Meriç çıktıktan sonra kafamı masaya koydum. Beynim yerinden çıkacak gibi ağırmaya başlamıştı. Ve ben bu haldeyken milleti yemeğe çağırmıştım. Harika.

..

Eve geldiğimde ilaç içip yemek yapmaya başlamıştım. Yaptığım salatayı da masaya koyduğumda her şey tamamdı.

Timdekilerin ismini sonunda ezberleyebilmiştim. Nasıl bir komutansam bir ayı geçmesine rağmen yeni yeni öğreniyordum.

Kapı çaldığında üstümü düzelterek kapıyı açmaya gittim. Kim o demeden kapıyı açtım.

"Hoşgeldiniz."

"Hoşbulduk Komutanım."

Kaya, Mert, Harun, Kenan ve Dila ayakkabılarını çıkarıp teker teker içeri girdiler. Kapıyı kapatmadan önce son bir kez dışarıya baktım ve kapıyı kapattım.

"Üsteğmen Meriç nerde?"

"Komutanım onun işi çıkmış. Gelemediği için özür diledi."

İşi mi çıkmıştı? Niye bana haber vermedi ki?

Adam benden uzak duruyor işte. Bense hâlâ bir şeyleri sorguluyordum.

"Tamam o zaman sofraya geçebiliriz."

Herkes tek tek masaya oturdu. Yemekleri servis etmek için hareketlendiğimde beşi aynı aynda ayapa kalkmıştı.

"Komutanım ben servis edeyim."

"Siz oturun komutanım."

"Biz yapalım komutanım."

Hepsi birbirine benzeyen şeyler söylemeye başladı.

"Oturun yerinize. Ev sahibi benim."

Hepsi yavaşça yerlerine otururken ben de mutfağa geçtim. Yemeği alıp içeriye geçerken konuşmalarını duydum.

"Misafirsiniz demedi. "

"E demediyse ne olmuş kızım?"

"Misafir olarak görmüyor işte."

Dördü Dila'ya garip bakışlar atmıştı.

"Onu bunu bilmem ama Yağız Komutan önce komutanımıza bin basar. Baksanıza adam yemeğe çağırdı ya."

"Meriç Komutan demişti zaten. Yağız Komutan iyi biri diye."

"Meriç'in demesi normal oğlum. Adama boş saatlerinde uçuş hakkı verdi be."

"Valla çok kıyak hareketti o."

Daha fazla onları gizlice dinlemeye son verip yanlarına gittim. Tabaklarına yemeği koyduktan sonra yerime oturdum.

"Aranızda evli, nişanlı olan var mı?"

Yüzüklerini görüyordum ama yine de sorup iyice öğrenmek istemiştim.

"Valla komutanım bekarlık üstüme yapışmış benim," dedi Mert.

Kenan'da "Ben de beş yılı devirdim komutanım. " dedi. Zaten o en büyükleriydi.

"Ben nişanlıyım," dedi Harun ve ekledi.

"Kısmetse bu yaz evleneceğiz."

Diğer ikisine baktım. Dila bardağına uzanırken "Valla komutanım sevgilim olacak şahıs ailesini askerle evlenme fikrini alıştırırsa evlenicem." dedi.

"Kızım sen unut onu. Git doğru düzgün birini bul."

Harun bunu derken bir yandan da Mert'e bakıyordu. Harun Mert'e bakana kadar Dila'dan hoşlandığını düşünmemiştim.

Kaya'ya dönüp "Sen de bir şey yok mu Üsteğmen?" dedim.

"Komutanım, benden geçti artık o işler."

"Kaya Komutanı duyan da elliye yaklaştı sanacak."

"Aman Mert, Kaya Komutan ve Meriç Komutanı bilmiyorsun sanki. İkiside ilişki konusunda içi geçmiş gibi."

Harun beklemediğim anda Meriç'den bahsedince sandalyeye yaslandım ve yanımdaki boş yere baktım.

Yemek ne kadar iyi geçerse geçsin bir eksiklik vardı işte.

Bol sohbetli ve kahkahalı geçen yemekten sonra ısrarları üzerine ortalığı toplamaya yardım ettikten sonra gitmişlerdi.

Ben de iyice kendimi halsiz ve bitkin hissetmeye başlamıştım. Bir ilaç daha içip pijamalarımı giydim. Yatmam üzereyken aklıma gelen şeyle telefonumu elime alarak Meriç'i aradım.

Birkaç defa çaldıktan sonra kapattım. Meşguldur diye sonuna kadar çaldırmak istememiştim.

Yatağa uzanıp telefonu komodine koydum ve gözlerimi kapattım.

Ne kadardır uyuduğumu bilmiyorum ama çalan telefonun sesiyle gözlerimi zorla açtım. Gözlerimin yanmasından ateşimin yükseldiğini anlamıştım.

Susam telefon tekrar çaldığında kimin aradığına bakmadan açtım.

"Komutanım, iyi misiniz?"

"İyi, iyiyim."

"Kaç defa aradım. Aklım çıktı bir şey oldu diye."

Meriç beni merak mı etmişti yoksa ben ateşimden dolayı rüya mi görüyordum.

"Komutanım gerçekten iyi misiniz?"

"Hı hı. Hasta gibiyim uyursam geçer."

"O zaman siz dinlenin komutanım. İyi geceler."

"İyi geceler."

Telefonu kapatıp yerine koyduktan sonra geri uykuya daldım.

Ukenin hastalınıp semenin ona baktığı sahneler 🥹🥹

Ben hâlâ model bulamadım 🥹

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere minik kaplumbağalarım 🤍🐢

Söz // bxbWhere stories live. Discover now