4 | Babalık.

37 2 0
                                    




"Ben nasıl söyleyebilirim bilmiyorum Justin." dedim ve kuruyan dudaklarımın üzerinde dilimi gezdirdim. Hareketim bakışlarının kısa bir süre gözlerimden dudaklarıma kaymasına neden olurken göz devirdim. Kot şortumun arka cebinden hamilelik testini çıkarıp masaya koydum. Kaşları çatılırken önce teste sonra bana baktı. "Ben hamileyim."

"Siktir, ne?"

"Bak, ben ne yapacağımı bilemedim." dedim. Bakışlarını gözlerimden tekrar teste çevirirken derin bir nefes aldı. Masadaki sessizlik beni boğarken tekrar gözlerim dolmaya başlıyordu. Duygusal biri olmaktan kesinlikle nefret ediyordum. Dudaklarımı birbirine bastırırken Justin'e bakmaya devam ediyordum.

"Tamam." dedi ve bakışlarını testten tekrar gözlerime çevirdi. "Tanrım, ağlama lütfen." Dilini dudakları üzerinde gezdirdi. "Doktora gitmeliyiz Hails, öncelikle neyin ne olduğunu öğrenmeliyiz. Ne yapabileceğimizi ondan sonra düşüneceğiz. Hadi kalk." Oturduğu yerden kalktığında elimin tersiyle gözlerimi silip bende ayaklandım. Justin, masanın üzerine bir miktar para bırakıp ilerlerken bende peşine takılmıştım. Kafeden çıkıp arabaya bindiğimizde ikimizde yol boyunca sessizce durmayı seçmiştik. Sonunda araba doğum hastanesinin önünde durduğunda arabadan indim. Justin, elini bana uzattığında kısa bir an duraksadım ama elini geri çevirmedim. Parmaklarımı birbirinize kenetlerken bana destek olmak istercesine hafifçe sıktı. Danışman kısmına ilerledik. Justin, görevli kadınla konuşurken ben etrafıma bakınıyordum. Karınları neredeyse burnunda onlarca kadın vardı.

"Hadi Hails." Justin, tekrardan elimi tuttuğunda bakışlarımı etraftan çekip onunla birlikte ilerledim. İkinci koridordan sağa dönüp ilk kapının önünde durduğumuzda kapıdaki isme baktım;"Op. Dr. Destiny Peter". Koridordaki sandalyelerden birine oturduğumuzda hala el eleydik. Sonunda kapı açılıp içerden lacivert önlüklü bir hemşire çıktı.

"Hailey Baldwin?" dediğinde bakışlarımı ona çevirdim. Bana hafifçe gülümsedi. "Doktor, sizi bekliyor. Buyurun lütfen." Oturduğum yerden kalktığımda Justin'de benimle birlikte ayaklandı. Açık kapıdan içeri girdiğimizde hemşire arkamızdan kapıyı kapattı. Odanın içi koyu yeşil ve krem renkleri ağırlıklıydı. Biraz önce ismini öğrendiğim doktorum biz içeri girdiğinde başını bilgisayardan çevirdi ve hafifçe bize doğru dönerek gülümsedi. Muhtemelen otuzlarının sonlarındaydı. Kumral saçları ve mavi gözleri vardı. Kesinlikle güzel bir kadındı. İlerleyen yaşlarımda onun gibi görünmeyi isterdim.

"Hoş geldiniz, buyurun lütfen." dediğinde masasının önündeki koltuklara oturduk. "Şikayetimiz nedir?"

"B-ben..." Derin bir nefes aldım ve terleyen ellerimi tişörtüme sildim. "Test yaptım, iki aydır regl olmamıştım." dediğimde başını hafifçe salladı. "Pozitif çıkıyor."

"Tamam, seni kontrol edelim ha Hailey?" dediğinde başını hafifçe salladım. O ayaklandığında, bende ayaklandım. Odanın arka kısmındaki perdeyi açtı ve eli ile bana sedyeyi gösterdi. "Uzan ve karnını aç bakalım." Başımı hafifçe salladım ve o bir şeylerle uğraşırken sedyeye uzandım. Justin, oturduğu yerden kalkıp yanıma geldiğinde elini tuttum. Gözlerini kapatıp açarak bana sorun olmadığını işaret ederken derin bir nefes almıştım. Destiny, elindeki kutudan karnıma jel sıktığında jelin soğukluğu ile hafifçe ürperdim. Ultrason cihazını karnımda gezdirirken bağlı olduğu ekrana bakıyordu, bende bakıyordum ama pek anladığım söylenemezdi. Bir kaç tuşa bastı ve ekran yakınlaştı. Bir süre sessizce ekrana bakarken Justin'in elini sıkıyordum. Destiny, elindeki peçete ile karnımı sildikten sonra oturduğu yerden kalktı.

"Gelin bakalım." diyerek masasına ilerlerken bende uzandığım yerden kalktım. Justin ile yine masanın önündeki krem sandalyelere oturduk. "Öncelikle tebrik ediyorum tatlım." dediğinde bakışlarımı Destiny'e çevirdim. "Ufak bir bebeğimiz var, henüz fasulye boyutunda." Elindeki resmi bana uzattığında dolan gözlerimi resme çevirdim. Eliyle ufak siyahlığı gösterdi. "Buradaki senin bebeğin." Justin'de elimdeki resme bakarken yutkunmuştu.

"Biz aldırabiliyor muyuz?" dedim tek seferde, bakışlarımı resimden çekip ona çevirdim. Justin'e bakmıyordum, tepkisini kestirebileceğim bir evrede değildim. Destiny, derin bir nefes aldı.

"Üzgünüm Hailey, o üç aylık olmuş bile. Aldırabilirsiniz ancak bu çok tehlikeli olur ve bir daha çocuk sahibi olamayabilirsin. O çoktan senin karnına yerleşmiş tatlım."

"Ama, ben daha çok küçüğüm." dedim, gözlerimden yaşlar akarken. Çığlık atmak istiyordum ama kendimi tutuyordum.

"Evet, 18 anne olmak için gerçekten çok genç bir yaş seni anlıyorum ama bazı mucizeler zamansız gelir tatlım. Şu an korkuyorsun ki korkman çok normal ama böyle ani bir karar vermek yerine bir kaç gün düşün, eğer hala aldırmak istersen elimden geleni yaparım olur mu?" Başımı hafifçe salladım. Bakışlarımı Justin'e çevirdiğimde gözlerinde ki umut ışıklarını görmek zor değildi ancak ben onun kadar umutlu değildim.

Secret | Justin BieberWhere stories live. Discover now