1∝3

2.5K 193 36
                                    

*Starset - It Has Begun*

Saat akşam 7'ye gelirken ben hala hazır değildim. Niye hazır olacaktım ki? Aaron Cole istiyor diye mi? Benimle ilgili ne bildiğini bile bilmiyordum. Üstelik dün gece evden çıkarken ardında bıraktığı kızın öfkesinin boyutundan haberi bile yoktu, muhtemelen umurunda da değildi ama ona bunları ödetecektim.

O kim oluyordu da, o kadar güvenlik önlemine rağmen evime girip, beni tehdit edebiliyordu. Daha da fazlası bir de canımı yakmıştı. Kendini ne sanıyordu?

Devletin içinde nasıl bir pozisyona sahip olduğunun önemi yoktu, ne olursa olsun ona yenilecek biri değildim. Kendini güvende hissetmemesi onun için çok daha iyi olurdu çünkü gerçekten ona kızmaya başlıyordum. Güvenlik şefinin oğlu olması, her zaman güvende olacağı anlamına gelmezdi sonuçta.

Ve evet, içimdeki öfkeyi kontrol edemiyordum. Benim boğazımı sıkmanın, beni tehdit etmenin ne demek olduğunu görecekti. Basit insan parçası! O buluşmaya gidecektim ve bu gecenin sonunda, devletin onlar için öldürmemi istediği adamlardan bir farkı kalmayacaktı.

Nefret ettiğim bir temizlik işi yapacaktım belki bu gece ama bu sefer tamamen kendim içindi. En azından kendimi bu şekilde avutabilir, temizlik işini daha çabuk kabullenebilirdim. Üstelik böyle bir şeyi bedelsiz bırakmaya da hiç niyetim yoktu.

Büyük, siyah kutuyu ilk defa açtım. Karşımda gerçekten güzel ama bir o kadar da kısa, siyah bir elbise duruyordu. Ah, Aaron Cole! Gecenin sonunda seni gerçekten öldürecektim.

Üstelik bir iş buluşması istediğini söylemişti, iş görüşmelerinin böyle elbiselerle yapıldığını hiç zannetmiyordum. En azından bu kadar kısa elbiselerle yapılıyor olamazdı. Madem iş görüşmesi istiyordu, gerçekten bir iş görüşmesindeymiş gibi davranacak, ona göre giyinecektim.

Sonunda saat 8'e gelirken Mercy's restoranının önündeydim. Üstümdeki eteği düzeltip, içeri girmek için hareketlendim. Böyle ortalıkta dolaşmak her ne kadar akıl karı olmasa da eminim Aaron Cole, bunu halledecek bir şeyler düşünmüştü. Onun yanında olmamı istiyorsa önümdeki engelleri de kaldırmalıydı sonuçta.

Üstümdeyse onun verdiği elbise yerine basit bir kalem etek, gömlek kombini de vardı ve bu kalkma dediği halde kalktığım için boğazımı sıkan bir adamı da baya sinirlendirecekti ama umurumda değildi. O beni kızdırıyordu, ben neden onu kızdırmayacaktım?

Ayrıca, iş görüşmesi mi? Benimle ne görüşebilirdi, daha doğrusu benimle iş anlamında ne görüşebilirdi? Çünkü ikimizin de üstlerinin bundan haberi olmalıydı, aksi takdirde bu yasadışı bir iş anlamına gelirdi ve ben tehlikeli bir şeyin içinde olmak istemiyordum. Her ne kadar tehlikeye çoktan bulaşmış olsam da en azından bu derece bu işlerin içine girmemem gerekiyordu. Özellikle de yanımda bakmam gereken çocuklar varken böyle işlerin ortasına düşmemeliydim.

Peki, neden şu an tehlikenin tam ortasına düşmüş gibi hissediyordum? Aslına bakarsak, ben tehlikenin ortasına sonradan düşmüş de sayılmazdım. Devletin içinde büyüdüğümü göz önünde bulundurursak, ben tehlikenin içinde doğmuştum, doğmak denirse tabii.

Yanıma gelen bir garson bana oturmam gereken yeri gösterirken boş masaya doğru ilerledim. Tahmin ettiğimin aksine Aaron Cole, çok da dakik bir adam sayılmazdı ve görünüşe göre onu beklemem gerekiyordu. Aradan yaklaşık bir 15 dakika geçtikten sonra Aaron, ancak gelebilmişti ve üstünde onu geçen gece evimde gördüğümün aksine siyah bir tişört vardı. Tam da tahmin ettiğim gibi... Siyah bir tişört, siyah bir kot pantolonla daha güzel gözüküyordu ama şu an ilgilenmem gereken şey onun ne kadar güzel gözüktüğü değildi! Kendimi toparlamalıydım.

Kusurlu Mekanizmalar (ASKIDA)Where stories live. Discover now