadness-Lana Del Rey
War of Hearts-Ruelle
7rings-Ariana Grande

Kucağımdaki kardeşimin cesedini arabanın arka bagajına koyarken ellerim titriyordu. Kapağı sertçe örttüm.Arabanın ön koltuğuna otururken elimdeki eski telefondan polisin numarasını tuşladım.Sesimi kalınlaştırarak konuşmaya başladım.Böylece arayan kişinin erkek olduğunu düşünüceklerdi.Tedirgin ve endişeli yaptığım sesimle

"Alo!yardım edin nolur yardım edin!"

Polis amiri sakinleştirmeye çalışarak

"Sakin olun beyfendi noldu iyi misiniz"gözlerimi devirdim düşünceli polis ayakları yemezler.

" B-ben sokağımda yaşayan genç bir adamım yan tarafımda bulunan eve kardeşim girmiş bende onu almaya giderken bir vahşetle karşılaştım.bedel sokağı no 44 nolur yardıma gelin"

"Tamam siz sakin olun biz halledicez" Yavaşça telefonu kapattım ve ileriye doğru fırlatarak üzerinden geçtim.Hiçbirşey hallettikleri yoktu.Onların adeleti olsaydı ben şuan kendi adeletimi aramazdım.Onların bir şey hallettikleri olsaydı şuan kardeşimin bedeni soğuk olmazdı.Gözlerimdeki yaşlar kurumuştu ama yenilenmek için can atıyorlardı.Sırf ordaki küçük bedenlerin mezarı olsun en azından aileri ziyaret edebilsin diye haber vermiştim polislere.

Kaputa uzandım ve içinden kendim için bir dal sigara çıkararak eşya almak için bir dükkanın önünde durdum.Dükkandan bir kürek ve gerekli malzemeleri aldıktan sonra uçurumun kıyısında olan bizim olan ağaca doğru sürdüm.Ellerimin arasındaki sigaradan derin bir nefes çekip içimi zehirle doldurdum.Ağacın yanına vardığımda manevra yaparak arabayı durdurdum. Arkaya doğru uzanarak elime aldığım kürekle beraber hızla aşağı indim.Gözlerimdeki yaşlar intihar etmeye devam ederken elimde sanki kendi kefenimi tutuyordum.O kefendede duygularım vardı.Kardeşimle beraber onlarda toğrağın altına gömülücekti ve bir daha da ortaya çıkmayacaktı.

Islak toprağın kokusu burnuma kan kokusu gibi geliyordu.Ağacımıza baktım buruk gülümsememle beraber;
"Ona iyi bak olur mu?" Dedim sesimi kendim bile duyamazken.Birden esen rüzgarla sağa sola sallandı.Gözümdeki yaşla beraber gülümsedim.

Yavaşça eğilerek ağacın önündeki ıslak toprağa küreği sapladım,sapladım,sapladım ve yine sapladım.O toprak çukur olana kadar kardeşimin merazarını kazdım.1 saate yakın durmaksızın kazıyordum derin bir nefes alarak kenara bağladığım ipten yardım alarak çıktım o çukurdan.Nefes alamıyordum aldığım her nefeste o nefes onun hakkıydı diye düşünmeden edemiyordum.Ayaklarımı yavaşça bagajına olduğu yere döndürdüm hızla bagaja ulaşıp onu kucağıma aldım.Çukurun kenarına geldiğimizde yıkılarak yere diz çöktüm.Vedaları sevmezdim şimdi onunla veda etmek karnımda milyonlarca bıçak acısıyla eşdeğerdi.Gözyaşlarım git gide artmış kafam saçlarına gömülmüştü.Saçlarını okşamamı çok severdi hep dibime girip okşatırdı.

İçimdeki acı kalbimi deşerken dudaklarımdan feryat koptu.Haykırdım,yalvardım belki uyanır diye.

"Beste neden beni bıraktın ki neden ki ablacım oynadığımız oyunları mı beğenmedin yoksa sana alamadığım şu oyuncak ayı yüzünden mi söz söz veriyorum çalışıp alırım yeter ki sen uyan sen benim herşeyimdin şimdi kimsesiz kaldım ben beste."

Küçük ve buzdan vücuduna sarıldım.Ellerimle onu kazdığım çukura yavaşça uğurladım.Hıçkırıklarımla birlikte elime küreği aldım ve onun ay kadar beyaz tenine toprakları örttüm.

Tamamen üstü örtüldüğünde küçük beyaz gelincik göremedi bir daha gökyüzünü.Gece içine aldı onu ay sakladı kendine onu.Işığını kullandı parıldamak için o ise küçük gözleriyle hep izledi olanları.Ölüler konuşur muydu konuşmazdı.Peki ben neden bestenin konuşmasını ve neler yaşadığını anlatmasını istiyordum.Ölüler konuşamazdı ki.

VEYL.Where stories live. Discover now