"Nasıl yani?"
"Gece geç olmuştu ben de burada kalmasını söyledim." Inseong hızlıca açıkladı. Bir yandan da patates yiyordu.
"Hmm anladım abicim." Inseong'a pis bir sırıtış attı Chani.
Ne var anlamında kafasını salladı Inseong. O sırada Jaeyoon yemekle meşguldü.
Yemeklerini yedikten sonra Chani salonda oturuyordu. Inseong da Jaeyoon ile konuşma fırsatı olduğunu düşündü ama önce kendine gelmesi gerektiğini düşündü.
"Jaeyoon ben bir duş alacağım sonra da seninle bir şey konuşmak istiyorum. Dünkü mesele, Sang Min ile ilgili olan."
Korktuğu şey gelmişti başına Jaeyoon'un. Ne diyecekti şimdi? O banyodan çıkana kadar bir şeyler düşünmeliydi.
"Peki, ben beklerim."
Inseong'un banyoya doğru gittiğini gören Chani Hwiyoung ile yazışmasını kenara bırakıp hemen yanına gitti.
"Abi bekle bir şey diyeceğim."
"Efendim Chani? Çabuk söyle banyoya gireceğim."
"Kardeşinden uzak durmamı söyledin ki haklıymışsın. Neyse, niye abisine bizde kalmasını söyledin uzak duracağım dediğin halde?"
"İnsanlık denir buna Chani. Şimdi çekil de banyoya gireyim." Banyoya girip kapıyı kapattı. Yanlış şeyler düşünecekti Chani. Gerçi dün geceyi görse kesin öyle düşünürdü ama...
"Kimseye giydirmediğin tişörtünü vermen senin insanlığın için fazla ama öyle olsun abicim."
Inseong banyoda, Chani ve Jaeyoon da salondaydı. Kapı çaldı.
"Ben bakarım." Jaeyoon kapıyı açmaya gitti.
Kapıyı açtığında karşısında Dawon vardı. Elinde bir pasta ile duruyordu.
Dawon karşısında Jaeyoon'u görünce tüm neşesini yitirmişti. Jaeyoon'un üzerinde Inseong'un kimseye giydirmediği tişörtü vardı. Altında da yine Inseong'a ait olan bir eşofman altı...
Dawon Inseong'a en sevdiği pastayı ona destek olmak amacıyla getirmişken zaten ona destek olan ve çoktan yakınlaşmış olduğu birini görmesi fazlasıyla üzmüştü onu.
"Aa siz? Hastanede görmüştüm sizi Inseong'un arkadaşıydınız değil mi?"
"Evet ben Dawon. Inseong içeride mi?"
"Banyoda şuan da bir şey söyleyeceksiniz ben iletirim veya içeri geçin?"
"Yok teşekkür ederim. Sadece bu pastayı ona verin. En sevdiği..." Dawon pastayı Jaeyoon'un eline tutuşturup hızlıca merdivenleri inmeye başladı.
Jaeyoon kapıyı kapatıp içeri girdi.
"Kimmiş Jaeyoon hyung?"
"Dawon. Biraz garipti. Üzgün gibiydi ama. Inseong'a pasta getirmiş."
"Dawon hyung mu? Keşke görseydim onu ya özledim."
"İçeri gel dedim ama elime tutuşturdu bunu ve hızlıca gitti."
"Neden ki?"
"Bilmem." Jaeyoon pastayı koydu dolaba.
Inseong banyodan çıktı, üstünü değiştirip salona gitti.
"Abi Dawon hyung gelmiş, sana pasta getirmiş. Hadi onu kes de yiyelim!"
"Dawon mu? İçeri davet etseydiniz ya?"
"Ettim ben ama morali bozuk gibiydi hemen gitti."
"Ben arayayım onu bir."
*****
Dawon göz yaşlarını zorla tutarak indiği merdivenin bitişinde ağlamaya başlamıştı. Apartmanın bahçesinden çıktı. Dönüp baktı apartmana
"Onca seneki yakınlığımız yerine neden 2 günlük adam?"
Ağlıyordu sadece. Nereye gittiğini bilmeyerek yürümeye devam etti. Telefonunun kilit ekranında Inseong ile olan fotoğrafına bakıyordu.
"Neyim eksik sana layık olmak için? Neden beni görmüyorsun? Herkes anladı duygularımı sen neden anlamıyorsun? Anladın da dalga mı geçiyorsun yoksa? Neden arkadaştan daha ötesi olamıyoruz ki?"
Dawon önüne bakmıyordu. Caddede karşıdan karşıya geçerken Inseong aradı. Eli ne yanıtlama tuşuna gidiyordu ne de reddetme tuşuna. Sadece ekrana bakıyordu.
Bir damla gözyaşı ekrana düştüğünde korna sesiyle sağına baktı. Kamyon üstüne doğru geliyordu. Kamyon ile aralarında metreler kala bir adam kolunda kenara çekti onu.
*****
Yine bir kurtarılma hikayesi oh mis. 3 oldu buuu. Kurtaran kim acaba?
Okuduğunuz için teşekkürler<3
YOU ARE READING
PUZZLE [JaeSeong]
FanfictionInseong bir gece kendini bir ara sokakta bulur. Yanında da ölmüş bir şekilde en yakın arkadaşı vardır. Peki bunun sorumlusu kimdir? Bunun cevabını ölen arkadaşının ikiziyle bulur. Ona aşık olması işleri zorlaştırır.
Dawon+?
Start from the beginning
![PUZZLE [JaeSeong]](https://img.wattpad.com/cover/336714835-64-k746211.jpg)