3. BÖLÜM Kayınvalide

96 5 0
                                    


Kaybolan benim bedenim değildi içimde kelimelerle birlikte siliniyordum bu evrenden.

İlaç kokusu, makina sesi ve sol kolumda ağrı nerede olabilirim? Hastane Kahretsin ki beni yetiştirdiler ne olabilirdi ki belki de kurtuluşum yoktu. Ama ben kendim olmak istiyorum başkasının verdiği ismi ve soy ismi istemiyorum ben artık özgür olmak istiyorum. 

Göz kapaklarım resmen 10 kilo gibi geliyordu ayrıca çok ağrıyordu. Zor olsada açmayı başardığımda yanıma bir hemşire geldi.

"Nasıl hissediyorsunuz Selin Hanım?" ah ben nasıl mı hissediyorum bu bilimsel olarak kötü ruh olarak tutsak hissediyorum çaresi var mı diye bağırmak istedim bir an.

"Nefes alırken zorlanıyorum o kadar" kadın enjektör getirdi serum un içine aktardı o sırada babam, Barış, doktor ve bir hasta bakıcı girdi içeri son gördüğüm bunlardı. Bir ara havalandım sonra tekrar bir yere koyuldum ama ağrılarım başlamıştı sonrası karanlık. Uyandığımda bir yataktaydım ama burası farklı bir yerdi kalkmaya çalıştığım sırada bir elimin yatak başlığına kelepçelenmişti. Şimdi gerçekten evde değildim babam bunu bana yapmaz yani iyileşinceye kadar hem abim izin vermez bile ne yani tek seçenek Barış kalıyor. Allah kahretsin burası Barış ın odası.

Dikleşmeye çalıştığım sırada yaram acısıyla dudaklarımın arasından bir çığlık çıktı. Kapı 15 saniye kadar sonra açıldı bu gelen kim diye düşünmeden bağırmaya başladım

"ALLAHIN BELASI GEL ŞUNU ÇÖZ GERİZEKALI BU HALİMLE DAHA AYAĞA KALKAMAZKEN BİRDE KAÇABİLECEĞİMİ Mİ SANIYORSUN!" gülmeye başladı ama bu kişi barış değildi. Ah Barışa benzeyen yaşlı bir kadın kim olabilir diye düşünmeye gerek yoktu davette zaten bu kadını görmüştüm. 

"Merhaba Selin öncelikle bana bir daha sesini yükseltme, ikinci olarak zaten kaçmayı bile düşünme yoksa sonuçları senin için çok ağır olur canını acıtmaktan çekinmem. Barış Karan ın karısı Selin Karan sın ona göre davran." bu sefer ben gülmeye başladım

"Pardon da ben daha evet demedim diye hatırlıyorum sonuçta nikah kıyılmadı ben hala Selin Seçkinim kabul etmeyecem ve asla bir KARAN OLMAYACAM!" kaşları keskinleşti anlı çatıldı

"Selin sence biz bunu düşünmeyecek kadar salak mıyız? Senin yerine başka bir kız geçti koltuğa sonra senin kimlik numaran, resmin, imzanı da kopyalamak zor olmadı şu anda sen bir Karansın" o an ellerim çarşafı sıkıyordu bir an dedim ölsem diye ama hayır benim mezar taşımın üstünde Karan yazmayacak aklımda türlü türlü planlar geçiyor ama önce iyileşmem lazım kadın benim boş bir şekilde tavana bakmaya başladıktan sonra 

"Konsol un üstünde ilaçların var 5 dk sonra yemeyeğini ye ve ilaçlarını al" sonra kapı sesi sonra yine kapı sesi tepsi sesi kapı sesi kilit sesi deliriyorum sanırım. Yarım saat sonra yine bir kilit sesi bu sefer yanıma biri yaklaştı. Barıştı sanırım

"Neden ilaçlarını içmedin karıcığım!" çok sakin bir şekilde

"Seni ilgilendirmez Barış Bey" sanırım bey kelimesine sinirlendi aman bana ne. Konsolun üstündeki ilaç kutusunu açtı avucunu ilaç doldurdu eline suyu almadan çenemi tutu sıkmaya başladı ağzım aralanınca bütün hapları ağzıma doldurdu çenemi ondan kurtarmaya çalıştım kızardığımı hissettim nefes alamıyordum hepsini aynı anda yutarsam boğazım yırtılırdı resmen konuşmaya başladı.

 "Bir daha sakın Selin bana bey diye hitap etme" sonra elini çenemden çekti bütün hapları geri çıkardım. Konsolun üstündeki suyu alıp içtim. Nasıl bir psikopatın eline düşmüştün ben bunun altında kalır mıyım? 

"Delisin sen gerçekten delisin gel şu kelepçeyi çıkar lavaboya gidecem" o ise kapıdan çıktı ve gitti ciddi misin bende boğazım yırtılana kadar çığlık mı atıyım ne istiyordu bel ki de bende biraz daha kendime zarar vermeliydim ha ne dersin dikişlerimi patlatsam acaba çok acır mı denemeden öğrenemem.

Nasıl yapacaktım bilmiyorum ama bağırırsam belki ciğerimdekini patlatabilirim.

"BARIŞ ALLAHIN CEZASI GEL ŞU KELEPÇEYİ ÇÖZ BAAAAARIŞŞ!" Kapı sesi sanırım barış gelmişti. Yanıma yaklaştı çenemden yaşlı ama güçlü bir el tuttu kafamı kaldırıp baktım sevgili "KAYINVALİDECİM" gelmişti. Hiç beklemediğim anda yanağımın sızısıyla yatağın yan tarafına düştüm elindeki bastonu kaldırıp vurmaya başladı.

"Sana bir daha bağırma diye kaç kere söylemem gerekiyor Selin" saçımdan tuttu kaldırdı beni birine seslendi

"Aysel anahtarı getir!" ne anahtarı neyin anahtarı saçlarımı daha sıkı kavrayıp çekti neydi bu şimdi yetmemişmiydi bu kadar acı ha artık bedenimin kaldırabileceğini hiç sanmıyorum. Adının Aysel olduğunu kadın geldi kayınvalidem kaş göz yaptı. Kelepçeyi çözdü dikişlerimi umursamadan beni odadan çıkardı resmen yerde sürünüyordum merdivenlerden indirdi bir kat daha aşağı indirdi büyük kapı açıldı arkadan 2 koruma peşimizden geliyordu odunluk gibi bir yere geldik arkamızdan 2 tane yardımcı geliyordu ellerinde döşek ve battaniye vardı düşündüğüm şeyi yapmıyacaktı İNŞALLAH. Kapıyı açtı beni resmen savurup attı kafamı tahta gibi bir yere çarptım sanırım şişecekti burası odunluk görünümlü resmen işkence odasıydı bir çok işkence aleti vardı.

"Bağlayın!" 2 adam yanıma geldi ne ara serildiğini görmediğim yer yatağının yanına götürülüp bırakıldım ayaklarıma zincir bağladılar uzundu bu kadın resmen psikopatlığın en son seviyesinde yuh yanı ağzımızı açmadık tepemize bindiniz 

"Odunları arkasında tuvalet var yemekler her gün yenicek eğer yenmezse cezan uzar bir şey olursa kapıdakilerine seslen çıkın" hepsi çıktı en son o çıktı. kapı kapandı benim cezam başladı



arkadaşlar oy vermeyi unutmayın   

SİYAH ÇİÇEĞİN BEYAZ HAYALİWhere stories live. Discover now