"Sana mı kaldı onu yapmak, hallettirirdim ben. Hem niye eline alıyorsun ki!"

"İkimizden biri unutup basar diye hemen toparlamak istedim."

"Ne olursa olsun bir daha böyle bir şey yapma." Dedi ve mutfaktan çıktı.  Bir kaç saniye sonra dönünce, nereden getirdiğini bilmediğim yara bandını elimin 3 yerine de yapıştırdı.

"Dikkatli ol bir daha ki sefere. Hatta mümkün olduğu kadar kesecek ve çizecek şeylerden uzak dur." başımı salladım hava kararmak üzereydi

"Yemeği dışarıda yiyelim mi?" daha yemek yiyeli 2 saat bile olmamıştı

"Şimdi mi?"

"Sonra işte. Akşam Olunca." Omuz silktim

"Benim pek iştahım yok. Sen gidersin, ben yukarıya çıkıp dinlenmek istiyorum."

"Hasta mısın?" deyip elini alnıma koyunca gereksiz yakınlaşmamızı kesip kendimi bir adım geri çektim.

"Yok değilim. Sadece biraz uyumak istiyorum."

"Ne yaparsan yap!"  deyip mutfaktan çıktı. Hayvan gibi davranıyordu. Sanki küfür ediyorum.

Demirin arkasından ben de çıktım.

" Bu arada elektrikli Süpürge nerede?" parmağımla Kırılan yeri gösterdim

"Oranın süpürülmesi lazım, küçük parçalar var."

"Ben hallettiririm şimdi, sen çık yukarıya." Bir Şey Demeden yönümü çevirip merdivenlerden yukarıya çıktım. Zaten temizlik yapmayı da sevmiyordum. Kime yaptırırsa yaptırsın.

Kaldığım odaya girmek için elimi kaldırıp kapının kulpunu indirdim. Ama daha sonra diğer odaları merak ettim ve bakmaya karar verdim. Demirin kaldığı odayı biliyordum kaldı iki oda diye mırıldandım.

Odaların birini açtım misafir odası gibiydi sade. Oraya kapattım diğerini açtığımda bir oda dolusu kitapla karşılaştım. Resmen burası küçük bir kütüphaneydi. Ağzım açık kalırken odaya girip sessizce kapıyı kapattım.

Burada olduğumu bilmesine gerek yoktu. Kitaplarının arasında gezerken beğendiklerimi elime aldım. Acaba kokusam kızar mıydı? daha sonra omuz silktim.

Bu evde zaten sıkıntıdan patlayacaktım, kızarsa da kızsın. Zaten her şeye kızıyordu. Onun ne yapacağını kestirmek zordu. Köşede modern bir çalışma masası vardı. Masanın üzerinde çok şık bir kalem dikkatimi çekti kalemi elime alıp baktığımda üzerinde Demir Lodos yazıyordu.

Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı, yani Lodos onun soy ismi miydi? kalemi yerine bırakırken aldığım 3 tane kitabı tekrar kucağıma alıp odadan çıkmak için kapının kolunu indirdiğim anda Demirin merdivenlerden sesi gelince açmadan bıraktım.

"Ablasıyla abisi bir sıkıntı çıkardı mı?" sanırım benim ablam ve abimden bahsediyordu, karşıda ne cevap veriyordu bilmiyorum. Ama meraktan ölecektim.

"Iyi oyalasınlar biraz. Bakarız sonra duruma göre." Biraz sustu

"Bilmiyorum, ortada canımı çok sıkan bir şey var. Beni ona karşı güçsüz kılan savunmasız kılan bir şey var. Bunun sebebini öğreneceğim. O orospu çocuğunun bir şey yaptığına eminim." gözlerimi devirdim hala aynı konumuydu ne büyüsüydü Allah aşkına?

"Kes lan! Saçma saçma konuşup sinirlendirme beni!" diye gürleyince iki adım geriye gittim sanki karşımda ve bana bağırıyormuş gibi. Merdivenleri bitirmiş ve kendi kapısını açıp girdiğini anladığım anda hemen odadan çıkıp kaldığım odaya girdim.

O KIZ BENİM +18Where stories live. Discover now