Jan Eiskalt

351 121 44
                                    

          Jan Eiskalt, yatakta uzanmış ve içindeki coşkuyu bastırmaya çalışıyordu. Coşkuya neden olan duygu onun dışında ki çoğu kişiyi tiksindirecek bir görüntüydü. Yirmi beş yaşlarında, kanlar içinde yatan bir kadının görüntüsü normal bir insanda kusma hissi uyandırırdı. Jan ise bırakın tiksinmeyi az önce işlediği cinayet nedeniyle tarifsiz bir haz duyuyordu. Bu onun ilk cinayeti değildi ve muhtemelen son olmayacaktı.

Uzandığı yerden yavaşça doğruldu ve cansız yatan kadınının kanlı göğsüne doğru yaklaştı. Başını yavaşça kadının göğsüne yasladı ve o an da içinde bulunan haz duygusunun yarattığı coşku yerini içini burkan bir hüzne bıraktı. Gözlerinden süzülen yaşlara engel olamıyor ve göğsüne yaslandığı kadının bedeninin ölüm soğukluğunu yanaklarında hissediyordu. Bu soğukluğun ona hatırlattıkları içindeki caniyi bir an olsun uzaklaştırıyor ve uysal bir çocuğa dönüşüyordu.

Jan, bu duyguyu seviyordu ve bu duyguyu tekrar yaşaması için cinayet işlemeye devam etmesi gerekliliğinin farkındaydı. O artık dönülmez bir yoldaydı ve af dilemeyi aklından hiç geçirmiyordu. Af dilese bile günahlarının affedileceğine dair bir beklentisi veya umudu yoktu. İşlediği ve işleyeceği cinayetlerde bir amacının olduğu muhakkaktı ama bu amaç diğer seri katillerin amaçlarına benzemiyordu. Jan, bu cinayetler sayesinde bir ün ya da zekâsının övülmesi peşinde değildi. İnsanların ondan korkması ya da saygı duyması umurunda bile değildi.

O öldürdüğü kadınların yanlarına uzanıp kanlı göğüslerine başını dayamak ve bedenlerinin  soğukluğunu hissetmek istiyordu. Bu eylem onu  kısa süre de olsa acımasız ruh halinden kurtarıp çocukluğuna döndürüyordu. İşlediği cinayetler intikam duygusu ve onda yarattıkları haz dışında  bir amaç taşımıyordu. Almayı istediği intikamın öznesi tüm insanlıktı. Belki herkesi öldürme şansı yoktu ama elinde böyle bir imkan olsa bir saniye düşünmez bunu zevkle yapardı.

Jan, aklından geçenleri bir kenara bırakıp ayağa kalktı ve artık profesyonelleştiği ceset temizleme ve ortadan kaldırma işlemlerine başladı. Bu yok etme işlemi esnasında tüm duygularından sıyrılıyor, bir heykeltıraş edasıyla sakince ve ince işçilikle yaptığı işi sürdürüyordu.

Bulanık zihni ona sürekli oyunlar oynasa da bu temizlik esnasında hiç bir şeyin motivasyonunu bozmasına izin vermiyor ve en ince noktasına kadar temizliği tamamlıyordu. Böylece yeni kurbanlar için hiç şüphe çekmeyecek ortam hazırlanmış oluyordu. Bu cinayetler bir gün son bulmalıydı ama son kurban öyle biri olmalıydı ki tüm bu kan ve vahşet dolu süreç bir daha tekrarlanmamak üzere tarihin karanlık sayfalarında yok olup gitmeliydi...

Vahşetin Karşı Konulamaz Hazzı Where stories live. Discover now