➪act twelve. Leakage

512 35 37
                                    

Leakage: Kaçak.

|2 0 1 5|

"Sıraya geçin!" Dedi Rus adam asker tavrıyla. Herkes korkakça sıraya geçerken sıra onlara gelince ne tür bir acı çekeceklerini biliyorlardı. Uzun kuyruğun başında neler yaptıklarını görebiliyorlardı.

"Bu serum sizi güçlendirecek." Yalan, yine, yeni ve yeniden. Serumun güçlendireceği doğruydu, acaba ne zaman öldürecekti orası bilinmiyordu.

"Bu serum, serum gibi görünmüyor." Dedi Wanda.

"Gümüş var içinde, değil mi?" Fiona kuyruğun başını gösterdi.

"Bana kalırsa çiğneyip tükürdükleri yiyeceklerin içine gıda boyasına bocalanmış şekli gibi duruyor."

Yıl, 2015. Aradan bir yıl daha geçmiş, ancak her şey hâlâ yeni gibiydi. Wanda'nın kalkanı sayesinde şu ana kadar tek bir bilimci saldıramamıştı gelişmişlere.

Ta ki dün, kalkan kırılana kadar.

Kalkanın varlığı Wanda'yı tüketiyordu. Kalkana bir çok güç desteği diğer gelişmişlerden geliyordu. Hepsi tükenmişti ve şimdide bu serumu verip güçleneceklerini söylüyorlardı.

Farkında bile değillerdi ancak Fiona ve Pietro'nun serçe parmakları birbirine geçmişti bile. İki yıldır adını koyamadıkları şeyi, sanırım koymuşlardı artık.

İki gün önce, namı değer "o gün"

Fiona nefes nefese Pietro'nun üstünde ki tişörtü sıyırınca gülümsedi. Pietro elini kızın çenesine koyarak kendine çekti ve dudaklarını öptü.

İçinde hissettiği acı koca bedenini kıvrandırsa da ilk defa ateşin içinde olmaktan hoşlanıyor gibiydi. Kız, ellerini çocuğun vücudunda gezdirirken yavaşça geriye gidiyordu.

Şu an tek dilekleri bilimcilerin gelip bu anı bozmamasıydı. Pietro elini Fiona beline koyar koymaz gülümsedi. Elleri yanıyordu, umrunda değildi. Tekrar dudaklarına kapanırken yavaşça duvara yaslanarak soluklandı.

"Bu adil değil." Dedi Pietro dudak büzerek.

"Ne adil değil Maximoff ikizi?" Diye sordu gülerek kız. Adamın eli kızın beline giderken üstünde ki tişörte tutundu ve kadına bakarak başını yana yatırdı.

"Benim üstümde tişört yok, bu adil değil." Gülerek tekrar dudaklarına kapanınca eli tişörtün altına yavaşça girerken yukarıya kaydı ve tişörtü başından sıyırdı. Pietro güldü, "Yazar?"

"Öl birde,"

"Bunu da yaparım." Yavaşça geriye ilerlerken Fiona bir anda adamı ters çevirdi ve koltuğa oturmasını sağladı. Adamın kalbi hoplayınca Fiona'nın parmakları Pietro'nun hemen kalbinin üzerinde ki deride gezdi.

Pietro acıyla inleyince vücudunda ki eli aldı kaptı, "bu kasten can yakmak oluyor."
Gülümsedi, "Ama zevk almadım desem Thor çekicini suratıma atar mı?" Adamın elleri kadının kalçasına yol alırken dudakları ise hemen göğsünün altındaydı.

Üstünde iç çamaşırından başka bir şey olmayan kadının vücudu yay gibi gerildi. Elini Pietro'nun gümüşi saçlarına geçirirken çekiştirdiğinin farkında değildi. Bugünden sonra onlarca yanık izi vücunda iz bırakacaktı. Ancak hızlı iyileşiyordu.

Pietro'nun soğuk elleri kadının sırtında gezerken, Fiona'nın elleri saçından ayrılıp geniş omuzlarında yer alırken bir daha dudaklarını onunkine yasladı. Pietro'nun eli kadının çenesine giderken kızın ellerini koyabileceği tek yer kol kasıydı.

Bu sefer dudaklarından ayrılamayan Pietro büyük bir sızlamayla inleyip geriye çekildi. "Dudağımı koparmanı beklemiyordum. Güzellik algımı bozdun!"

"Belki de şimdi benim algıma uyuyorsun?"

"O halde dudağımı kanatmaya devam edebilmende sakınca göremiyorum."

"Yavaşlasana sen," diye güldü Fiona.

"Ne yazık ki," derken adam parmaklarını kızın saçına narince doladı. "Gelişmiş bir hız yeteneğim var."

[2015]

"Sıra bize geliyor." Fiona'nın endişesi git gide artarken sıra onlara geliyordu. Bu serumla daha fena olabilirlerdi. Güçleri kontrolden çıkabilirdi.

Kitsuneyi kimse uyandırmak istemezdi. Bu sefer çözüm yolunu Pietro dahil kimse bulamamıştı. Sıra Fiona'ya gelmişti. Endişeli gözlerle koltuğa oturan Fiona Pietro'nun ve Wanda'nın gözlerine baktı.

Herkese narince batırılan iğne, Fiona'ya hızla geçirilince ortamda yankılanan çığlık bir tek ona ait olabilirdi.

|2 0 1 9|

"Tony," dedi Steve elinde ki dosyalara dikkatle bakarken. "Sence Fiona'nın Ultron hakkında söylediği şeyler... Doğru mu?"

Tony her zamanki rahatlığıyla koltuğa yayılmış, yenilmezler salonunda alkolünü yudumluyordu. "Hm, bilmem ki. Eğer öyleyse koluna kız takıp eğlenmeye ne dersin?"

"Zargana."

Bir anda bir geçit açılıp içinden bir adam aniden salona fırlayıp, "Katılıyorum." Dedi. "Ben bile bu kadar fesat değilim." Diye eğlenip dalga geçen Loki'den başkası değildi.

Arkasından bir geçit açıldı, ondan da Thor çıktığında Loki korkarak bir geçit daha açıp abisine fark ettirmeden ortadan laf söyleyip kayboldu. Thor'un arkasında ki geçit kapandı. "Loki'yi gördünüz mü? Onu kovalamaktan sıkıldım artık. Jane'i kovalamak varken Loki de ne!"

"Herkes karı kız peşinde" diye iç çekti Steve, Thor'un sorusuna yanıt vermedi.

"Ah şey, nereye geçit açtıysa oradadır. Az önce buradaydı." Dedi Bruce alayla.

Thor göz devirerek ortadan kaybolurken merdivenlerden ayak sesleri duyuldu. Herkesin dikkati o yöne çekilirken Pietro ana salona geçiş yapmıştı. "Senin burada ne işin var?" Diye sordu kaptan.

"Tasma bağla istiyorsan."

"Üzgünüm ama Fiona'nın yanında olman gerekmiyor muydu?"

Ve aniden Yenilmezler binasında yankılanan siren sesiyle herkes sert ve kararlı adımlarıyla cam odaya koştular. "Hayır hayır hayır! Olamaz!" Diye bağırdı Steve sinirle.

Pietro'nun gözleri ise cam hücredeydi. Boş cam hücresinde. Sirenler susmak bilmezken Steve, "Tek ihtiyacımız olan kişiyi elimizden kaçırdık! Hiç mi güvenlik kamerası onu görmedi!?"

Sesler Pietro tarafından bulanıklaşırken arkasına bir hançer daha yedi boş hücreye bakarken...

...

Bir bildiği vardır... Değil mi? 🫠

Tarih: 1 Ekim 23, bilmem. Bence yok bir bildiği :D

Kitaplarım ile ilgili editler, kolajlar ve mizahlar için instagram: mccalll2ee (yakında post paylaşılacak)

𝐘𝐎𝐔 𝐃𝐈𝐃𝐍𝐓 𝐒𝐄𝐄 𝐓𝐇𝐀𝐓 𝐂𝐎𝐌𝐈𝐍𝐆, pietro maximoffΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα