acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun. izlerime rastlıyorsun, bıraktıklarıma. o yolda çekmiştim ruhumu patlatan fitili. orada benden savrulan parçalar kurusa da izleri var hala, yolun kenarında.
flechazo pt.2, slow update
Ops! Esta imagem não segue as nossas directrizes de conteúdo. Para continuares a publicar, por favor, remova-a ou carrega uma imagem diferente.
"Doğum günümüz kutlu olsun!"
Üstüne birinin atlamasıyla üç saatlik uykusundan uyanan Yoongi, söylene söylene kadını yatağın boş kısmına itelese de yüzüstü yattığı yerden doğrulup yanaklarını öpmeyi de ihmal etmemişti.
Uykulu sesiyle "Bebeğim bunu ne olur uyandığımda yapalım." diye mırıldandıktan sonra çıplak kollarıyla yastığa sarılıp gözlerini tekrar yumdu ama yanındakinin pes etmeye niyeti yoktu. Yoongi'yi sinir etmek en sevdiği hobisi olabilirdi.
Eski fakat hala sapasağlam çalışan el kamerasının açısını düzgünce ayarlayıp Yoongi'nin yastığa saçılan mint saçlarına zoom yaptı.
"Olmaz, uyan hadi!" diye mızmızlandı. "Seni beklersek günü kaçırırız."
Yoongi'nin boğuk sesiyle karşı çıkışlarını duymazdan gelip her zaman yatağın yanındaki komodinin üst çekmecesinde olan turuncu çakmağı çıkardı ve heyecanlı mırıltılarla yaktı. Bir yandan çakmağın alevini bir yandan da Yoongi'yi kadraja almaya çalışırken yatakta bağdaş kurdu.
"İyi ki doğdun, bize! İyi ki doğdun bize, iyi ki doğdun, iyi ki doğdun, mutlu yıllar bize!"
Melodiyle şakıdığında Yoongi sonunda pes etmiş ve doğrularak çakmağın alevini tuttuğu dilekle birlikte üflemişti. Yoongi kamerayı alıp kadının bir tane de kendi için yakıp üflemesini çektikten sonra aralarında sessiz bir anlaşmaymış gibi çakmak üçüncüye alevlendi. İkisinin aklında da aynı kişi vardı.
Karşısındakinin içindeki burukluğu hisseden Yoongi, melankolik havayı dağıtmaya çalışarak kamerayı kendilerine doğru çevirerek "İyi ki doğdun, balım." dedi ve yanaklarını bir kez daha sıkıca öptü.
Kadın da bu havadan çıkmak istermiş gibi aklındakileri bir kenara bıraktı ve kocaman gülümseyerek "İyi ki doğdun, baba." dedi. Gülümsemesindeki kırıklığı gören Yoongi, kaydı durdurmak aklına gelmeden kamerayı yatağa bıraktı ve kızına döndü.
"Oyunculuk yapmak zorunda değilsin, Matilda."
Biliyordu, babasının yanında her konuda rahatça dürüst olabiliyordu fakat bugünün mutlu geçmesini istiyordu. Bugün ikisinin de doğum günüydü ve her sene yaptıkları kutlama merasimine bu sene bir kişi eksik devam etmek zorundalardı.
Babasına bir kez sıkıca sarılıp "Gerçekten iyiyim." diyerek geri çekildi ve kamerayı geri aldı.
"Evet, Min Yoongi." Yandaki ekrandan babasının parlayan suratına baktı. "Kızınız tam olarak 23 yaşına bastı. Hislerinizi alalım babalık."
"Kızım çok güzel büyüdü." Pek sık ağladığına şahit olmadığı babasının gözlerinin dolduğunu görünce Matilda'nın dudakları büzüldü. Yoongi konuşmasına devam etmek üzereyken hızlıca "Dur," diyerek onu böldü ve gözlerindeki yaşları kuruladı. "55 yaşındaki nane kafalı bir adam için çok duygusal olduğunu hatırladım, bu soruyu geçelim."
Yoongi, kızının tepkisine gülerek "Şair olduğumu hep unutuyorsun." diye dalga geçti. Matilda ise dil çıkarmakla yetinip diğer sorusuna geçti.
"Benim yaşımdayken şimdi nerede olacağını düşünüyordun? Yirmi üçlük çıtır Yoongi'nin gelecek planları neydi?"
Kızının yapmaya çalıştığı şeyi anladığında ona tatlı bir şekilde suratını buruşturarak baktı. Yaşına göre oldukça az olan kırışıklıkları ortaya çıktığında Matilda büyüdüğünü yeni anlıyormuş gibi iç çekmişti.
"Çok sinsisiniz, hanımefendi."
Kızı "Babamdan öğrendim." diyerek göz kırptı.
Büyürken ebeveynlerinin dertleriyle ve acılarıyla da cebelleşmenin çocuk üzerinde yarattığı tramvayı yakından gördüğünden beri Matilda'ya yalnızca güzel anılar anlatılmış, kötü anıların üstü kapatılmıştı. Matilda'nın bildiği tek şey babasının yirmi üçüncü yaşının çok iyi geçmediğiydi.
"O zamanlar," Yoongi iç geçirdi. Hatırladıkça, özellikle de bu olgun haliyle dönüp genç Yoongi'ye baktığında kendinden utanıyordu. "Hayatımın en büyük hatasını yaptım."
Matilda meraklı bir ses çıkarırken röportajcı kişiliğinden kopup kamerayı tutan elini yatağa bırakmış fakat kaydı durdurmakla uğraşmamıştı.
"Elli beş yaşıma geldim ve hala nasıl öyle bir yanılgıya düştüğümü anlayamıyorum. Ama insan böyledir, hata yapmadıkça güçlenmesi de zorlaşır. Ben o hatayı yapmasaydım şimdi burada olamazdık, senin gibi bir kızım da olmazdı."
Eli mint saçlarına karışırken geçmişe daldı, yirmi üçüne döndü. O zamanlar elli beş yaşının hayalini dahi kurmuyordu ama buradaydı. Yanında da canından çok sevdiği biricik kızı vardı. Eğer 2021'e dönüp o Yoongi'ye bu yaşadığı şeyleri anlatsa onu kendine asla inandıramaz gibi hissediyordu.
Yirmi üçlük Yoongi'nin yirmi altı yaşında hiç bilmediği topraklara ayak basana kadar hayattan hiçbir ümidi yoktu.
Ops! Esta imagem não segue as nossas directrizes de conteúdo. Para continuares a publicar, por favor, remova-a ou carrega uma imagem diferente.
işte başlıyoruz, yeniden balıklara hoş geldiniz.
istediğim kadar kişiye ulaşınca ilk bölümü de hızlıca atacağım, sabırla beklediğiniz için teşekkür ederim 🧡
kapak için bana bu güzel çizimi bulan loverofchimmy ve milyon kere fikir değiştirmeme rağmen bıkmadan usanmadan bana kapak yapan minik eşek kittygangpark kocccaman öpücükler
