Bölüm Altı | Işıklar Sönünce

En başından başla
                                    

''Oldu zaten!'' dedi İrem kendiyle alay edilmesinden rahatsız olarak. ''Gerçekten korktum.''

''Tamam, sorun yok.'' diyerek araya girdim. ''İrem bir elini yüzünü yıkasın, yemeğe geçeriz. Kendini daha iyi hissedersin. Olur mu?''

''Ben bu banyoya girmem.'' derken kafasını hızlı hızlı iki yana sallıyordu.

''Tamam, benim odamdakine gelirsin ya da koridorda ortak bir banyo daha var. Sen seç.''

''Seninle geleceğim.'' derken ondan beklenmedik bir hızla çıktı örtünün altından ve benden bile önce kapıya ulaştı. Arkasından ona yetişirken kapının önünde duran Sarp ile manidar bir bakışma paylaştık.

''Siz yemeğe geçin, biz geliyoruz.'' dedim yalnızca ve ürkek arkadaşımın peşinden gittim.

#

Yemek sonrası her şey daha da tuhaf bir hal almıştı. Üst kattaki salonda, evdeki en modern eşyalardan biri sayılan dev ekran televizyonun önünde sıralanmıştık. Televizyonda dönen siyasi tartışma programına kimse kulak asmıyor, onun yerine babam Emre'nin ailesi hakkında bilgi almaya çalışıyordu. Şimdiden konudan sıkılmış olan Emre istikrarlı bir çabayla konuşmaya devam ediyordu.

''Evet, babam da ticaretle uğraşıyor.''

''Bir gün tanışmayı çok isterim belki bir ortaklığın ilk adımı olur.''

Emre kafasını salladı. ''Tabii ki seve seve.''

Koltukta yanımda oturan İrem'in bembeyaz yüzü hala gerçek rengine dönememiş, yemekten beridir ağzından tek kelime çıkmamıştı. Sıkıntılı bir tavırla ayaklarını birbirinin üzerine atmış, bir yandan parmaklarıyla oynuyordu. Babam, benim tam karşı koltuğumda oturan Sarp'a baktı.

''Yarın pazartesi.'' dedi imalı bir gülüşle. Sarp itaatkâr bir tavırla kafasını salladı.

''Biliyorum, efendim.''

''Seni biraz yorardım ama istersen bu hafta evde, gençlerle kalabilirsin.''

Sarp şaşırmış gibi görünüyordu. Bir bana bir babama baktıktan sonra hemen itiraz etti.

''Hayır, ben işe gelirim.''

''Kal işte çocuklarla.'' dedi annem kumandayı bulmaya çalışırken. ''Hem belki bir yerlere gitmek isterlerse sen de eşlik edersin. Arabayı alırsınız.''

Sarp oldukça kararlı görünüyordu bu nedenle bir kez daha kafasını salladı. ''İşe gelsem daha iyi olur.''

Ona bakarken neden evde kalmamak için bu denli direndiğini anlamaya çalıştım. Benimle bir sorunu olmadığını kanıtlamaya çalışıyordu ama bir yandan evde kalmaktan da kaçınıyordu. Yoksa sorun Emre veya İrem'den biri miydi?

Emre'ye gözümün ucuyla baktığımda benimle neredeyse saatlerdir konuşmadığını fark ettim.

''Israr ediyorum.'' dedim bir anda. ''Kal lütfen.''

Sarp bana baktı. Aynı anda saatlerdir benimle konuşmayan Emre hızlı sayılabilecek bir şekilde yüzünü bana çevirdi. Sarp'a beni anlamasına ümit eden bir bakış gönderdim.

Kalmanı istiyorum.

Babam da devreye girdiğinde herhangi bir çıkış yolu kalmamıştı. ''Bu bir emirdir, Sarp. Evde kalıyorsun. Ta ki benim sana çok ihtiyacım olana dek.''

Sarp tek kelime daha etmeden kafasını olumlu anlamda salladı ve yenilgiyi kabullendi.

İrem'in hiç beklemediğim bir anda yerinde kalkmasıyla tüm dikkatimiz dağıldı.

Fırtınalı Gecede (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin