AİH-1

9 3 1
                                    

Uzun bir trafikten sonra sonunda ineceğim durağa gelmiştim. 15 dakikalık yolu 45 dakikaya mâl eden İstanbul trafiği...

Çantamı tek koluma taktım ve  evimin olduğu ara sokağa doğru ilerledim. Yorucu bir gündü. Yaz tatilinin bitmesine 15 gün kalmıştı ve tatile girer girmez kendime part time bir iş bulup girmiştim. 12. sınıf olmuştum artık.  Bir yandan işte çalışıp bir yandan da eve gelip ders çalışıyordum. Yorucuydu benim için ama bir yıl sabretmem lazımdı. Sonra üniversiteye geçip kafamı dinleyecektim.

Zile birkaç kez basmama rağmen açan olmamıştı. Çantamdan anahtarı çıkarıp çıkarım deliğe soktum ve iki kere büktüm bu demek oluyordu ki annem yüksek ihtimal markete gitti. Babam zaten işte çalışıyordu. Ablamsa zaten İstanbul da değildi. Ankara da üniversite okuyordu.

İçeri girip montumu askılığa astım ve direk odama geçip pijamalarımı giydim.

Normal bir ailem vardı. Babam inşaat mühendisti annem ise bir pastane de çalışıyordu taki bu seneye kadar. Yorulduğunu anladı ve işten ayrıldı.

Bense bu yıl kendime söz verdiğim gibi fazla arkadaş işlerine bulaşmıyıp üniversiteye odaklandım. Bu demek değil ki hiç arkadaşım yok. Bir tane çok yakın arkadaşım var. Karşı apartmanımızda oturuyor. Emir, çcukluktan beri arkadaştık. Sokaklarda top oynamalarımız, zillere basıp kaçmalarımız bu yüzden bizi mahallede ki yaşlı teyze ve amcalar sevmezdi. Hareketli çocuklardık.

Bu yaz işe girmemim sebebi maddi sıkıntılardan değildi ama kendi ayaklarımın üstünde azcıkda olsa durduğumu görmemdi. Zaten part time çalıştığım için haftada 3 gün işe gidiyordum. Aldığım parada bana aylık yetiyordu.

Yaklaşık 10 gündür Emir ile görüşemiyoruk. O babasının yanına Sinopa gitmişti. Allahtan yarın dönüyordu, sonunda görüşecektik. O benden bir yaş büyük. Bu yıl sınava girdi ve eşitağırlıkta 35 bin yaparak İstanbulda psikoloji bölümünü kazandı.

Bense bu yıl sayısaldan girecektim. Hedefim çok uçuk değildi ilk 80 bin istiyordum. Mimarlik veya İç Mimarlık hep hayalimdi.

Kapıdan sesler gelince odamdan çıktım ve kapıya baktım. Annem bir elinde telefon bir elinde poşet telefonda birisiyle tartışıyordu.

"Her gün her gün arkadaşlarının evinde kalamazsın Begüm. Bu kadarını yeter yurda dönuyorsun. Bana babanı aratma sakın."

Begüm ablamdı ve görünüşe göre yine arkadaşında kalacaktı. Annemin en katı kurallarından biridir birilerinin evinde kalmamızdan asla hoşlanmazdı. Gerçi annemin birsürü katı kuralı vardı bu galiba en iyisiydi.

"Ne duruyorsun ayakta Duru yardım et ve elimdekileri alıp dolaba yerleştir bu evde her şeyi ben yapıyorum yeter bıktım sizden." Elinde ki poşetleri yere bıraktı ve yanımdan geçip gitti.

Hep böyleydi birilerine sinirlenir ve sinirini genel olarak benden çıkarırdı. Sadece bununlada kalmaz ders konusunda üstüme geldikçe de gelirdi. Boğardı, sıkardı. Bu yüzden galiba üniversite benim için bir kurtuluş yoluydu. Evet İstanbulda istiyordum ama en azından yurtta kalabilirdim. Bu evden ne kadar uzak olursam o kadar iyiydi benim için.

Yere bıraktığı poşetleri aldım ve mutfağa geçtim. Hepsini dolaba yerleştirdikten sonra odama geçtim. Akşam yemeğine 2 saat vardı. Biraz matematik çalışabilirdim.

"Duru sofra hazır kalk gel baban da yoldaymış 5 dakikaya gelir."

Test kitabının kapağını kapattım ve sırtımı esnettim. Çok fazla masa başında durmak hep sırtımı ağrıtmıştır. Pofuduk terliklerimi giyip salona doğru yol alırken kapı çalınca yönümü değiştirdim ve kapıyı açtım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 12, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Ayna'nın İçindeki HayatWhere stories live. Discover now