Zeminlerin ısısı sizi de etkilemiyor mu? Evet başlık yok

40 4 16
                                    

Hafsa'
Kapıyı giden çocuğun arkasından kapattım. Ses çıkmadığı için rahatladım. Kendimi berbat hissediyordum. Tıkanmış, hevesi kursağında kalmış. Öyle biraz kapının işliğinde oturdum. Dizlerimi kendime çektim. Her geçen saniye farkındalığım biraz daha arttı. Olayın ilk perdesi benim için bir yanlış anlaşılmaydı. İkinci perdesi yalnızlık, üçüncü perdesi küçümsenme , dördüncü perdesi dışlanma... Soğuk zeminde gittikçe zihnim çeşitli teoriler üretmeye başladı, engel olamıyordum. Muhtemelen annem ve Amine'nin orada o halde olduğumdan haberi bile yoktu. Yavaşça ayağa kalktım, bu zihin girdabına son vermeliydim. Gittikçe her şey su-i zan ve kıskançlığa dönüşmeye başlamadan bu işi bitirmeliydim. Soğuk zeminin soğuğu hâlâ ayaklarımdan atılmamışken salona girdim.

"Niye geldin?" Dedi annem fısıldayarak.

"Adam kaçtı mı yoksa Hafsa?" Dedi Amine sevecen bir şekilde boynunu dans ettirerek.

Ağlamaya başladım, bu hiç planımda yoktu.

Huzeyfe'
Aradan biraz zaman geçti. Şu anda içeride ne dönüyor bilmiyordum ama bunların sebebi bendim. Eğer Efeyi orada yalnız bırakmasaydım, belki hemen tamam demeseydim...

Fakat Amineye Huzeyfe olmadığını söylemiştir herhalde değil mi?

Söylememişse bile bu benim suçum değil, kocaman çocuk.

Fakat Efe'nin yalanına göz yumdum.

"Bir tane fransız ekleri alabilir miyim?" Dedi Kaya Fransız kelimesini 'fığansız' şeklinde söyleyerek.

"Yuh Kaya yeter oğlum sen hayatında 'fığansız' ekleri mi yedin ki şimdi hesabı kösüyorsun?" Dedi Talha.

"Abartmayın duyanda onuncu siparişim sanacak."Diye karşılık verdi Kaya ciddiyetle.

"Kaçıncı ki?" Diye sordu Kuzey.

"9." Diyip gülmeye başladı Kaya. Gazi, Rafih ve Talha da ona katıldılar.

"Çüş Kaya!"

Huzeyfe yan göz attı.
"Kaya 10.yu da elektrikli süpürge gibi çekmeden Efeyi bir arayalım o zaman." Dedi Kuzey

"Tamam ben arıyorum." Diyip telefonunu çıkardı Rafih.

*ceketli çocuk*
Aranıyor.

"Benim telefonumda da öyle kayıtlı." Dedi Âkif gülerek. Rafih sevindiğini gösterecek şekilde Âkif'in bacağına vurdu.

Arama çalarken "Bence açmaz." Dedi Gazi.

"Alo?"

Kaş göz hareketiyle Gaziye hava attı Rafih.

"ALO, Efe nerdesin kardeşim?"

"Ben çıktım oradan sonra anlatırım siz eve dönün."
Arama sonlandırıldı.

"Tamam Efe ben de seni çok seviyorum arkadaşım."

"Gazi mi, yanımda evet." Ciddiyetle Gaziye baktı.
"Tamam bekle bir saniye."

Kalkıp başka bir yere gitti. Arkasını dönünce sırıtmaya başladı.

"Ne oluyor?" Diye sordu Huzeyfe.
"Bilmiyorum." Dedi merakla Gazi.

Biraz sonra Rafih geldi.
"Hadi gidebiliriz. O eve geçiyormuş."
"Tamam hadi."
"Allah Allah niye haber etmedi?"

Herkes toparlanırken
"Rafih bana ne olmuş?" Dedi Gazi.
"Âkif beni bekle!"
"Raafih!"

Hepsi çıkınca hesabı ödemeye geçtim.
Borcumuz ne kadar?
İkramımız ile birlikte "725 tl."
"Buyrun." Kartı uzatırken durdu Huzeyfe.

Hâlet-i RûhiyeWhere stories live. Discover now