2.Bölüm

985 46 15
                                    

Arkadaşlar son zamanlarda kötü olaylar yaşadık ölenlerimizin yakınlarının başı sağ olsun, yaralanan insanlara da Allah acil şifalar versin. İnşallah sizler de iyisinizdir bir şeyiniz yoktur, en kısa zamanda da düzeleceğiz inşallah lütfen güçlü kalalım sizi seviyorum❤️ ve lütfen dualarımızı eksik etmeyelim🤲

İyi okumalar
.............................

"Sen kimle konuştuğunu biliyor musun?"

"Yo kimsin sen?"

İşte böyle umursamaz ol Asya

"Basketbolcu Anıl Akgün"

Dediği isimle dona kalmıştım

Bu bildiğimiz dünyaca ünlü, genç basketbolcu Anıl Akgün'dü
ve o şuan benim karşımdaydı.
.
.
.
.
Ne yapacağım lan ben? Düşün Asya düşün.

Hmm..buldum zaten şaşırdığımı fark etmediler.

Kendimi düzelttim ve konuşmaya başladım.

"Ya öyle mi ben de Asya Çelikkaya." Deyip elimi uzattım, ilk önce durdu elime baktı sonra geri yüzüme baktı ve elimi sıktı.

"Tanıştığıma memnun oldum Asya hanım."

Hanımmış hıh gıcık herif.

"Bende tanıştığıma memnun oldum Anıl Bey" dedim bende resmi bir şekilde. Biz birbirimize kötü kötü bakışlar atarken
Özlem beni kolumdan çekip konuştu.

"Hadi Asya 3 gün sonra maç var antrenmana devam edelim."

"Sonra senin güzel ellerinden yemek yiyelim." Dedi Ceylin koluma girerek.

"Ya Ceylin sen niye hiç doymuyorsun?" Dedi yanımızda ki Elif.

"Ya ben aç olduğumdan yemiyorum ki yemek."

"Ne için yiyorsun o zaman yemeği?"
Dedim ona bakarak, yemek yeme sebebi aç olduğu için değilmiş o zaman ne için?

"Ya Asya sen çok güzel yemekler yapıyorsun benimde yemek hoşuma gidiyor, ah birde o fellah köften var ya mükemmel mükemmel." Dedi, durdum ve Ceylin'e döndüm.

"Ceylin doğruyu söyle o geçen ki fellah köftesini sen mi yedin?" Dedim, Ceylin yutkundu kesin bu yedi belli çünkü.

"Yo ne alakası var?"

Ona hem sorgular hem de kötü bakışlar atım sonra oflayıp konuştu.

Ben biliydim böyle olacağını.

"Evet ben yedim çok güzel olmuştu, ellerine sağlık." Dedi masum bir şekilde.

Yahu ben bu kıza kızamıyorum, şu bakışlara bak.

"Afiyet olsun gülüm ama keşke birazda bize bıraksaydın, neyse ben tekrardan yaparım bize."

"Valla mı?" Dedi küçük çocuklar gibi zaten bu kızda çocuk enerjisi var, bitmiyor.

"Valla!" Sarıldı hemen bana dayanamadım bende sarıldım.

Ha bu arada biri bana sarıldığında ona dayanamadığım söylemiş miydim?
*
*
*
*
"Yoruldum!" Deyip kendimi yere attım.

"Al benden de o kadar." Dedi Tuğçe kendini benim yanıma atarken.

Olduğum yerden oturur vaziyette gelip takımın ablalarına yani Elif ve Özleme seslendim.

"Ablalarım antrenman bitti mi?" İkisi de aynı anda konuştu.

"EVET"

"EVET"

"Okey o zaman haydi eve." Dedim ve o an Ceylin yanımdan ışık hızıyla geçip arkaya gitti.

"O neydi lan?" Dedim Tuğçe'ye dönerek
o ise 'bilmiyorum' manasında omuzlarını silkti.

Arkaya dönüp baktığımızda Ceylin sevgilisine sarılıyordu.

Biz antrenman geri devam ettiğimiz de Ceylin'nin sevgilisi ve onu arkadaşları yukarılara bir yerler çıkıp bizi izlemişlerdi.

Elif yanıma gelip çantamı bana uzattı hemen aldım ve Ceylin'nin olduğu yere doğru ilerledim ve konuşmaya başladım.

"Hadi be kızım ne sarıldınız birbirinize."

"Ya tamam tamam biraz daha sarılayım."

Dur bak ben nasıl korkutuyorum seni.

"Tamam o zaman fellah köftesini, ıspanaklı böreği unut." Dedim kapının çıkışına ilerlerken

"NE!"

"SEN CİDDİ MİSİN?" Dedi bana hitaben
ona dönerek cevap verdim.

"Tabi ki." Dedim, gözlerini kısıp bana baktı.

"Senin sevgilin yok diye yapıyorsun değil mi?"

Rahat bir şekilde cevap verdim.

"Yoo benim sevgilim olsun olmasın yine aynısını yaparım."

"Aşk güzel ama karın doğurmuyor be kardeş." Dedi arkamdaki Tuğçe.

"Katılıyorum." Dedi Elif ona katılarak.

"Haklı valla." Dedi Özlem de onlara katılarak.

"Hepsi haklı Ceylin'cim." Dedi son olarak Ceyda.

"Neyse biz arabanın oraya gidiyoruz Asya sen de Ceylin'ni alıp gel biran önce." Dedi Elif.

"Tamam gidin siz." Dedim onların kapından çıkışını izledim.

Kafamı onlardan çevirip Ceylin'e döndüğüm zaman hala sevgilisine sarıldığını gördüm, o sırada birinin bana baktığını hissettim, kafamı kaldırıp baktığımda 'dünyaca ünlü' Anıl Akgün beni izliyordu.

Gözleri, gözleri bir şeyler anlatıyordu ama ben anlamıyordum galiba. Gözlerimi ondan çekip Ceylin'e döndüm.

"Hadi Ceylin gidelim yoksa biraz daha burada kalırsak yemekleri yetiştiremeyeceğim."

"Tamam ama bir şey soracağım."

"Tamam sor." Dedim hızlıca

"Müsait bir zamanda Can ve onun arkadaşları bize yemeğe gelebilir mi?"

Düşünmeden cevap verdim

"Tamam gelirler."

"Valla mı?"

"He Ceylin hadi."

"Peki ne zaman gelsinler?" Allah'ım bayılacağım şimdi şuraya.

" Üç gün sonra gelsinler, o gün hepimiz müsaitiz."

"Ay yaşasın ilk tanışmışım seninle." Deyip bana sarıldı ben de otomatik olarak ona sarıldım.

"Bende de ama eğer bizimkilerin yanına gitmezsek yemek ısmarlarsın bize ha." Dememle kapıdan uçarak çıktı.

Bu kız uçmayı çok seviyor

Tamam ben de çıkıyordum ki arkamı döndüm, uyarı yapmam gerekiyordu.

Can denen çocuğa fazla olmayacak şekilde yaklaştım.

"Sakın onu üzme SAKIN!" Dedim sondaki sakını bastırarak.

"Asla... Asla onu üzmem" dedi.

"İnşallah" deyip oradan ayrıldım.

..............................

Kestim!

Nasıldı?

Asya'nın sert aynı zamanda yumuşak biri olmasını nasıl buldunuz?

Peki Ceylin'in durmadan yemek yeme isteği?

Peki sizce Anıl'ın bakışları Asya'ya ne anlatmaya çalışıyor?

Voleybolcu Kız Where stories live. Discover now