05

65 6 3
                                    


21032023

---

"Bu halin ne?"

Hyunjae sırt çantasının omuzlarından kaymasına izin verip sahnenin kenarına bırakırken, öylece zeminde uzanarak gözlerini tavana dikmiş olan bedenin bacağını dürtmüştü ayağıyla.

Chanhee gözleri kan çanağına dönmüş halde bakmıştı kaşları çatık bir şekilde kendisinden cevap bekleyen bedenin yüzüne.

"Chanhee. Kalksana ne yapıyorsun?"

Görüşmeyeli neredeyse iki hafta oluyordu.
Hyunjae'nin dürttüğü bacaklarını kendine doğru çekerken söylenmişti.

"Yüzüyorum anasını satayım. Su çok güzel sende gelsene."

"Tedavi ol."

"Ne işiniz var sizin burada?"

Changmin ellerini beline atmış sahne merdivenlerinin baş ucunda dururken Hyunjae gözlerini Chanhee'den çekip dansçı olana dönmüştü. Sarı saçlı olan ise yalnızca kafasını kaldırıp arkadaşının sorusunu anlamaya çalışmıştı.

Tiyatro öğrencilerinin tiyatro salonunda olması ne zamandan beri sorgulanır olmuştu?

"Kimlik karmaşası mı yaşıyorsun Changmin? Tiyatrocuyuz oğlum biz okuyoruz burada."

Cümlesinin sonlarına doğru kaşları iyice çatılmıştı dans kulübü öğrencilerinin gelişiyle.

"Gruba bakmadınız mı?"

Chanhee lafı uzattıkça uzatan ikiliye kıyasla sabır kavramını unuttuğu saatlerdeydi. Yerden destek alıp iki ayağının üzerinde zar zor durabildiğinde çoktan çantasını sırtına almıştı.

"Ders var mı yok mu?"

"Sonbahar şenliği için oyunu sizden devraldıktan sonra provaları hızlandırmak adına derslerinize ara verildi. Bir süreliğine sahne bizim. Siz etkinlik işleriyle uğraşacaksınız."

Changmin'den beklediği açıklamayı çoktan çalışmak için sahneyi dolduran öğrencilerden biri yaptığında Hyunjae telefonunu çıkarıp atılan mesajlara bakma gereği duymadığı gruba girmişti.

Chanhee ise ağrıyan başını tutarak kendisine doğru endişeyle adımlayan arkadaşına dönmüştü.

"Arayabilirdin."

Changmin iyi görünmeyen arkadaşının söylenmesine kulak asmadan kollarını bedenine dolarken parmaklarıyla saçlarını karıştırıp sakinleşmesini istercesine konuşmuştu.

"İyi görünmüyorsun zaten çalışıp ne yapacaksın? Revire git ve uykun için bir şeyler vermelerini iste. Provalardan sonra geleceğim."

Chanhee son zamanlarda inanılmaz derece kendisini alttan alıp nazıyla oynayan Changmin'in bu halinden oldukça memnunken yüzünü omzuna gömerek kollarını incecik beline sarıp konuşmaya devam etmesini istemişti.

"Çalışınca en azından meşgul oluyorum."

"Ne zamandan beri böyle sülük gibi yapışıp şikayetlenir oldun?"

Changmin biran için sarı saçlı uykusuzun sarhoş olduğunu düşünmüştü. Yakın arkadaşlardı fakat Chanhee ile ayda yılda bir sarılırlardı. Şimdi kendisine sıkıca sarılan bedenin neredeyse çocuk gibi her şeyin şikayetini edecek bir hali vardı. Meraklı gözleri tıpkı kendisi gibi meraklı görünen Hyunjae'yi bulduğunda dudaklarını oynatarak sormuştu.

"Sorun ne?"

Hyunjae bilmediğine dair omuz silkmişti. Bilmek isterdi fakat o kadar uzaklardıki iki haftanın ardından onu ilk görüşü, sesini ilk duyuşuydu.

Chanhee gamzeli dostunun sessizliğinden anladığı endişesini gidermek için gülerek serbest bırakmıştı  belini.

"Arkadaşımada sarılamaz mıyım?"

Huysuzca sorduğu sorusuna cevap alamasada bu sefer kendisine sarılan kişi değerli arkadaşı olmuştu.

"Dünyanda neler dönüyor ya da neler oluyor bilmiyorum. Sadece sorun değil. Git ve biraz kafanı topla."

Her ne hissediyorsa sorun değildi. Her ne için sıkkınsa canı, geçerdi.
Changmin'in sözünü dinlemek istiyor muydu peki bundan emin değildi.

Sadece iğrenç hissediyordu. Bu hissin nedenini bilmemekle birlikte uykularını zehir eden kabuslar görmeye başlamıştı. Zaten uyuyamıyordu. İlaçlara bağlanmak falanda düşüncesi dahilinde olamazdı.

Dans kulübüne verilen oyundu belkide bu kadar sıkan canını. Hyunjae yüzünden bıraktığını düşünüyordu herkes. Hyunjae için bırakmıştı oysa.

Ne onun bu kadar acı çekmesini isterdi nede kendisi bu duygu durumunun içinde bulunmak isterdi.

Tekrar eskisi gibi hissetmek istiyordu. Mutluluğu tüm bedeninden son damlasına kadar çekilmişti sanki.

---

"Bir serum daha mı yesen ya emin olurduk sakinleştiğinden."

Ellerini cebine atmıştı Hyunjae, cümlesine karşılık Chanhee'den sadece laf yerken.

"Yanımda durmak zorunda değilsin."

"Biliyorum."

Chanhee kurcaladığı kitaptan kafasını kaldırmadan sessiz kalmayı tercih etmişti. Konuşmak yorucuydu anlamaya çalışmak gibi.

Bitiren oydu. Hiçkimseye haber vermeden gidip, bir yıl sonra geri dönende...
Soru yağmuruna tutulmak istemişti Hyunjae. Neredeydin? Neden gittin? Chanhee'nin bu tür soruları sorup kızıp bağırmasını istemişti fakat döndüğünde sadece normal bir sakinlikle karşılanmıştı.

Hiçbir şey olmamış gibi, mutlu ve neşeliydi şimdi uykusuz olan o zamanlar. Çünkü her şey bitmişti, sorulacak bir şey kalmamıştı. Kim ne isterse yapardı.

Belkide bu denli yarım hissettiren şey Chanhee'nin hiçbir zaman sormayışıydı. İlişkileri öyle medenice ve sessizce son bulmuştu ki kimse bu kadar didişen ikilinin daha önce birlikte olduğuna ve sonrada adam akıllı ayrıldığına inanamıyordu.

Chanhee asla geçmişi açmıyor, Hyunjae bulaşmadıkça bulaşmıyordu bile.


---

22032023

o incecik beli şimdi başka biri sarıyor mu? / milnyu- junewМесто, где живут истории. Откройте их для себя