𓊈2𓊉

1.2K 118 6
                                    

Hana ve Yuna konuşarak spor salonuna gidiyordu. Salona yaklaştıkları sırada kapının önünde bekleyen kızları görmesi ile ikisi de meraklanmıştı.

Yuna çatık kaşları ile yanlarına geldi.

"Niye dışarıdasınız?"

"Şey... Erkek takımının salonu bugün şeymiş..."

"Neymiş?" dedi Hana, tek kaşını kaldırarak.

"Bugün müsait değilmiş; bu yüzden... Bizim salonu aldılar."

Yuna sinirle kapıyı açarak içeri girdi.

Tüm erkeklerin bakışları sertçe açılan kapıya dönmüştü.

"Ne oluyor burada? Burayı kullanmak için koçtan izin aldınız mı?"

Tendō, hareket etmeyi unutan takım kaptanını dürterek kendine getirmişti. Ushijima kendini toparlayarak boğazını temizledi ve öne doğru çıktı.

"Evet, iznimiz var. Merak etme, sadece bugünlük kullanacağız."

Yuna çatık kaşları ile önce çocuğa sonra arkasındaki takıma ve en sonda kendi takımına baktı.

"Bahçedeki sahada çalışacağız." dedi ve kapının önünde dikilen takımının arasından geçti.

"Yuna, bekle!" diyerek peşinden koştu, Hana.

Takımı da kapıyı kapatarak peşlerinden gitmişti.

"Wakatoshi-kun... Kızı görünce bile geriliyordun, şu kısacık konuşmada kendini kaybettin."

Ushijima derin bir nefes alarak bakışlarını Tendō'ya çevirdi.

"Antrenmana dön."

Yuna yere yatarak güneşin batışını izledi.

Hana'da yanına oturarak ellerini iki yana açtı ve kendini hafifçe geriye doğru bıraktı.

"Koç, bana neden haber vermedi? Gittim sinirli sinirli çıkıştım. Rezil bir insanım amına koyayım!"

Hana gülerek yandan bir bakış attı. "Olmuşla ölmüşe çare yok. Bir dahaki sefere bu kadar fevri olma."

Yuna ellerini, başının altına koyarak iç çekti.

"Kaptan, biz yurda dönüyoruz."

Yuna başını yana çevirerek bir elini
başından çekti ve yavaşça salladı.

"Görüşürüz! Gider gitmez derslerinizi çalışın ve güzelce dinlenin."

Kızlar, onu onaylarak veda etmiş ve gitmişlerdi.

Yuna ve Hana ise sahanın içinde durmaya devam ediyordu.

"Acıktım." dedi Yuna, homurdanarak.

"Meyve saatine, yarım saat kaldı. Biraz daha sabret."

Yuna dudaklarını büzerek üzgün bir şekilde gökyüzünü izlemeye devam etti.

"Programlardan nefret ediyorum! Beş yaşında voleybol oynamaya başladım ve o günden beri hayatımı programlara göre yaşıyorum. Bazen babamın antrenör olmasından da nefret ediyorum; ama beni, Japonya'nın en iyi oyuncularından biri yapmak istiyor. Bundan dolayı nefretim geçiyor."

Hana ellerini yerden çekerek birbirine çarpmış ve tozları silkelemişti.

"Hafta sonu da antrenmanın vardı, değil mi?"

Yuna yerden kalkarak üstünü düzeltti.

"Evet... Canım babamın, mükemmel programı öyle gösteriyor. Hadi kalk, yurda dönelim. Meyve saatimden önce odaya gitmek istiyorum."

Hana buruk bir gülümseme ile yerden kalkarak eşyalarını aldı.

Birlikte bahçedeki sahadan çıkarak sessiz ve boş okul bahçesinde yürümeye başlamışlardı.

"Ara ara~ kızlar hâlâ bize sinirli misiniz? Selam vermeden geçiyorsunuz?"

Yuna ve Hana, spor salonundan çıkan iki öğrenciye baktı. Yuna kapıyı kilitleyen çocuğun yanına gelerek elini uzatmıştı.

Ushijima kapıyı kilitledikten sonra anahtarı, kızın avucuna bıraktı.

"Teşekkür ederim." dedi, çocuğa bakmadan.

Tendō, kızın hareketlerini izleyerek anlam vermeye çalışıyordu.

Yuna, Ushijima'ya karşı tavırlı mıydı?

"Asıl biz teşekkür ederiz. Bugün sizi yerinizden ettik." dedi, Tendō.

"Yok canım, lafı mı olur? Bir daha gelin, bir daha edin. Yeter ki siz, en iyi yerde çalışın. Biz yerimizden de oluruz." dedi Hana, alayla gülerek.

Yuna gülmemek için dudağını dişleyerek başını başka yere çevirmişti.

"Ha~ hadi ama! Bizim hiçbir suçumuz yok ki. Koç burada çalışmamızı söylediğinde Wakatoshi-kun karşı çıkarak bahçedeki sahada çalışmamızı söyledi; ama koç, kabul etmedi."

Yuna bakışlarını karşısındaki uzun boylu çocuğa çevirdi.

"Gerçekten üzgünüm." dedi, Ushijima.

Yuna omuz silkerek başını başka tarafa çevirdi.

Bu hareketi ile Tendō ve Hana, şaşkınca kıza bakmıştı. Farkında olarak mı yapıyordu yoksa farkında değil miydi?

İkisi de bunun cevabını merak ediyordu.

Hana boğazını temizleyerek kızın dikkatini çekti. "Yuna-chan, meyve saatin geliyor. Hadi yurda gidelim."

Gözlerini korkuyla büyüttü. "Oi! Ben onu unuttum. İyi geceler, Satori!" dedi ve Hana'nın elinden tutarak yurda doğru ilerledi.

"Sana trip mi atıyor?" dedi Tendō, şaşkınca kızın arkasından bakarak.

Ushijima kaşlarını çatarak kızın arkasından bakmaya devam etti.

"Yuna, sen... Ushijima'ya trip mi attın?" dedi Hana, heyecanla hafifçe bağırarak.

Yuna kaşlarını yukarı kaldırarak hayretle kıza baktı. "Öyle mi yaptım?"

𓆏

𝚁𝚄𝙼𝙾𝚁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin