23~Yine mi sen?!

En başından başla
                                    

***

Daniel bardağından bir yudum daha içti. Bira yavaşça boğazından geçerken gözleri kapattı. Bir haftadır, koskoca bir haftadır onu aramıştı. Ama elinde bir haydutun uğradığı saldırıdan başka bir iz yoktu. Hayduta bunu yapanın Anna olduğunu anlaması zor olmamıştı. İlk tanıştıkları zamanda bahsettiği beşli ölüm vuruşunu uygulamıştı adama. Ama her ne yaptıysa adam ölmemiş felç kalmıştı. Sinirle elindeki bardağı masaya çarptı. Handaki herkes dönüp ona bakarken gözlerini bir an olsun önünden ayırmadı. Her yolu denemişti onu bulmak için. O haydutun evine gidip adamla konuşmayı bile denemişti. Ama ne zaman genç kızın nereye gittiğini sorsa adam korkudan ölecek gibi görünüyordu. Gözlerini kıstı... Başka bir yol bulmalıydı. Gerekirse bütün İngiltere'yi kapı kapı dolaşmaya hazırdı. Yeter ki Annabella yanında olsun, ona o yeşil gözleriyle baksın, kütüphanede bir kitap uğruna kavga etsinler,ve... Ve daha fazlası... Ama hepsi için Anna'nın varlığına ihtiyacı vardı. Kokusuna, gülüşüne, sesine... Derin düşüncelere dalmışken yan masasından gelen konuşmalarla kendine geldi.

Masadaki gençlerden birisi bir kızdan bahsediyordu. 'Ah onu görmelisiniz. Böyle renk güzel gözleri hayatımda kimsede görmedim. Yemyeşil, sanki bulunmaz zümrütlerdeki gibi. Ve... Ve saçları! Tanrım böyle saç hiçbir kadında görmedim ben. Kumral ama şelale gibi... İpek gibi... Ahhhh! Ne yapıyorsun sen!' Daniel adamın daha fazla konuşmasına izin vermemiş yakasına yapışmıştı. Sendeleyerek ayağa kalkan genç ne olduğunu anlayamamış bir şekilde çırpınıp duruyordu.

Dan tıslayarak konuşmaya başladı 'Nerede gördün o kızı hemen söyle!'

Delikanlı pis bir sırıtış yerleştirdi yüzüne 'Dostum o kızı önce ben gördüm. Sana kaptırmam.' Dan adamın boğazını sıktı ve havaya kaldırdı. Handaki herkes olanları gözünü dahi kırpmadan izliyordu. Genç ayakları yerden kesilince daha da çırpınmaya ve nefes alamadığı içinde garip sesler çıkarmaya başlamıştı.

'Söyle yoksa boynunu kırarım.' Delikanlı başını sallamaya benzer bir hareket yapınca onu yere fırlattı. Öksürmekten kendine gelemeyince Daniel tekrar yakalarına yönelmişti ki kesik kesik konuşmaya başladı 'Be-ben onu bu sabah gördüm efendim. Bizim eve süt getirdi. Ama daha önce buralarda görmediğime eminim. Zira öyle bir yüzü asla unutmam.' Daniel onun arada yaptığı övgülerle yumruklarını sıkıyordu. Sadece konuşmaya devam etsin diye sabrediyordu. 'Devam et!' diye hırladığında genç kendine çeki düzen verip ayağa fırladı.

'Bizim evin yakınında oturan bir bayanın uzaktan yeğeniymiş. Bugün eve süt getirdiğinde gördüm.' Dan duyduklarını kafasında ölçüp biçiyordu. Yeğen hikayesi uydurma olabilirdi. Ama Anna'nın getir götür işi yapıyor olması. Pek emin olamamıştı. Zümrüt yeşili gözler ve ipek gibi kumral saçlar... Küçücük bir ihtimalde olsa onu bulma şansı vardı.

'Hadi düş önüme eve gidiyoruz.' Dedi ve genci itekleyerek handan çıkardı.

***

Anna ateşin üzerindeki çorbayı biraz daha karıştırdı. Kaşıkla azıcık aldı ve ağzına götürdü. Sevinçten uçmamak için kendini zor tuttu. Bu eve geldiğinden beri ilk defa yaptığı bir yemek yenilesi olmuştu. Bir kaşı daha içmek üzereyken kapının sert bir şekilde çalınmasıyla kaşığı masaya koydu. Bir yandan ellerini belindeki önlüğe siliyor bir yandan da kapıya yürüyordu.

Bayan Mollie öğle uykusuna yatmıştı. Birisini beklediğini söylememişti. Anna kapıyı açtı ve dondu. Karşısındaki Daniel'den başkası değildi. Şaşkınlık yerini sinire bırakırken hızla kapıyı kapamaya çalıştı ama genç adam ayağını eşiğe koyarak bunu engellemişti.

Genç kız 'Çek şu ayağını yoksa kırarım.' Dediğinde Dan kapıya biraz daha yüklendi ve kapı sonuna kadar açıldı. Anna ona engel olmak için ellerini göğsüne koyup itti. Ama nafile. Daniel'ın gücü karşısında onun bu çabaları boşa çıkıyordu. En sonunda pes edip genç adamı kolundan tuttu ve evin içine çekti. Bayan Mollie'nin yaşadığı yer küçük bir kasabaydı. Eğer bir dedikodu yayılacak olursa yaşlı kadın buna çok üzülürdü. Kapıyı kapamadan önce birisinin görüp görmediğini kontrol etti ve kapıyı kapattı.

Hışımla Daniel'a döndü 'Senin burada ne işin var? Rahat vermeyecek misin?' Genç adam onun bu sözlerine 'Tabi ki de vereceğim. Ah ama unuttuğum bir ayrıntı var. Rahat vermem için senin de benimle gelmen gerekiyor.' Anna sinirle gözlerini devirdi ve mutfağa doğru ilerledi. Daniel da peşinden onu takip ediyordu. Genç kız çorbayı bir kez daha karıştırdı ve firketelerinden kurtulmuş bir iki tutam saçını düzeltti. Bakışlarını tekrar genç adama çevirdiğinde onun sırtını duvara dayamış kendisini izlediğini gördü. O da aynı şekilde kollarını kavuşturdu ve masaya yaslandı 'Evet? Seninle gelmek istemiyorum, seni görmek istemiyorum, sesini duymak istemiyorum. Cevabımın da gayet açık olduğunu düşünüyorum. Artık gidebilirsin.' Daniel gözlerini bir an ondan ayırdı ama saniyesinde genç kızın dibinde bitti ve ellerini masanın iki yanına koyarak ona yaklaştı. Anna onun bu davranışına karşılık şok olmuş vaziyette dikiliyordu. Aklı başına gelince hızla onu itmeye çalıştı ama genç adam kararlıydı bir milim bile yerinden oynamamıştı.

En sonunda onu ittirmekten vazgeçip 'Yaptığınız çok arsızca. Benim onurumu zedeliyorsunuz.' Dan onun bu sözlerine aldırış etmeden konuşmaya başladı 'Sesini, kokunu, sinirlenince gözlerini kısıp bana bakmanı, gülümsediğinde gözlerinin de gülmesini, benden kaçışlarını, çokbilmişliğini, kitaplara olan tutkunu, inanmazsın ama inadını...' sonuncuyu söylerken gülümsemişti ve devam etti '...merakını, gizemini, kahkaha attığında her varlığın adeta senle beraber gülmesini, dudaklarını ve sayamayacağım daha birçok şeyi özledim Annabella. Ben seni özledim. Sen gittiğinden beri yaşayamıyorum. İnan kimse ilgimi çekmiyor. Seni gördüğümden beri bir tek se varsın benim için. Kütüphanedeki ilk inatlaşmamızdan beri kalbimdesin. Lütfen izin ver de seninle inatlaşan sadece ben olayım, dudaklarının tadını bilen bir tek ben olayım.' Dedi ve genç kızın yüzüne doğru ilerledi. Anna ne kaçıyor ne de ona engel olmak için bir girişimde bulunuyordu.

Dudakları arasında milimler kalmışken mutfak kapısından bir hışırtı duyuldu ve 'Anna, sevgili yavrum bu delikanlı da kim?' Bayan Mollie gözlüklerini takarken neyi kaçırmış olduğunu çözmeye çalışıyordu. Anna genç adamı hızla itti ve gülümsedi 'Ah sevgili bayan. Size bahsetmeyi unuttum. Bu gördüğünüz adam bundan sonra size bahçe işlerinde yardım edecek.' Dedi. Şok. Daniel'in yaşadığı tam olarak buydu. Tebessüm etti elinde olmadan. Doğru ya oyunun içinde Annabella varsa kurallar baştan yazılıyordu.

AŞKIN İNTİKAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin