"Alo?" Birkaç saniye içinde Luke'un sesi kulaklarıma doldu.

"Sidneydesin ha?" Sanki beni görecekmiş gibi  başımı salladım.

"Evet. Bir sorun yok ya?" Luke'un yanında olduğunu tahmin ettiğim Michael'ın sesini duyduğumda ne söylediğini anlamaya çalıştım. Birşeyler zırvalıyordu.

"Yok." Dedi Luke tok bir sesle. "Biz küçük prensesin nasıl olduğunu merak ettik." Ashton yanlarında olmadığına göre kesin uyuyordur. Nede olsa o beni arayıp sormak yerine Diamond'ın durumunu çoktan Vicky'den öğrenmiştir değil mi? Onun bu ilgisi sinirlerimi bozmuyor değildi ya neyse.

"İyi, yani en son gördüğümde iyiydi." Dedim. Michael hala gülmeye devam ediyordu. Sarhoş falanmıydı?
"Pekala Cal. Kapatmam gerek, onlara iyi bak. Bir an öncede dön." Diyerek telefonu kapattı. Onlarda Vicky ve Diamond ile ilgileniyolardı fakat Ashton kadar değil. Ashton'un derdi neydi?

Bu gece dönmem gerekiyordu. Saatler farklı olduğu için burada çok fazla kalamayacaktım. Uyumayı boşvererek ayağa kalktım ve anneme biraz dışarı çıkıp hava alacağımı söyleyerek evden çıktım. Çok fazla vaktim yoktu ve ben olabildiğince Diamond'ın yanında olmak istiyordum ve birde sanırım Vicky'nin.

On dakikalık bir mesafenin ardından kendimi kimseye fark ettirmeden Alexis'in evine ulaşabilmiştim. Kapıyı çaldığımda birkaç dakikanın ardından Victoria açtı. Gözlerimi kocaman açarak ona baktım. Bu yaptığım ne kadar yanlış olsada bir süre onu izledim. Üzerinde sadece aptal minicik bir elbise vardı. Yemin ederim o an aklımdan geçen kirli düşüncelerden  dolayı kendimden nefret ettim.

"Calum." Diyerek beni düşüncelerimden ayırdı. Tanrım o karşımda böyle dururken nasıl konuşacaktım ben?

"Ş-şey Diamond'ı görmeye gelmiştim." Ne? Kekelemek mi? Ne sikim yapmıştım ben?

"Geç." Dedi içeriyi işaret ederek. "O da henüz yeni uyanmıştı." Dediğini yaparak içeri girdim. Diamond koltuklardan birine uzanmış o çok sevdiği bebeğiyle ilgileniyordu. Ve üzerindeki lekelerden anlaşıldığı kadarıyla annesi ona yemek yedirmeye çalışıyordu.

"Güzelim." Dediğimde bana dönerek bebeğiyle birlikte ayağa kalkmaya çalıştı fakat başarılı olamamıştı. Henüz o kadar güçlü değildi. Hemen yanına ulaşarak onu kendime doğru çektim ve kucağıma aldım. Bebeksi kokusu sanırım bu dünyadaki en güzel kokuydu.

"Calum." Dedi minik kollarını boynuma dolayarak. Tanrım onu bu denli çok sevmem normalmiydi? Hafif kıvırcık olan siyah saçlarını okşayarak onu kendime biraz daha bastırdım.

"Biryerin ağrıyor mu güzelim?" Sağ bacağıma oturarak bebeğini de kendi kucağına oturttu. Bu hali o kadar tatlıydı ki.

Eliyle karnını tutarak bana baktı ve hafifçe minik burnunu çekti. "Burası acıyor." Dedi kısılan sesiyle. Onu sesinden öpmek istedim. Elimle yavaşça karnına dokunduğumda yeni çıkmış olan birkaç dişini göstererek gülümsedi.

"Bu bebeğin bir ismi varmı?" Dedim saçını okşayarak. Kendi gibi esmer olan bebeğinin saçını okşadı o da tıpkı benim gibi.

"Annemin ismi." Dedi gülerek. Minik kısılan gözlerine baktım. O çok güzel ve çok akıllı bir bebekti. Babası böyle bir kıza sahip olduğu için kendini şanslı hissetmesi gerekirken burada yoktu bile.

Yavaşça kucağımdan inerek diğer oyuncaklarının olduğu yere doğru ilerledi minik adımlarla. Eline bir bebek daha alarak tekrardan yanıma geldi.

"Bu da Calum." Dedi elindeki erkek bebeği gösterirken. Onu tekrardan kucağıma çekerek gülümsedim. Midemde birşeyler hareketlenmeye başlamıştı sanki. Neden olduğunu bilmiyordum. Bir bebeğine annesinin ismini verirken diğerine benim ismimi vermişti. Doğrusu Ashton demesini beklemiyor değildim. Eğer Ashton deseydi yemin ederim kıskançlıktan ölebilirdim. Diamond'ı sebepsiz bir şekilde kimseyle paylaşmak istemiyordum.

Young Daddy. /Hood.  [dad #1]Where stories live. Discover now