1.bölüm

71 2 1
                                    

Dışarıdan bakınca belli olmayan zor şeyler yaşadım. Kendime bile açıklayamadığım şeyleri kimseye hissettirmedim. Zaten pek halimden anlayan da yoktu.

İçimde yaşayıp bitirmeye o kadar çok alıştım ki gece yanlışlarımla astığım kendimi sabah Umutlarımla sarılmaktan hiç çekinmedim.

Ben Anka Soykan...

Hayallerimi,Umutlarımı en önemliside kalbimi bıraktığım şehire geri dönüyordum.

En acısıda bu ya unutmak için gittiğim yerden,daha büyük bi Özlem'le dönmek.

Size kısaca hayat hikayemden bahsedeyim. Her şeyin başladığı Arnavutköy bolluca mahallesi.

Annemle babam lise döneminde tanışmış,birbirlerine deliler gibi aşık olmuşlar. Ailelileri bu ilişkiye ne kadar olumlu bakmasa da onlar pes etmemiş ve sonunda kendilerini kabul ettirmişler. Okulları biter bitmez babam daha fazla beklemeyip evlenme teklifi etmiş annem de böyle bir teklifi reddetmeyeceğine göre kabul etmiş evlenmişler.

Evliliklerinden bir yıl sonra abim dünyaya gelmiş. Babam hem çalışıp hem üniversite okuyup hemde çekirdek ailesini geçindirmeye çabalamış,ne kadar zorluk çekse de birbirlerine olan sevgileri sayesinde ayakta durmayı başarmışlar.

Abim 4 yaşına geldiğinde annem de eğitim hayatına devam etmek istemiş ve etmişte. Babamın ders çalıştırmasıyla anasınıfı öğretmenliğini kazanmış. Annem öğretim yılının ilk döneminde bana hamile kalmış. Çekirdek aileleri gittikçe büyümeye başlamıştı. Tıpkı hayalini kurdukları gibi.

Oldukça yaramaz bi çocukluğum vardı. Sürekli okulda birileriyle kavga eder sanki kavgayı ben çıkarmamış gibi davranırdım yani ortalığı yangın yerine çevirmek en favori aktivitemdi.Hala da öyleyim denilebilir.

Yaşadığımız mahalleye,insanlarına aşıktım. Sanki hepimiz komşu değil de aile gibiydik. Mahallede gece boyu yankılanan gülüşlerimiz hiç eksilmiyordu. Okuldan gelipte direk sokağa atılmamız,gece yarısına kadar türlü türlü oyunlar oynamamız...

Ne kadar herkesi sevsem de tek bi arkadaşım daha özeldi.

ELİF...

O benim olmamış kız kardeşimdi.

Mahallede eskilerden olan bir biz bir de iki bina ötedeki Türkan teyzelerin aile apartmanıydı. Onun harici diğerleri bizden bir kaç ay,bir kaç yıl sonra taşınmışlar annemin anlattığına göre. Elifler ise bizden bir ay sonra taşınmışlar, annem bana, sevgi teyze elife hamileyken tanışıp arkadaş olmuşlar.

Her şeyimizi beraber yaşadık diyebiliriz. İlk kavgalarımızı, ilk ağlamalarımızı, ilk adım atışlarımızı bile. Kısaca Elif şu hayata vazgeçmeyeceğim tek gerçek dostum.

Hele abim onunla olan bağımız bambaşkaydı. Onsuz nefes aldığım tek bir günü hatırlamıyorum. Bazen okuldaki arkadaşlarım abimle olan bağımızı kıskanırlardı hepsinin ağzında 'keşke abin abim olsaydı' lafı dolanıyordu. Gerçekten de abim keşke denilecek birisi. Bir kere bile sesini yükselttiğini hatırlamıyorum tam tersi bağırsa solacakmışım gibi davranıyor,narin bir çiçekmişim gibi.

Ve sıra Onda.

Miran Karlı...

Mahalleye taşındıklarında ben dört yaşındaydım. Her şeyi unutan biri olarak onun ilk gelişini asla unutmamıştım. Şimdiki hali gibi çocukluğu da donuktu. Abimle tanışmak için yanlarına gitmiştik ama hiç pas vermemişti. Ama sonradan abimle o da canciğer oldular. Kısaca Miran da abimin olmamış erkek kardeşiydi.Tıpkı benle Elif gibi.

Karanlığım Where stories live. Discover now