3. Bölüm

7 1 0
                                    

(1 ay sonra)

(Hwanwoong)

Anlamsız bir hayata ve ilgisiz bir babaya sahiptim Yaptığım tek şey aynı kurslara defalarca başlamaktı. Bu benim evden kaçış yöntemimdi.

Hayatımdaki renkler resim sınıfındaki boya kalemlerinden ibaretti. Bir gün o geldi. Gölgede kalan resim sınıfına bir güneş gibi doğdu. Hatta hayatımdaki en anlamlı gökkuşağı olmaya adaydı.

Onu ilk gördüğümde kalbimin hızlı atmaktan duracağını sanmıştım. Hayranlıkla benim resimlerime bakışını hala unutamıyordum. Onu tam bir aydır tanıyordum ve çoktan kalbim tatlılığına yenilmişti.

Henüz kalbimi açmamış, ondan bir ilgi görmemiştim. Fakat çok da uzun süre beklemeye niyetim yoktu. Çünkü bu kısa zamanda sık görüşen iki arkadaş olmayı başarmıştık. Arkadaşlığımız ona yaklaşmamı kolaylaştıracaktı.

"Woong? Sen?"

Gitar sınıfına girerken kapıda şaşkın bakışlarını üzerime dikmişti. Onun gitar kursuna da başladığını öğrenmem tamamen tesadüftü. Fakat burada oluşum tatlı bir planın parçasıydı.

"Sen de mi gitara başladın?"

"Sen bu kursa da mı geliyorsun?"

"Aslında yeni başlamıştım. Bugün ikinci günüm."

"Seni gördüğüme çok sevindim. Yalnız olsaydım gerilirdim."

"Dilersen diğer kurslara da birlikte başlayabiliriz Dongju."

"Gerçekten mi?"

"Hmhm, çok eğlenceli olacağına eminim."

Çantasından mor gitarını çıkarırken oldukça sevimli görünüyordu. Onun aksine benim ruhum gölgelerle doluydu. Belki de bu yüzden müzik dükkanında ilk dikkatimi çeken şey simsiyah bir gitar olmuştu.

"Woah! Gitarın çok havalı duruyor. Siyahı çok severim."

"Ama sana renkli olmak daha çok yakışıyor."

Saçlarını okşadığımda en sevimli gülümsemesini sundu. Bundan etkilenmemem mümkün müydü?

"Bugün çıkışta bir işin var mı?"

"Hayır, genelde kurs binasında kalır kendime vakit geçirecek bir şeyler bulurum."

"Bize yemeğe gelmek ister misin?"

"Gerçekten mi?"

"Evet, ablam da ikizim de seni çok merak ediyorlar."

"Onları görmeyi çok istiyorum. Anlattıklarından neredeyse tanıyor gibiyim."

"Evet, bir aydır arkadaşız ve neredeyse her gün görüşüyoruz ama henüz ailemle tanışmadın bile. Bu benim hatam."

Endişeyle başımı eğdim.

"Ben de seni ailemle tanıştırmak isterdim ama biliyorsun, babam pek insan canlısı değildir. Sana karşı kaba olmasından korkuyorum."

"Sorun değil, ben her şeye rağmen kibar olacağıma söz veriyorum."

Büyüleyici gülümsemesi yaz yağmuru gibi hissettiriyordu. Hem sıcacık bir huzur, hem de ferahlatıcı bir rüzgar gibiydi.

"Teşekkür ederim."

Arkadaşlarımız da ders için yerlerini aldığında hoca sınıfa girdi. Dongju yanımda olduğu için çok keyifli bir ders olmuştu. Tüm kursları defalarca kez bitirmeme rağmen yeni bir şey öğreniyor gibi heyecanlıydım. Onun öğrenme heyecanına ortak olmak bana iyi geliyordu.

Yaz Yağmuru ✓Where stories live. Discover now