"Bu kız var ya..." sanki bir el boğazını tutmuş sıkıyordu, sertçe yutkundu

"Ben bu kıza ölüyorum Koray! ölüyorum! gözümü kapatıyorum o. Açıyorum o! araba sürüyorum gözümün önünde  mavi gözleri bir türlü gitmiyor! Yemek yiyorum o su içiyorum o! Ne yapsam onu düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum!" Güçsüz bir nefes aldı

"Ayrı odalarda uyuyoruz ama.... Sanki nefesi kulağımın dibinde, kalp atışları kulağımda." Gözlerini arkadaşına dikti

"Hayatımın altı da, üstü de o ve daha onu bir haftadır tanıyorum."

"Demir sen-" Demir elini kaldırdı

"Sus beynim uyuşuyor sanki."

"Tamam ben susayım, kalbini nasıl susturacaksın? hem kızı da korkutuyorsun, yazık. Hem büyü müyü diyorsun. Büyü ne alaka?"

"Çünkü ilk kez böyle hissediyorum, o gün Gürkan beni vurduğu zaman neredeyse ölecektim, ardından onu gördüm. Bana yardım etti." dedi o gün aklına gelirken

"O günden sonra peşini bırakamadım. Önce vefa borcu sandim. Hayatım bir nevi onun sayesinde kurtuldu. Ama değilmiş. Bir türlü bu işin içinden çıkamadım, büyüdür dedim. Böyle bir şey olamaz ne aşkı lan dedim. Ben de birine aşık olacak bir tip var mı?" Koray elini arkadaşının omzuna koydu

"Sen de aşık olma tipi var mı bilmiyorum ama kusura bakmazsan bir şey söyleyeceğim?" Demir merakla arkadaşına baktı

"Gerizekalı olma tipi var." Demir ona sinirle bakıp dudağının arasına bir sigara yerleştirdi.

"Siktir git Koray!" Koray güldü

"Tamam sakinleş önce-"

"Ne yapacağım ben bundan sonra bilmiyorum." diye mırıldandı

"Ona söz verdim. Bu iş biterse seni bırakacağım diye söz verdim. Ama nasıl bırakacağımı da bilmiyorum. Evde bir saat görmesem nefesim daralıyor. Nasıl bırakacağım, zaten benden de nefret ediyor."

"Kızı kaçırmışsın aga. Yani bu davranışlarına da bakılırsa, kim olsa nefret eder."

"Dikkat etmeye çalışıyorum ama yapamıyorum Koray."  Sıkıntılı bir nefes alıp verdi

"Hatırlıyor musun, geçen sene Elif'le bana miden bulanıyormuş gibi bakıyordun" deyip güldü Koray. Demirin aklına onların sarmaş dolaş halleri gelince şu anda Lale'ye sarılmak için ömrünü bile vereceğini düşündü.

"Hatırladın değil mi? Çok büyük konuştun. Ben aşık olmam. Aşk akıl işi dedin, demek ki öyle değilmiş."

"Sen de iyice sinirimi bozma!"

"Iyi, ben susayım, aşağıya gideceğim daha buralardasın galiba görüşürüz yine." Demir başını salladı sadece. Koray gittikten sonra dakikalarca aynı yerde durup düşündü.

Lale'ye ne diyeceğini düşündü, onu nasıl yanında tutacaktı? Kıza söz vermişti bir çıkmazın içindeydi sanki...

Derin bir nefes alıp terastan çıktı. Kendi odasının kapısına gelince kapıyı açtığında Laleyi koltukta oturduğunu ve sehpanın üzerinde duran biblo'ya dağıldığını gördü içeriye girdiğini bile fark etmemişti. 

"Gidiyoruz." dedi sadece. Lale hemen başını kaldırdı

"Geldin mi? Tamam hadi gidelim, hemen götür beni evime." Demir hiçbir hiçbir şey söylemeden kapıyı gösterdi.

Lale hemen ayağa kalkıp onu takip etti arka arkaya mekandan çıktıktan sonra arabaya bindiler, araba çalışınca Lale sırtını geriye yasladı

"Şimdi hemen gidiyoruz değil mi? sabahı falan beklemeyeceğiz?"

"Yemek yiyeceğiz. Açım" diye mırıldadı  Demir sakince. Lale Sadece başını salladı. Olsun, iki gündür bekliyordu biraz daha bekleyebilirdi.

Yemek yiyecekleri restaurantın önüne geldiklerinde ikisi de indi. Lalenin aklı karışmıştı Demir hiç konuşmuyordu konuşmasını da beklemiyordu ama bu kadar sakin olmazsı da onu geriyordu.

Oturup yemekleri söyledikten sonra beklemeye başladılar. Demir'in gözleri sadece Lalenin yüzündeydi. Lale bakışlarını camdan çevirip demire kaçamak bir bakış attı

"Şey... sen iyi misin?" Demir Sadece başını salladı

"Tamam." Diye fısıldadı Lale.

"Lale-" Yemek gelince Demir susmuştu garsonlar yemekleri indirdikten sonra çekilince Lale merakla Demire baktı

"Bir şey mi söyleyecektin?" Demir uzun uzun yüzüne baktı. Sonra da içten bir şekilde gülümsedi. Bu Lalenin o kadar garibine gitmiştik ki birkaç saniye öyle kaldı

"Yok bir şey. Afiyet olsun." Lale yemeğini yemeye başladı ama Demirin hareketleri garibine gidiyordu.

Demir yemeğine dokunmamıştı bile, gözü sadece Lale'nin üzerindeydi. Lale'nin yemek yiyişine, su içişine, nefes alışverişine, önüne düşen saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırmasına her şeyine dikkat ederek baktı.

Bu nasıl bir histi? Bununla nasıl başa çıkacaktı? Ondan ayrılma düşüncesi kalbine bıcak saplanır gibiydi. Nasıl bırakacaktı?

Lale Yemeğini yedikten sonra Demir'e baktı

"Sen hiçbir şey yememişsin?" Gündüz ki tuzu eksik makarnasından yapsaydı ya yine hatta her gün.... Demir bu düşünceye içinden güldü.

"Hesabı alalım çıkalım." Lale başını salladı

"Ben bir ellerimi yıkayayım, geleyim." Lale masadan kalkınca Demir başını ellerinin arasına alıp ovaladı. Birkaç saniye sonra kalkıp hesabı ödedi ve dışarıya çıktı. Hemen bir sigara yaktı.

Lale de dönünce masada Demiri göremeyince dışarıya çıktığını anladı ve yanına gitti. Demir, Lale gelince sigarasını ayağının altında ezdikten sonra arabayı gösterdi

"Bin hadi." arabaya bindiklerinde Lalenin içinde değişik bir his vardı, sanki gidemeyecekmiş gibiydi, ablasını ve abisini görüp sarılmadan inanmıyordu.

Araba ilerlerken Lale 6 saat kadar sürecek yola kendini hazırlamaya karar verdi. Biraz uyusa iyi olacaktı. Pencereden dışarıya bakarken uyuyamamıştı, araba yarım saatin sonunda kaldıkları evin önünde durunca Lale şaşkınlıkla Demire baktı.

"Niye buraya geldik ki? bir şey mi alacaksın evde?"Demir inince

"Sende in." Demişti. Lale de indi acaba sabah mı çıkacaklardı? Niye hiçbir şey söylemiyordu?

Demiri takip etti ve eve girdiler. Eve girince Lale üzerindeki ceketi çıkardı.

"Sabah mı çıkacağız?" Demir salonda durup gözlerini kapattı. Söylediği şeyden sonra kıyamet kopacağını biliyordu ama umurunda değildi. Sert yüz ifadesine geri dönüp lale'ye döndü

"Hiçbir yere gitmiyoruz, buradayız artık."

⏳️

Vote vermeyi unutmayın lütfennn💋🥰

O KIZ BENİM +18Where stories live. Discover now