"Uykum var Lenora bence sende uyumalısın."

Fesat Leo.

3 saat sonra...

Kapının alacaklı gibi tıklanması ile ikimizde yataktan kalkmak zorunda kalmıştık.

Neydi bu telaş?

"Müsait misiniz?" diye kapının arkasından bağıran Bronte'nin sesini duydum.

"Gel." dedi Leonard.

İçeriye Bronte ve Adrian bir anda dalmış, düşmekten son anda kurtulmuşlardı.

"Biz evleniyoruz!" dedi ikisi de bir anda.

"Ne!" dedik biz de Leonard ile aynı anda.

"Evleniyoruz!" dedi bir kere daha Bronte heyecanlı bir sesle.

"Yoksa, hamile falan mısın?" dedim Bronte'ye bakarak.

"Saçmalama! Sadece geç bile kaldığımızı fark ettik." dedi Bronte hızlı bir şekilde.

Daha 18 yaşındasınız... Ne bu acele.

"Ama anahtarlar?" diye sordum.

"Biliyorum çok büyük sorunlarımız var, bir düğüne vakit ayıramayız belki ama sade bir nikah yeter. Fazlasına gerek yok." dedi Adrian.

"Darısı bizim de başımıza." dedi Leonard bana yandan yandan bakarak.

Hadi ama dostum! Biz tanışalı daha kaç gün oldu.

Ama olsun, ne kadar hızlı o kadar iyi.

"İlk size söyledik, diğerlerinin hiç bir şeyden haberi yok. Onların yanına da gitmemiz lazım, size iyi eğlenceler!" dedi Bronte imalı bir bakış atarak ve hiç beklemeden Adrian ile el ele odadan çıktılar.

"Baya baya evleniyorlar."

"Zaten herkes evlenecek geriye bir biz kalacağız Lenora." dedi Leonard.

"Evliliğe hazır değilim." dedim yatağa geri oturarak.

"Zaten Ruh eşi değil miyiz? Evli olduğumuzu, Ruh eşi olduğumuzu herkes bilse ne olacak Lenora?"

"Hayır, yani evet. Off aman Leonard zamanı gelince konuşulur bu konular."

"Sen bilirsin."

Dışarıdan bir çığlık sesi gelince Leonard ile hızla ayaklandık.

Neler oluyordu?

Odadan dışarıya çıkmamızla Adrian'ı kovalayan bir Alvin görmek, sanırım beklediğim son şeydi.

"Kardeşimi nasıl baştan çıkarırsın lan." diyerek bir tur daha kovaladı Alvin.

"Abi! Bıraksana ya. Evlenmeden öldürecek misin?" dedi Bronte uzaktan ağlamaklı bir ses çıkararak, ama bir yandan da gülmemek için zor durduğu belli oluyordu.

"Sen dur Bronte, seninle işim bu pezevenkten sonra." dedi Alvin.

"Kayınço pezevenk falan ayıp oluyor ama." dedi Adrian, Tina'nın arkasına saklanarak.

"Evet sayın seyirciler! Alvin! Alvin geliyor! Geliyor! Ve gol! Kurbanını tuttuğu gibi üstüne atlıyor!" diyerek onları daha da gaza getiriyordu Elvis.

Alvin, Adrian'ın üstüne atlamış kafasında oluşturduğu minik yağmur bulutu ile Adrian'ın her yerinin ıslanmasını sağlıyordu.

"Bu kadar yeter!" diye bağırdı Nicole.

Bu kadın nerden çıkmıştı şimdi.

Hadi ama dostum eğlenceliydi!

"Hepiniz derhal odama! Hemen!" dedi gitmeden önce Leonard ile bana bakarak.

Kayıp VarisМесто, где живут истории. Откройте их для себя