sekiz/fin

56 6 2
                                    




Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




sekiz/fin






Yanılgılar ve yenilgiler; biz böyleydik.

Yanılır ve en çok birbirimize yenilirdik.

İlk yanılgım, ona dostane bir sevgi duyduğumu zannetmekti. Ve ilk yenilgim, ona olan aşkımı kabul etmekti.

Son yanılgım ne olur bilmiyorum ama ona hep yenilmek istiyorum.

Benim olduğu için ve ne olursa olsun benim kalacağı için hep ona yenilmek istiyorum.

Bazen onun gitmesinden öyle çok korkuyorum, öyle çok tedirgin oluyorum ki ayda üç kere onu terk etmek gibi aptallıklar yapıyorum; ama her şeye rağmen, bana rağmen bana gelmek istemesine hayran oluyorum.

Öyle kolay bir karaktere sahip değilim. Çoğu zaman huysuzum, gıcığım, kıskancım ve kontrol edemediğim birçok şeye öfkeliyim. Hayatı kendime zindan etmeye çalışır gibi yaşıyorum ama Altuğ, buna engel olmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Ördüğüm tel örgüleri parçalıyor, yanıma geliyor; kalbimi okşuyor.

Altuğ, ruhumu okşayan bir merhem sanki. Beni uysallaştıran, kendime getiren bir merhem...

Altuğ, kelimelerle tarif edemeyeceğim müthiş bir adam. Sakin bir deniz gibi, en öfkeli anında bile... Ki onu genelde delirtmeme rağmen. Sabırlı, aklı başında, çok zeki ve çok tatlı... Yüzümdeki aptal gülümsemenin yegâne sebebi!

Altuğ ve ben, çocukluk arkadaşıydık. Annem ve annesi, Gülin teyze çok yakın arkadaşları. Aynı mahallede, yan yana müstakil evlerde oturuyorduk. Bu yüzden beraber büyüdük. İlk oyunlarımızı beraber oynadık, ilk deneyimlerimizi beraber yaşadık... Ve birbirimizi sevdik, iki arkadaşın çocuklarından öte, iki arkadaştan öte... Bir kadın ve bir erkek olarak sevdik birbirimizi. İyi ki sevmişiz!

Altuğ, benim nahif sevgilim...

"Gece gece ne iş?" diye mutfağa dalan abim, dikkatimi dağıtıp otuz iki diş sırıtmama garip garip bakarken tepeme dikildi. "Bir tanesi benim," dedi, hazırladığım sandviçlere göz koyarken.

"Kendin yap," dedim, folyoya sararken. Sevgilimin sandviçlerini abimde olsan yediremezdim. Adam aç geliyordu! Sense kaç tabak sarma yemiştin. Bir hafta yeterdi onlar sana.

"Bu otuz iki diş sırıtmanın sebebini anneme söylerim," diye beni tehdit ettiğinde gözlerimi ona diktim.

"Allah Allah!" dedim, sandviçi elinden alırken. "Bende geçen gece annemler yattıktan sonra babamın arabasını alıp alem yapmaya gittiğini söylerim." Gülümsedim. "Sen bir şeyler biliyorsan, bizde biliyoruz Ahmet efendi!"

YANILGILAR VE YENİLGİLER Where stories live. Discover now