BÖLÜM 5 "Thelia"

40 6 6
                                    

Sabahın ilk ışıkları adeta yağmur ile mükâfatlandırılmıştı. Sağanak yağmurun damlaları tekneye çarptığındaki çıkan ses herkesin uyanmasına sebep oldu. Herkes yataklarından kalkmış salondaki masanın etrafında toplanmıştı. Akıllardaki tek bir soru vardı; nereye gideceğiz? Anes her sabah olduğu gibi huysuzluğu üzerindeydi. Tek başına oturmuş kara kara düşüncelerine dalmıştı. Jia, Pethia ve Fethir yan yana oturmuş birbirleri ile kaynaşıyorlardı. Bivit ve Yivit, Bark ile beraber krallar hakkında konuşuyorlardı. Masada bulunmayan tek bir kişi vardı, o kişi İkra'ydı.

İkra herkesten geç bir vakitte uyandı. Kırmızı renkteki saçları dağılmış, gözleri ise çökük haldeydi. Uykuya daldığı yerde duruyordu hala. Yerden ağır ağır kalkıp gözlerini ovuşturdu. Saçlarını salladı ve elleri ile saçına çekidüzen vermeye çalıştı. Son bir kez esnedikten sonra kapıyı açtı.

Kapıyı açtığı gibi içeride herkesin birbiri ile konuştuğunu görünce morali bozuldu. Yine her zamanki gibi en geç kalkan kendisi olmuştu.

Jia İkra'nın kapısını açtığını görünce "Hey! İkra, günaydın!" dedi bir hevesle. "Buyur yanıma otur."

İkra saçlarını bir eliyle kaşırken bir yandan da Jia'nın karşısındaki sandalyeye oturup "Günaydın," dedi sesinden yeni kalktığı anlaşılıyordu. "Sabah sabah ne enerji bu böyle?"

Jia eliyle gülmemek için ağzını sımsıkı kapadı. Pethia tebessümle "Öğlen oldu İkra ne sabahı," dedi. "Karnın acıkmıştır."

İkra ellerini sallayarak istemediğini belirtti. Pethia'da omuzlarını silkip Fethir'e döndü. Jia önündeki ahşap bardaktan su içerken masanın üzerinde bulunan gazeteyi İkra'nın önüne sürükledi.

"Bu ne?" dedi İkra. Bir gazetenin nasıl buraya ulaştığını sorguluyordu kendince.

Jia bardaktaki tüm suyu bitirdikten sonra koluyla ağzını silip "Anes bir şekilde getirmiş. Gazete'nin şu kısmını bir okusana," dedi eliyle bir bölümü işaret ediyordu. "Seni ilgilendiriyor."

İkra, Jia'nın gösterdiği bölümü alçak bir tonla sesli okumaya başladı.

LÜTUF BİRLİĞİNİN HAİNİ İKRA VE YOLDAŞLARI ARANIYOR!

Herkesin bildiği gibi lütuf sahipleri son derece tanrılar tarafından sevilen kimselerdir. Birçok kez hayatlarımı kurtardılar. Hepsine minnettarım! Ancak bir sıkıntımız var Freila halkı! Lütuf sahiplerinden İkra tamamen azılı bir hain! Kralımızın bize bildirdikleri üzerine İkra birçok masumun ölümüne yol açmış son derece tehlikeli birisiymiş ve mahkeme esnasında saygın lütuf sahiplerini kandırıp hep beraber kaçmış. Eğer bulunur ve ölü ya da diri getirilirse kendisine bin titan bakırı ile kralımız tarafından ödüllendirilecektir. Lütfen bu hainin aramızda dolaşmasına izin vermeyin. Sonsuz alevin lütfu Kallen bizzat peşlerine düşmüştür, gönlünüzü ferah tutun! Hainlerin kellesi sarayda ibret olsun diye asılacaktır! Kaçak lütuf sahipleri; sinsiliğin lütfu Jia, havanın lütfu Anes, şifanın lütfu Pethia, sanatın lütufları Bivit ve Yivit, büyünün lütfu Fethir ve azabın lütfu Bark! Yetmemiş gibi prensesimiz, Victoria'yı bile yalanları ile kandırmış!

İkra gazetede yazılanları görünce çenesini sıkmaya başladı. Ağlamamak için kendisini zor tutuyordu. Arkadaşlarının hain ilan edilmesi yüreğini paramparça etmişti. Jia'ya sulu gözleri ile baktı. Ardından gözlerini yere dikti ve "Herkesten özür dilerim!" diye bağırdı. Yüreği sanki bir hançer saplamışçasına acı çekiyordu.

Herkes sessizliğe boğulup İkra'ya baktı. Bark o sıra bacaklarını masanın üzerine yerleştirip "Niye bu kadar sulu gözlerin var?" dedi. "Şahsen sorun etmiyorum."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 12 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Lütuf (TASLAK) (DEVAM EDİYOR)Where stories live. Discover now