(+18) Yabancı çevik bir hamleyle beni çevirip masaya dayarken elimdeki hançere gülerek baktı, buz mavisi gözleri bana dönerken gölgeler sıklaştı, uyarıları birer çığlığa dönüştü. Onun sadece sıradan bir yabancı olmadığını anladığım anda ise geç kalm...
Bana bakın yorum yapmayan kafanızı ısırırım sdofjs. Baştan sınırları konuşalım 600 yorum 300 beğeni gelmezse küserim he. Şaka bir yana aşklarım yorum ve beğeni meraklısı olduğumdan değil... Hikayenin etkileşimi artıyor üzmeyin ayol beni
Bir duyuru. Bundan böyle bir hafta Brh bir hafta ÖTŞ gelecek. Az yoğunum ama neden yoğun olduğumu söylediğimde çok mutlu olacaksınız. O yüzden spoiler vermiyorum sadece beklemenize değecek çünkü şey- söylemem sdkfnsdf
Sizi sonsuzluk kadar seviyorum. İmzamı da sona çakıyorum. Hadi aşkım Kaos kaçar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm 9, Geçmişin ve Geleceğin Hepsi Artık Benim
Gerçek acıyı deneyimleyen insanlar hakkında bilmeniz gereken bir şey varsa o da onları acının ihtimaliyle korkutamayacağınızdır. Gerçek acıyı bir kez tattığınızda sizi en fazla neyin beklediğini bilirsiniz bu yüzden korkup saklanmak yerine o acıyı göğüslemeyi tercih edersiniz. Bir kere tadılmış bir şeyde merak edilecek hiçbir şey yoktur.
On altı yaşında ilk defa sorgulandığımda hissettiğim acı, fiziksel olarak tattığım en korkunç şeydi. Daha önce kalbim kırılmış, ruhum darbe almıştı fakat bedenim her zaman ufak tefek sıyrıklarla kurtulmayı başarmıştı. Ama bu sefer farklıydı, ağzımdan aşağı boşaltılan su beni nefessiz bırakırken içerideki sıcaklık zihnini bulanıklaştırıyordu.
Karşımdaki asker geri çekilip boş kovayı yere attığında ağzıma tıkıştırılmış beze rağmen nefes almaya çalıştım, bedenim öne doğru devrildi. Ellerim Hildebaht'ın en kaliteli ipleriyle sandalyenin arkasına bağlanmıştı bu yüzden yere düşmedim, bunun yerine kaburgalarıma korkunç bir acı saplandı. Orospu çocuğu elindeki sopayla bana vurmuştu ve şimdi sinsi bir şekilde bana gülümsüyordu. Bana işkence etmekten zevk alıyordu.
O gülümsemesini suratından söküp alacaktım. Hançerimi ağzının bir kenarına geçirecek, kulağına kadar yırtacak ve ona kusursuz bir gülümseme verecektim. Kusursuz ve sonsuz. O zaman gerçek bir işkenceyle tanışabilir, nasıl davranması gerektiğini öğrenebilirdi. Sonrasında benden öğrendiklerini kullanamayacak olması ne yazık.
Onu tanıyordum, benden nefret ettiğini biliyordum. Ona göre kadınlar kapalı kapıların ardında oturmalı, erkeklerin savaşmasını izlemeliydi. Ona göre ben ve diğer kızların oluşturduğu birlik bir hataydı, Anne kutsal bir kadın olsa da o da hatalar yapabilirdi. Bir gün Anne'nin onun o çiçek bozuğu suratına bakıp ona doğru yolu gösterdiği için teşekkür edeceğini umduğunu biliyordum. Sonrasında hepimiz direklere geçirilecek, Kan Vergisi günü şehir meydanında yakılacaktık.
Güzel hayaller orospu çocuğu.
Soğuk eller yüzüme dökülen saçlarımı çektiğinde Anne'yle göz göze geldim, suratında her zamanki tatlı gülümsemesi vardı. Onun içeri girdiğini duymamıştım. Ya o çok sinsiydi ya da ben bir süreliğine de olsa kendimden geçmiştim. "Benim güzel bebeğim," diye fısıldarken bir yandan da ağzımdaki bezin kenarlarını okşuyordu. "Nihayet konuşacak mısın?"
